CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın Katar'da görüştüğü Sisi ile ilgili sözlerini, ve Rabia işaretini hatırlattı.
Kılıçdaroğlu, "Erdoğan 4 parmağı AKP'nin logosu haline getirmişti. 'Sisi'yi Cumhurbaşkanı olarak kabul etmiyorum.' diyordu. Ne oldu Allah aşkına? Benim zoruma giden devleti temsil etmesidir. Devletin itibarını yerle bir etmesidir. Bu tükürdüğünü yalamaktır. Allah kimseye böyle bir şey yaşatmasın." dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında gündemi değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, “3 Aralık’ta yeni bir vizyonu açıklayacağız" dedi.
Taksim’deki terör saldırısına değinen Kılıçdaroğlu, “Türkiye’yi bu girdaptan çıkarmak zorundayız. Terör konusunda beraber olmak zorundayız. Hep beraber karşı çıkmak zorundayız” dedi. Saldırganın yakalanmasını fakat olayın aydınlatılmamasına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Terörist sınırdan nasıl geçti, kim geçirdi, nasıl oluyor da Türkiye Cumhuriyeti devletinin sınırları yol geçen hanına dönüyor? Sınırda gerekli önlemleri almazsanız teröristlere kapıyı aralamış olursunuz” diye konuştu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, suç örgütü liderleriyle olan fotoğraflarını hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Devleti yöneten birisi uyuşturucu baronlarıyla fotoğraf çektirir mi" dedi.
"O 3,5 KİŞİNİN DE ALLAH BELASINI VERSİN"
Göktürk'te, Kemer Country'nin imara açılmasına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Gözünüzü hala para doyurmadı mı? Rant, rant, rant nereye kadar? Mezara götürmeyeceksiniz bu kadar parayı. Nerede yeşil var, hemen orayı imara açıyorlar. Niçin kardeşim? Dünya kadar sorun var, bırakmışlar sorunları, üç beş kişi kazanacak diye hesap yapıyorlar. O üç beş kişinin de Allah belasını versin.” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, "Zamda Avrupa'nın ve OECD'nin bir numaralı ülkesiyiz. Savaş halindeki Ukrayna'da enflasyon yüzde 35, Rusya'da yüzde 12.. Buna nasıl oluyor? Birilerini suçluyorlar. Suçlayacaksan kendi bakanlarının suçlayacaksın." ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu'nun satırbaşları şöyle:
Biz beraber olmaktan, birlikte olmaktan yanayız. Ayrılığı kabul etmiyoruz. Ayrışmanın hiç kimseye faydası yok.
Beraber, birlikte olmak, konuşmak, dertlerimizi yani anayasada yazıldığı gibi tasada ve kıvançta birlikte olmak zorundayız.
Gerçekten de bizi bir yapmak istiyorlar mı? Oturup konuşmamıza fırsat veriyorlar mı? Sorunlarımızı özgürce anlatabilme imkanı veriyorlar mı?
Düşüncesini özgürce açıklama imkanı veriyorlar mı? Büyük bir sorunumuz var. Bu sorunu aşmak zorundayız. Bu sorunu aşacak olan milletimizin kendisi ve iradesidir.
“AÇIK VE NET SÖYLÜYORUM, OYUNUZU BİZE VERECEKSİNİZ”
Sandığa giderken her bir vatandaşımın sorumluluğu var. Benimde sorumluluğum var, benim kadar sıradan vatandaşın da sorumluluğu var.
Huzur içinde yaşamak istiyorsanız, kimsenin kimliği, inancını siyasete malzeme etmek istemiyorsanız çok açık ve net söylüyorum oyunuzu bize vereceksiniz.
Bu ülkede barışın, huzurun adresi biziz. Kavgayı değil, helalleşmekten yana olan biziz. Biz 85 milyonu kucaklamak istiyoruz. Beraber, birlikte yaşamak istiyoruz.
