MUHALEFET ESENYURT'TA BİRLEŞTİ! 'SİNE-İ MİLLET TUZAK…

MUHALEFET ESENYURT

CHP, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanması ve belediyeye kayyım atanmasının ardından ilçede 'Halk Buluşması' düzenledi.

Kayyım darbesine karşına binlerce yurttaş, Esenyurt'ta bir araya geldi. Mitingde; DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve son olarak CHP Genel Başkanı Özgür Özel halka hitap etti.

Cumhuriyet Halk Partisi, (CHP) Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in 'PKK/KCK üyesi olma' iddiasıyla tutuklanması ve belediyeye kayyım atanmasının ardından bugün ilçede 'Halk Buluşması' düzenledi. Mitinge binlerce yurttaş katıldı.  

Programda, CHP'li vekiller ve belediye başkanlarının yanı sıra; DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ile Saadet Partisi, DEVA, Gelecek Partisi, Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri ve Sol Parti temsilcileri yer aldı.
Programda ilk olarak CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik söz aldı. Çelik kısa bir konuşma yaptıktan sonra kürsüye DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğlulları'nı davet etti.
HATİMOĞULLARI: KAYYIM REJİMİNE DİRENECEĞİZ 
Hatimoğulları'nın açıklamasından öne çıkanlar şöyle: 

-Dün sizin iradenize kayyım atandı. Dün Esenyurt halkının seçmenine kayyım atandı. Dün bir siyasi darbe daha gerçekleşti. Bu darbeyi yapan otoriter rejimi bir kez daha kınıyorum. Kayyımı kabul etmiyoruz. 

-Esenyurt, Türkiye'nin en büyük ilçesi. Türkiye'deki bütün halkların ve inançların bir arada yaşayabildiği bir ilçemizdir. Tam da yaşamınızla, farklılıklarınızla kent uzlaşı sağlamış olan siz Esenyurtlulara yapılan darbeyi kabul etmiyoruz. Onlar iç barıştan bahsediyor değil mi? Türkiye'nin gerçekten bir iç barışa ihtiyacı var. Barışı, uzlaşıyı sağlamış Esenyurt Belediyesi'nden ne istediniz? Neden belediye başkanına şafak operasyonu çektiniz? Dönüp size "Hangi iç barıştan bahsediyorsunuz" diye sormazlar mı? 

-Kayyım demek, halkın, seçme ve seçilme hakkını elinden almak demektir. Kayyım, sizlerin iradesine darbe indirmek demektir. Kayyım demek, 'seçilmezler yönetemez, benim seçtiğim memur yönetecek' demektir. Bu da otoriter rejim demektir. Biz kayyım rejimini Van'dan, Hakkari'den biliyoruz. Ne kadar tehlikeli ve demokrasiye düşman olduğunu deneyimledik. Kayyım rejimine izin vermeyelim. 

-Hukuku, demokrasiyi ayaklar altına alan kayyım rejimine karşı hep birlikte direneceğiz. Direne direne kazanacağız. Demokratik bir cumhuriyet için hep birlikte direneceğiz. 

İMAMOĞLU: İKTİDAR BİR BAŞKA KARANLIK HAMLENİN PEŞİNDE KOŞUYOR

Hatimoğulları'nın ardından kürsüye İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu geldi. 
Özer'in tutuklanmasına sert tepki gösteren İmamoğlu, "Ne yazık ki her gün bir başka şaibeli sürecin içerisindeyiz. Bir başka karanlık hamlenin peşinde koşan bir iktidarla karşı karşıyayız" ifadelerini kullandı.  

İmamoğlu'nun açıklamasından öne çıkanlar şu şekilde: 
-Esenyurt sadece 1 milyon insanın yaşadığı bir ilçe değil, aynı zamanda koca bir yürek. Ne yazık ki her gün bir başka şaibeli sürecin içerisindeyiz. Bir başka karanlık hamlenin peşinde koşan bir iktidarla karşı karşıyayız. Şimdi de Esenyurt'un üzerine kirli bir oyun kurguluyorlar. Benim uzun yıllardır tanıdığım bir bilim insanını, bu memleketin yetiştirdiği bir profesörü, bütün Esenyurt'un büyük desteğiyle seçtiği Ahmet Özer başkanımızı, uyduruk sebeplerle terörist ilan edip tutuklayıp, Esenyurt'u kayyıma emanet ettiler.

