ÖCALAN’IN SÖZLERİ MECLİS’TE OKUNDU

ÖCALAN’IN SÖZLERİ MECLİS’TE OKUNDU

İmralı’da PKK lideri Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşmeyi anlatan DEM Partili Ömer Öcalan, Abdullah Öcalan'ın ‘Kürt-Türk ittifaklarını değerlendirdiğini ve "Biz bu sorunu diyalog yöntemiyle çözebiliriz" dediğini aktardı.

DEM Parti Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, Meclis’te devam eden bütçe görüşmelerinde konuştu. Abdullah Öcalan ile 23 Ekim’de yaptığı görüşmeye ilişkin bazı detayları anlattı.

Suriye’de ve Ortadoğu’da yaşanan gelişmeleri yakından takip ettiklerini söyleyen Ömer Öcalan, 13 yıldır devam eden savaşın bugün itibariyle farklı bir noktaya evirildiğini ifade etti. Türkiye hükümetinin oradaki politikalara müdahalelerinin yaşanacak olumlu atmosfere negatif bir etkisi olduğunu belirten Ömer Öcalan, “Yüzyıllardır birlikte yaşayan bu halka, ‘kardeşlerimiz’ diyen bu halkın üzerine uluslararası çete örgütlerini ve DAEŞ artıklarını saldırtmanız doğru değildir. Bunu kabul etmiyoruz, halkımız bunu kabul etmiyor. Bu, sorunları daha da derinleştiriyor. İçinden çıkılmaz bir hal alıyor. Bu savaş kör bir savaştır, sonucu yoktur. Herkes kaybediyor” diye konuştu.
DEM Parti’nin önerisinin “kazan kazan politikası” olduğunu kaydeden Ömer Öcalan, ”Türk de kazanmalıdır, Kürt de kazanmalıdır. Tarihsel bu ilişkileri daha da anlamlı kılabiliriz“ dedi.

ABDULLAH ÖCALAN İLE NELER KONUŞULDU?

23 Ekim 2024 tarihinde İmralı Adası’nda Terör örgütü PKK Lideri Abdullah Öcalan’la görüşme yaptığını hatırlatan Ömer Öcalan, Abdullah Öcalan’ın derin analizler ve değerlendirmeler yaptığını söyledi. Ömer Öcalan sözlerini şöyle sürdürdü: “Öcalan, Sultan Sencer‘den, Melikşah‘tan, İdris‘i Bitlis‘den, Yavuz Sultan Selim’den, Abdülhamid Han’dan ve Mustafa Kemal’e kadar Kürt-Türk ilişkilerini değerlendirdi. Kürt-Türk ittifaklarını değerlendirdi. Kürt ve Türklerin nasıl birlikte bu aşamaya geldiğini değerlendirdi. İttifakları ilişkileri ve zaman zaman yaşanan sorunları da açık bir şekilde değerlendirdi. Çözüm önerileri vardı. ‘Biz bu sorunu diyalog yöntemiyle çözebiliriz’ dedi.”
DAHA ÖNCE DE SÖYLEMİŞTİ
Ömer Öcalan, Abdullah Öcalan’ın “Biz bu sorunu aslında 2000 yılında çözebilirdik. 99 yılında uçakta da söyledim. ‘Kürt Türk meselesinin çözümüne hizmet yaparım’ dedim. 2000 yılında da söyledim şimdi de söylüyorum. Ama işi farklı bir boyuta çektiler.’ Apo kendini kurtarmak için bunu yapıyor‘ dediler” diye konuştuğunu aktardı.

‘ŞARTLAR ŞAHSİ ŞARTLARIM DEĞİL‘
Görüşmede Abdullah Öcalan’ın moralli, güçlü ve gündemine hakim olduğunu belirten Ömer Öcalan, “Sorunların çözümü noktasında inisiyatif olacağını açık bir şekilde söyledi. Verdiği mesajda ‘şartlar ve koşullar’dan bahsederken ‘Ben bu şartlar ve koşulları kendi şahsımın koşulları için demiyorum’ dedi. Çözümün ortamının hazırlanmasına dönük değerlendirmeler yaptı” dedi.

‘ÖNÜMÜZDE TARİHİ BİR SÜREÇ VAR‘
Kendisini muhalif olarak tanımlayan bazı basın kuruluşlarının ve gazetecilerin İmralı görüşmesini manipülatif bir şekilde değerlendirdiğini belirten Ömer Öcalan, “Kimisi üçüncü ülkeden kimisi garantör ülkeden bahsetti. İktidar medyası da kendi açısından bu görüşmeyi çarpıtmaya çalıştı. Ama mesele ciddi. Önümüzde tarihi bir süreç var. Bu tarihi süreci pozitif bir anlamda büyük onurlu bir barışa çevirebiliriz. Onun ötesini kimse düşünmek istemez” diye konuştu.