Sorunlarımız var biliyorum. Türkiye’yi buradan çekip çıkarmak zorundayız. Demokratik kurallar içinde yapmak zorundayız. Kimseye kin ve öfke duymadan yapmak zorundayız.
Biz bunu yaptığımız zaman ülkeye demokrasiyi getireceğiz. Her evde endişe var. Gelir düzeyi ne olursa olsun herkes endişeli.
Türkiye’yi bu endişe girdabından çekip çıkarmak zorundayız. Diğer ülkeler refah içinde yaşarken biz neden derin bir yoksullukla karşı karşıya olalım? Bizim neyimiz eksik?
Siyasetin kör kuyusuna ülkeyi sokamazsınız. Soktuğunuz andan itibaren kavga ortamına toplumu ittiğiniz zaman o toplumda huzur bırakamazsınız.
İnsanların düşünceleri farklı olabilir. Boşuna mı demiş atalarımız akıl akıldan üstündür diye. Oturalım, konuşalım. Konuşamayan, dertleşemeyen bir Türkiye var.
Geçmişte iktidar partisine veya MHP’ye oy veren vatandaşlarım olabilir. Bir şey söylüyorum o kardeşlerime.
Türkiye’nin bu gidişinden sizde huzursuzluk duyuyorsanız sandığa gidince oyunuzun rengini değiştirmek zorundasınız.
TAKSİM SALDIRISI…
Bu coğrafyada terörden en büyük acıları yaşayan Türkiye’dir. Türkiye’yi bu girdaptan çıkartmak zorundayız, sağlıklı politikalarla. Ve bunu kendi özgür irademizle yapmak zorundayız.
Terör bir insanlı suçu bunu bütün dünyaya anlatmak zorundayız. Terör iç politika malzemesi olamaz zaten. olmamalıdır da. Dolayısıyla terör bir insanlık suçuysa ve hepimiz insana saygı duyuyorsak o zaman terör konusunda beraber olmak zorundayız.
Terör kimsen nereden gelirse gelsin hangi amacı taşırsa taşısın hep beraber karşı çıkmak zorundayız. Kısır tartışmalarla terörüz yanındaymış, karşısındaymış gibi algı yaratmanın Türkiye'ye hiçbir faydası yoktur.
Tam tersine terör örgütlerinin ekmeğine yağ sürersiniz. Onlar zaten toplumu bölmek istiyorlar. Biz halkın partisiyiz biz ülkemizi yeniden inşa etmek, terörden uzak bir Türkiye olsun istiyoruz.
“SİZ ÖNLEM ALDINIZ DA BİZ Mİ KARŞI MI ÇIKTIK?”
Güvenlik güçlerine teşekkür ediyoruz hemen yakalandılar ama asıl sorulması gereken soruyu daha sormadık. Bu terörist sınırdan nasıl geçti? Kim geçirdi onu sınırdan?
Nasıl oluyor da T.C. devletinin sınırları yol geçen hanına dönüyor? Siz bu soruyu kendinize sormaz ve gerekli önlemleri almazsanız teröristlere kapıyı aralamış olursunuz.
Daha pek çok uyuyan hücrenin olduğu yazılıyor çiziliyor. Teröristler aramızda geziyor. Ayakkabı numarasına kadar biliyorsanız bu nasıl oluyor arkadaş?
Önlem alacaksınız. Siz terörle mücadele ettiniz biz karşı mı çıktık? Bir insanlık belası var ciddi önlemler alın diyoruz. Terörist dediğiniz sadece bir yönüyle değil.
Uyuşturucu teröristleri de var aramızda. Yüz binleri zehirliyorlar. Onların teröristten ne farkları var? Nasıl oluyor da tonlarca uyuşturucu ülkeye giriyor? Bunu soruyorum, kızıyorlar.
“BÖYLE BİR TÜRKİYE’Yİ KABUL ETMİYORUZ!”
