Otuz bine yakın SURİYELİ OY KULLANACAK..!

Otuz bine yakın SURİYELİ OY KULLANACAK..!

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş, katıldığı bir radyo programında gündemi değerlendirdi…

Savaş konuşmasında önümüzdeki seçimlerde 30 bine yakın Suriyelinin oy kullanacağı endişesi taşıdığının altını çizerken, milli bir politika ile barışın sağlanmasının ve sığınmacıların huzur içinde ülkelerine gönderilmesinin önemine değindi…

Hatay’daki Suriyeliler hakkında resmi verilerle konuşan Savaş, “Son verilere göre Suriyelilerin şehrimizde kurduğu bin 556 şirket var. 2019 seçimlerinde 13 bin Suriyeli oy kullanmıştı. 2 ay önce baktığımızda bu sayı 24 bini geçmişti. Sayın İçişleri Bakanımızın verdiği değer 120 bin civarındaydı, bunun yaklaşık 5’te 1’i Hatay’da. Muhtemelen seçime kadar 30 bini rahatlıkla bulacak. 30 bin az bir rakam değil. Bunlar sadece iktidarı tanıyorlar, onlar bizi getirdi onlara oy kullanırız gibi düşünüyorlar” dedi. 

Suriyelilerin doğum oranları ile ilgili verileri aktaran Savaş, “Suriyelilerin doğum oranı bizimkinden fazla. Suriyelilerde hem çok eşlilik var hem de bir kadın ortalama 5,3 doğum yapıyor. Resmi sayılara baktığımız zaman bizim insanımız da ortalama 2,01 civarında doğum yapıyor. Yani her iki buçuk Türk kadını 1 tane Suriyeli kadına eş değer doğum yapıyor. Birleşmiş Milletlerin 2019 verilerine göre Hatay’ın Suriye sınırı dünyanın terörist çöplüğü. Bu çocuklar okula gidip eğitim almazsa sokağa düşer. Bugün peçete, yarın uyuşturucu satar. Sonra da bu terörist gruplarına katılırlar. Bu neslin psikolojisini iyileştirmek zorundayız. Herkesin elini taşın altına koyması lazım” dedi. 

Savaş, konuşmasında şunlara yer verdi: “Bizden iki nesil öncesi bağımsızlık mücadelesi vermiş. Ben ve Hatay’daki insanlarımız o şartlar altında yapılan mücadelenin değerini çok iyi biliyoruz. Eskiden topla tüfekle yapılan savaşlar şimdi ekonomi ile demografik yapının değiştirilmesi ile yapılıyor. Hatay, Doğu Akdeniz’in kalesi durumda ve belediye başkanı olarak bizim çok daha stratejik çok daha öngörülebilir politikalarla geleceğe adım atmamız lazım. Bu milli bir politikayla olur. Bu da tüm siyasi partilerin birlikte uygulayacağı bir sistem olmalı. Demografik yapının değişmesi bizi kaygılandırıyor. 

Milli bir politika ile barışın sağlanması ve sığınmacıların huzur içinde ülkelerine gönderilmesi lazım. Biz Osmanlı döneminde Halep Sancağına bağlıydık. Yani biz her zaman bir arada yaşadık, akrabalıklar kurduk. Savaş başlamadan önce iki ülke ekonomide, sosyal hayatta ve turizmde birbirine müthiş bir katkı sağlıyordu. Antakya Uzunçarşı’da günde 750 bin dolarlık alışveriş olurdu. Şu anda 40 bin doları bulmuyor. Günde 250 TIR’la Basra Körfezi’ne kadar ihracat yapıyorduk. Yaş sebze meyve, hububat gibi birçok ürün gönderiyorduk. Bunları yapan bir şehir şu anda 25 günde bir 100 konteynerle yetiniyor. 12 yıldır barış çağrısı yapıyoruz. İnşallah her iki devlet arasında barış çubuğu tüttüreceğimiz zaman yakındır.”