-2019'dan bu yana, 31 Mart gününden bu güne, hep aynı uygulamaları, hep sandıkta kaybettiklerini yargı aracıyla geri almak istemediler mi? İşte bugün de yaptıkları aynı şey. Milletin onlara vermediği yetkiye, siyasi güdümlü mahkemeler aracılığıyla ulaşmak istiyorlar. Önümüzdeki seçimi bugünden kazanmak ve tahakküm altına almak için milleti baskı altına almaya çalışıyorlar. Ama yapamayacaksınız, yapamayacaksınız.

"İDDİANAMEYİ YAZANIN DERHAL PSİKİYATRİSTE GİTMESİ LAZIM"
-Bunlar yalanı, iftirayı, uydurmayı, yemek gibi yiyorlar. Neymiş, Ahmet Özer Başkanımız ile terör örgütü arasında varmış gibi gösterilen, gösterilmek istenen ilişkinin kanıtı olarak ortaya konulan, inanın okusanız gülersiniz... 7 sayfalık iddiayı akşam 10 dakikada okudum. Hukukçularımızdan özür diliyorum. Ama o iddianameyi yazanın derhal psikiyatriste gitmesi lazım.

"BU İŞ BİR SİYASİ OPERASYON"
-Aklını, vicdanını başkasına kiraya vermemiş herkes bu işin bir siyasi operasyon olduğunu bilir. Biz dilsiz şeytan olmayacağı. İktidar hukukun akışını terse çevirmiştir. İktidar herkesi yaftalamaktadır. Bu kardeşiniz neredeyse 6 yıldır bunların yalanlarıyla uğraşmıyor mu? Allah aşkına Ahmak davası nedir, böyle bir dava olur mu! Ahmet Özer başkanımıza terörist yaftası yapıştırılıyor, tutuklanıyor, sonra da deniyor ki hadi kendini akla.

"BEN SİZİNLE UĞRAŞACAĞIM"
-Asla vazgeçmeyelim. Bunlar çatışma, kaos isteyecekler. Ben sizinle uğraşacağım. Seçimde bükemediğimiz bilek kayyumla eğilmez. Kendi iradesini millet iradesi üstünde görenler muktedir kalamayacak.
-Önümüzdeki seçimi bugünden kazanmak ve tahakküm altına almak için şimdiden milleti baskı altına almak istiyorlar ama yapamayacaksınız, yapamayacaksınız
-Esenyurt'ta kapalı kapılar ardından kariyer hesaplar yapılmadı.
-Elinizde sakladığınız baltanızı, balyozunuzu, sopanızı, tehdidi, şantajı geride bırakın. Önce milletin tercihlerine saygı sözü verin. Milletin sizi seçmediği için cezalandırmayacağınızı garanti edin. Böyle bir yarış ve demokrasi olmaz. Rakiplerinizi korktuklarınız, korkmadıklarınız diye ayırmayın.

"ŞU BİLEĞİ BİR MİLİM BİLE EĞEMEYECEKSİNİZ
-Hani var ya 'Yeter söz milletindir' denildiği yıllar vardır. Ama en güzeli ne biliyor musunuz: Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir. Bakın, şu bileği görüyor musunuz, seçimlerde bükemediğiniz bileği, yasaklarla, kayyımlarla, tutuklamalarla bir milim bile eğemeyeceksiniz. 
İmamoğlu'nun ardından ise kürsüye CHP Genel Başkanı Özgür Özel geldi. Özel de Özer'in tutuklanmasına ve kayyıma sert tepki gösterdi.

ÖZEL: POLİSLER AHMET ÖZER'İ YATAK ODASINA GİRİP UYANDIRDI 
Özel'in açıklamasından öne çıkanlar şöyle:

-Hepinize yürekten teşekkür ediyorum. Bugün Esenyurt'ta herkes omuz omuza seçilmiş belediye başkanına onun şahsında kendilerinin seçme hakkına sahip çıkanları yürekten kutluyorum.
-Dün yaşanan büyük hukuksuzluktan sonra bir çağrı yaptık. Dün Esneyurt'un seçme hakkına el koyanlar bizi güçsüz göstermeye çalıştılar.
-Bu meydanda tüm siyasi partiler var. Biz iktidara ve onun büyük küçük ortaklarına karşı ayaktayız.
-Karşımıza dikilen kötülüklere teslim olmadık. Buradan Ahmet başkana sesleniyoruz; burada toplanan halkımız 'Ahmet başkan yalnız değildir' diyor.
-Kayyum eliyle belediyeye el koymaya çalıştılar. Kanunsuz muameleler elbette halkın vicdanında yerini bulacaktır.
-Esenyurt Meydanı onbinlerce ağızdan sesleniyor, 'Ahmet Başkan yalnız değildir' diyor. Ahmet Başkan her sabah sekiz buçukta gittiği belediyeye, sekiz buçukta davet edilse ifade vermeye gidebilecekken sabah beşte çilingirle evinin kapısına dayandılar. Eşi telaşla korkuyla kapıyı açtı, durumu izah etmek yerine Ahmet Özer'in yatak odasına gidip bizzat uyandırdılar, bunu bilerek yaptılar. Oradaki kötü, ahlaksız, kanunsuz muamele eninde sonunda bu milletin vicdanından dönecektir. Bunu bir kenara yazın. 

"DEVLETİN DAİRESİNİN KAPISINI BALYOZLA KIRDILAR"
-Belediyeye gidip, devletin dairesinin kapısını balyozla kırdılar. İçeri girdiler, kapıda avukatlar yetişip, belediye meclis üyeleri yetişip, aramaya hakları olduğu için tanıklık etmek istediler. İçeriye almadılar. Bu hukuksuz bir şekilde temin edilen, kimin koyduğunu bilmediğimiz, Ahmet Başkan'ın ilk kez gördüğü bir kitap taslağını bile tutuklanırken gerekçe diye gösterdiler.

"10 YIL GERİYE GİDERSEK AKP'DE 10 KİŞİ KALMAZ"
-Tutuklama sırasında efendim onunla görüşmüş, bununla görüşmüş... Ahmet Özer'i 10 yıl dinlemişler, takip altına almışlar. 10 yıldır dinliyorduk, 10 yıldır terörle irtibatlı diyorlar. 10 yıl geriye gidersek, AKP'de FETÖ'ye mensup olmayan 10 kişi kalmaz 10 kişi!
-Remzi Kartal’la görüştü diye içeri atarsanız AKP’de kimse kalmaz.

"FETÖ'DEN KALMA KUMPASLAR..."
-Çıkmışlar, bilindik operasyonlarla, FETÖ'den kalma kumpaslardan medet umarak Ahmet Özer'i görevinden uzaklaştırıyorlar. Ve bunlar diyor ki: Terör sorununu biz çözeceğiz ama Kürt sorunu yoktur. Bir ülkede bir sorun varsa, sorunun sahibine sorulur. Eğer ülkede sorun olup olmadığına yaşayanlar değil de yönetenler karar veriyorsa, o ülkede diktatörlük var demektir.

"SİNE-İ MİLLET OYUN, ERKEN SEÇİM İÇİN SESİMİZİ YÜKSELTMEYE MECBURUZ"
"Şimdi yeni bir oyun var. Anayasa'yı değiştirmenin yeni bir oyununu bulmuşlar. Birtakım hesaplardan hep birlikte şöyle yazıyorlar: "DEM Parti, CHP, muhalefet Meclis'ten çekilsin, 'Sine-i Millet'e dönün erken seçim yapılsın." Hesabı söyleyeyim: Tut ki 130 vekil, sadece biz, ya da toplam 200 vekil Sine-i Millet dedik. Sine-i Millet, seçim doğurmuyor. Sine-i Millet ara seçim doğuruyor. Ara seçim 90 gün sonraki ilk pazar. Sen çekilmişsin bir daha girmiyorsun. AKP ile MHP giriyor. O 200 vekilin 100'ünü alıyor. Ya da 130 vekilin 80'ini alıyor. Mevcut 320'nin üstüne ekliyor, 400 vekili alıyor. Ne sana, ne bana, ne başkasına ihtiyacı olmadan istediğini yapıyor. Anayasa'yı değiştiriyor. Bu tuzağa kimse kapılmasın. Ama biz, erken seçim için ne gerekiyorsa onu yaptırmaya, sesimizi yükseltmeye mecburuz.

NE OLMUŞTU?
CHP'li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, dün "PKK/KCK terör örgütü üyeliği" iddiasıyla gözaltına alınmış ve hakkında tutuklama kararı verilmişti. İçişleri Bakanlığı, tutuklanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in geçici bir tedbir olarak görevden uzaklaştırıldığını, İstanbul Vali Yardımcısı Can Aksoy'un atandığını açıklamıştı.