Devleti yöneten birisi uyuşturucu baronlarıyla fotoğraf çektirir mi? Kızıyorlar, hakaret ediyorlar. Biz doğruyu söylüyoruz. Teröristten ne farkı var bunların?*Ellerini kollarını sallayarak geziyorlar. Türkiye öyle bir noktaya geldi ki uyuşturucu baronlarının, mafya liderlerinin hesaplaştığı bir ülkeye döndü. Birbirlerini öldürüyorlar.
Böyle bir Türkiye’yi kabul etmiyoruz. Terör dediğiniz bir tane değil. Türkiye’yi zehirliyorlar. Her birimizin sorumluluğu var.
Terör konusunda birbirimizi suçlamamız değil akılcı politikalar üretmemiz lazım. Bugüne kadar doğru dürüst akılcı politikalar üretilmedi.
Son 20 yıla bakın. Rahmetli Ecevit iktidarı teslim ettiğinde terör bitmişti zaten nasıl oldu da bu kadar yeniden dallandı budaklandı? Oturup bunu devleti yönetenlerin düşünmesi lazım.
Bu iş oy işi değil, öyle bakarsanız bu işi çözemezsiniz. O kadar büyük açmazlarla karşı karşıyayız ki çözülmesi lazım bunun.
Birisi bir devleti suçlarken açıkça öbürü aynı devletin başkanını karşılıyor, taziyesini kabul ediyor. Nasıl bir anlayış bu? Devlet böyle yönetilmez.
GÖKTÜRK’TE İMAR ÇALIŞMASI
Gözünüzü hala para doyurmadı mı? Rant, rant, rant nereye kadar? Mezara götürmeyeceksiniz bu kadar parayı. Nerede yeşil bir alan var hemen imara açalım. Yapmayın arkadaşlar, 16 milyona acıyın. İktidar olduğumuzda ben onlara göstereceğim.
Bir şehirde yaşamanın yolu o şehirde huzurlu olmaktır. Karnın doymalı. Parkına gitmeliyim. Yeşil alan olmalı nerede yeşil var imara açalım. Hangi gerekçe ile?
Dünya kadar sorun var bırakmışlar sorunları üç beş kişi kazanacak diye hesabını yapıyorlar o üç beş kişinin Allah belasını versin.
Yapmayın ağaca kıymayın. Bunları yaparken devletin polisini kullanıyorlar. Devletin polisini rant için kullanıyorsunuz.
‘SİSİ’ TEPKİSİ!
2012’de ‘Dış politika iç politikadan farklıdır. Boğazınızdaki 9 boğumu unutmayacaksınız.*Lafı söylerken düşüneceksiniz çünkü dış politika ülkenin tarihinde iz bırakan politikadır’ demiştim.
Cezayir bağımsızlığını ilan ettiğinde Türkiye, BM’de çekimser kalmıştı. Rahmetli Özal özür diledikten sonra ilişkiler düzelmişti.
2016’da ‘Dış politika milli olmak zorundadır’ demişim. İç politikadaki gibi esip gürleyemezsiniz. 2022 Mayıs ayında ‘CHP felsefesinde dış politika milli olmak zorundadır.
Dış politikada iktidar, muhalefet yoktur. Dış politikada bütün bir millet beraber olmak zorundayız’ demişim. Erdoğan bunların tam tersini yaptı.
*Dış politikada dengesiz konuşur, hamaset yaparsınız size bunun gereğini yaparlar ve diz çökmek zorunda kalırsınız.*Erdoğan, Mısır Devlet Başkanı için ‘Uluslararası platformlarda sadece Sisi’yi cumhurbaşkanı olarak kabul etmediğimi söyledim. Benim için Mısır’ın Cumhurbaşkanı Mursi’dir.*Birleşmiş Milletler’de onunla aynı masaya oturmadım, oturursam kendimi inkar ederim’ diyor. Ne oldu?
Erdoğan’ın benim zoruma giden tarafı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni temsil etmesidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin itibarını yerle bir etmesidir. Tükürdüğünü yalamak… Allah kimseye böyle bir şey yaşatmasın.
9367,77%3,72
34,47% 0,05
36,42% 0,21
2956,00% 0,72
4956,37% 0,55