DÖRT PARÇADAKİ KÜRTLERDEN SÖZ ETTİ
Ömer Öcalan, “Tabii ki Gazze konuşuldu, Ortadoğu konuşuldu, İsrail’le ilgili değerlendirmeler yapıldı; Irak’ta ki Kürtler, Suriye’deki Kürtler ve İran’daki Kürtlerle ilgili değerlendirmeler yapıldı. Önermeleri en makul önermelerdi. Çözümlemeleri en makul çözümlemelerdi. Türk Hükümeti ya da Türk yetkilileri, Türkiye devleti yetkilileri buna gelecek mi, gelmeyecek mi? Bu zemini hazırlayacak mı, hazırlayamayacak mı? Mesele biraz burada düğümlenmiştir. Tabii ki Rojava’yla ilgili de bahsetti, Suriye’deki gelişmeleri yakından takip ediyor. Takip ettiği birkaç televizyon kanalıyla gündemine hâkimdir” diye ifade etti.

‘ÖCALAN’IN ÖNERMELERİ EN MAKUL ÖNERMELERDİ’
İmralı’da yaptığı görüşmede Abdullah Öcalan’ın Ortadoğu, Gazze, İsrail hakkında tespitlerde bulunduğunu, Irak‘taki, Suriye’deki ve İran’daki Kürtlerle ilgili değerlendirmeler yaptığını belirten Öcalan, “Önermeleri en makul önermelerdi. Çözümlemeleri en makul çözümlemelerdi. Türkiye devleti yetkilileri Türkiye hükümeti buna gelecek mi gelmeyecek mi? Bu zemini hazırlayacak mı, hazırlamayacak mı? Mesele biraz burada düğümlenmiştir” ifadelerini kullandı.
Ömer Öcalan, Abdullah Öcalan’ın Suriye’deki gelişmeleri yakından takip ettiğini, Rojava‘dan bahsettiğini de sözlerine ekledi.

ABD DIŞİŞLERİ BAKANI NİYE GELİYOR?
Ömer Öcalan, Suriye’deki gelişmelere ilişkin kendi değerlendirmelerini de şöyle aktardı: “Son yaşanan gelişmelerin bu gidişata zarar verme ihtimali çok yüksek. Fırsatlar önüme önümüzde duruyor ama fırsatların yanında negatif durumlar da var. Şimdi Amerika Dışişleri Bakanı gelecek. Niye geliyor? Bir savaş var bir çatışma var. Rojava‘ya müdahale var. Amerika Birleşik Devletleri gelip Türkiye yetkililerine diyecek ki ‘Bu savaşı derinleştirmeyin’ diyecek.”

‘SORUNU KENDİ İÇ DİNAMİKLERİMİZLE ÇÖZEBİLİRİZ’
Ömer Öcalan, sözlerini şöyle sürdürdü: ”Siz Kürt kardeşlerinize böyle yaklaşıyorsunuz Ama Öcalan’ın çözüm önermesi, ‘bu işi kendi iç dinamiklerimizle çözebiliriz, bu işi kendimiz bir noktaya getirebiliriz’. Ama bu mesele adeta uluslararası bir boyut kazandı ve bir adım ötesine gidiyor. Bu noktada yetkililer inisiyatif almalıdır. Sağduyu önemsemelidir.“
ERDOĞAN BU İŞİ ÇÖZERSE…
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın tutumuna ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Ömer Öcalan, “Cumhurbaşkanı ve partisi 22 yıldır iktidar. Olumlu olumsuz birçok şey yaptı. Gelmediği makam kalmadı. Ama Kürt meselesini çözerse farklı noktalara gelebilir. Cumhurbaşkanlığı makamını 1-2-3 yıl arttırmak sadece rakamsal bir şeydir. İktidardaki süresi 25 yıl olmayacak 27 yıl olacak. Sayın Erdoğan bu sorunun çözümünde inisiyatif alır, rolünü oynarsa bu ülke bambaşka bir noktaya gider. Orta Doğu‘ya barış ihraç eder, Orta Doğu‘nun barış merkezi haline gelir” dedi.
Ömer Öcalan, sorunun çözümünde milliyetçilerin de rol alması gerektiğini ifade ederek “Orası bu ülkenin geleceği için, bu ülkenin demokrasisi için ikna edilirse bu ülke vizyonu olan bir devlet haline gelir” dedi.