Türk Demokrasi Vakfı toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Neden demokratik yaşamımızda büyük zikzaklarımız oldu? Bunun tek sorumlusu da siyaset kurumudur. İğneyi önce kendimize batıracağız. Siyasetçi nasıl iktidar olduysa, gelmesini nasıl biliyorsa gitmesini de bilmek zorundadır." dedi.
Kılıçdaroğlu, Türk Demokrasi Vakfı toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, “Bu ülkede yaşayan herkesi ben dost olarak kabul ediyorum. Beraberiz, birlikteyiz. Türk Demokrasi Vakfı yeniden ayağa kalktı. Bu tür vakıflara siyaset kurumunun, akademinin, medyanın ihtiyacı var. Biz siyasetçiler bir konu üstesinde istesek de derinleşemeyiz. Ama STK’lar belli bir konuyu ele alır, bütün çerçevesiyle masaya yatırır. STK’lar önemlidir." değerlendirmesini yaptı.
Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı:
"Demokrasimiz gelişmedi, bir yüzyılı devir ettik, o da doğru. O yüzyıl içerisinde büyük bedeller ödedik. Başbakanları idam ettik, gencecik fidan gibi gençlerimizi idam ettik. Darbeler oldu, bildiriler oldu… Bunların hepsi oldu. Geçmişten ders çıkarıp güzel bir gelecek inşa etmek zorundayız.
Geçmişten ders çıkarıp güzel bir gelecek inşa edemezsek çocuklarımıza karşı bizim sorumluluğumuz var demektir. Siyaset dünyasının geleceğe umut vermesi lazım.
"BİRİNCİ SORUNUMUZ, ÖDEDİĞİMİZ VERGİLERİN HESABINI SORMUYORUZ"
Birinci sorunumuz, ödediğimiz vergilerin hesabını sormuyoruz. Magna Carta’dan itibaren demokrasinin gelişmesi böyle olmuştur. Ben vergi ödüyorum. Sen bu parayı nereye harcıyorsun? Bu soru sorulmadığı için demokrasimiz bizim arzu ettiğimiz hızda gelişmiyor. Tabii iş dünyası da bunun üzerinde durmalı. Bütçeler görüşülür, aslolan Kesin Hesap Kanunu’dur.
Bizim güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişle ilgili hazırladığımız metinde önemli bir şey var. Kesin Hesap Komisyonu kurulacak, başkanı ana muhalefet partisinden olacak. İktidar orada muhalefete hesap verecek.
"ÖZGÜR MEDYA DEMOKRASİ İÇİN OLMAZSA OLMAZ"
İkinci temel sorunumuz medya. Medya aslında o kadar ayrıştı ki… İktidar sahiplerinin en çok ihtiyaç duyacakları şey özgür medyadır. Çünkü Türkiye’nin herhangi bir yerinde olan bir olayı iktidar sahipleri en fazla medyadan öğrenirler. Haber ne kadar doğru yansırsa o kadar güzel olacak. Yanlış varsa düzeltmek için müdahale imkânı olacak. Ama bir grup medya sadece güzelleme yapıyorsa aslında iktidarına aleyhinedir. İktidar gerçekleri göremez. O zaman siz toplumdan belli gerçekleri kaçırıyorsunuz demektir. Özgür medya demokrasi için olmazsa olmaz. Zaten çağdaş demokrasilerde dördüncü güç medyadır.
Yargı konusunda ciddi sorunlarımız var. Yargının bağımsız olması lazım. Parlamentoda AYM’ye üye seçiliyor. Komisyonda görev alan CHP’li arkadaşlarım geldiler. Dosyası gelen yargıçlara bir bakın, kaçının herhangi bir makalesi çıktı, kaçı yabancı dil biliyor, kaçının verdiği kararlar üst yargı tarafından onaylandı ya da reddedildi, bir bakın dedim. Bizim aradığımız kürsüye oturduğu zaman adaletle karar versin. Böyle bir dosya düzeni yok.
İktidar olduğumuzda Meclis İç Tüzüğü’nü değiştirip AYM’ye üye olarak başvurucakların asgari standartlarının yazılacak.Can ve mal güvenliği… Demokrasi bu demek aslında. Can ve mal güvenliği olmazsa akademik dünya, iş dünyası da STK da olmaz. Farklı düşünceler kadar değerli bir şey yoktur. Farklı görüş yoksa ülkeyi büyütemezsiniz. Farklı görüş kadar değerli bir şey yoktur. Bugün yaşadığımız ortamda aykırı düşünce ifade edenlerin yakalandığını, hapsedildiğini, tutuklandığını görüyoruz.
"SİYASETÇİ GELMESİNİ NASIL BİLİYORSA GİTMESİNİ DE BİLMEK ZORUNDADIR"
Şu soruyu kendimize sormamız lazım. Neden demokratik yaşamımızda büyük zikzaklarımız oldu? Bunun tek sorumlusu da siyaset kurumudur. İğneyi önce kendimize batıracağız. Siyasetçi nasıl iktidar olduysa, gelmesini nasıl biliyorsa gitmesini de bilmek zorundadır.Aksi halde gelirsiniz iktidar olursunuz, iktidardan gitmemek için seçim kanunu başta olmak üzere, medyayı, yargıyı, STK’ları kontrol edeceğim ve ben mutlaka yerimde kalacağım dediğiniz andan itibaren demokrasi kan kaybetmeye başlıyor ve otoriter rejime doğru hep birlikte gidiyoruz.
Herkesin bir TV’si var ve sadece orada belli konular tartışılıyor. Toplumu ayrıştırdık. Türkiye tehlikeli bir mecraya doğru gidiyor. Biz 6’lı masa diyoruz bazen, Türkiye Masası…. Bizi birleştiren tek bir konu var. Bu ülkeye gerçek anlamda demokrasi getirmek. Meseleyi bir parti meselesi olmanın ötesinde bir Türkiye meselesi haline gelmiştir.
Tazminatlardan söz ettiniz sayın Arınç. Dünya kadar tazminat davaları açıldı ama hiçbiri beni yıldıramaz. Bütün o davaların hangi gerekçelerle açıldığını biliyorum. Bütün o davaları kazanacağız. Bu ülkeye gerçek anlamda demokrasiyi ya getireceğiz, ya getireceğiz."