TÜRKŞEKER A.Ş’nin birçok şubesindeki işçilerden yapılan usulsüzlüğe dair kendilerine bilgi iletildiğini ifade eden Nermin Yıldırım Kara, “Bir kamu iktisadi teşebbüsü olan Türkiye Şeker Fabrikaları’nda işe alım ve sonrasındaki başvurularda maalesef usulsüz bir işleyişin hakim olduğunu görüyoruz. Türkiye’nin muhtelif yerlerinde işe alım yapan şirket çalışanlarının statü başvurularını normlar hiyerarşisine aykırı bir şekilde reddediyor. Elimizde oldukça somut örnekler var. Örneğin bir yurttaşımız 2020 yılında KPSS sınavı ile İŞKUR üzerinden yapılan başvuru ile o dönem özelleştirme dairesinde bulunan TÜRKŞEKER A.Ş’de tekniker olarak işe başlıyor. Özelleştirme olduğu takdirde işe alınanlar hak talep edemeyeceklerini kabul ediyorlar. 29.04.2021 tarih 3923 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.'nin özelleştirme kapsam ve programından çıkartılarak Türkiye Varlık Fonu'na devrine karar veriliyor. 4803 sayılı karar ile de şirket Tarım ve Orman Bakanlığı ile ilişkilendiriliyor. Yani sonuç olarak kurumun statüsü değişiyor. Şimdi burada tekniker olarak alınmış yurttaşlarımız sözleşmeli personel statüsü için başvuruda bulunuyor ancak eğitim durumları gerekçe gösterilerek statüleri değiştirilmiyor. Burada açık bir usulsüzlük yapılıyor.” dedi.
CUMHURBAŞKANI KARARNAMESİNE DAHİ AYKIRI DAVRANILIYOR
6206 Sayılı Cumhurbaşkanı kararına dikkat çeken Nermin Yıldırım Kara, “Şimdi bu yurttaşlarımız kurumun statü değişikliği sonrasında 399 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 3’üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ile tanımlanan sözleşmeli personel statüsüne geçmek için başvuruda bulunuyorlar. 31981 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’na göre de ‘2000 yılı sonrası en az 10 yıl özelleştirme programında kalan ancak daha sonra özelleştirme kapsam ve programından çıkarılarak eski statüsüne döndürülen kamu iktisadi teşebbüslerinde” şeklinde başlayan madde ile bu hakkın kendilerine verildiğini görüyoruz. Ancak sözü geçen kamu iktisadi teşebbüsü başvuruda bulunanların (c) bendi kapsamındaki şartların taşınmadığını dile getiriyor. Statü değişikliği konulu tamimde belirtilen ‘işe başlama tarihi itibarıyla fakülte mezunu olmak’ şartı öne sürülüyor. 6206 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile ortaya konulan sözleşmeli personel statüsüne geçiş için aranan şartlar incelediğimizde işe giriş tarihi itibarıyla fakülte veya yüksekokul mezunu olma şartı aranırken şirket idaresi tarafından hazırlanan tamimde şartın daha da sınırlandırılarak fakülte mezunu olmak olarak düzenlendiği ortaya çıkıyor. Bu yüzden de yüksekokul mezunu olan teknikerlerin başvurularının kabul edilmediğini görüyoruz. Öbür yandan daha sonra aynı meslek grubunda alınanların statüsünün farklı olduğu yurttaşlarımız tarafından bize belirtiliyor. Bu noktada bir adaletsizlik ortaya çıkıyor. Yani normlar hiyerarşisine aykırı bir durumu gerekçe göstererek bu yurttaşlarımızın statü değişikliği kabul edilmiyor. Kamu iktisadi teşebbüslerinde işe alım ve statü değişikliklerinde böyle bir usul kabul edilemez. Anayasa’nın da 10. Maddesi olan “Kanun Önünde Eşitlik” ilkesine göre de ve belirtilen kararnamelere göre de yurttaşlarımızın başvurusunun geçersiz sayılması hukuksuzdur. Maalesef, bu iktidar döneminde çalışma barışı büyük zarar görürken birçok emekçimiz de değişik uygulamalar neticesinde mağdur edilmektedir.” dedi.