Eğitim Sen İskenderun Şubesi 23 Şubat Zamlar Geri Alınsın,Özelleştirmeler Geri Alınsın Eylemi yaptı.
Eğitim Sen İskenderun Şube Başkanı Mustafa ÜNSAL:Ülke olarak tarihimizin en zor süreçlerinden birisini yaşıyoruz.
Cilalanarak piyasaya sürülen “kur korumalı mevduat sistemi” de, “tarihi artış” olarak pazarlanmak istenen asgari ücret artışı da yaşanan krizi çözememektedir. Çünkü asıl ve gerçek tarihi artış hayat pahalılığında yaşanmaktadır.
Resmi verilere göre 2022 Ocak ayı itibari ile tüketici enflasyonu yıllık %48,69, gıda enflasyonu yıllık yüzde 56, ulaştırma enflasyonu ise yüzde 69 artmıştır. Ancak asıl artış enerji kullanımı ile ilişkili olarak petrol, elektrik ve doğal gaz fiyatlarında yaşanmıştır. Merkez Bankası’na göre, üreticilerin elektrik, gaz üretimi ve dağıtımı fiyatları yüzde 138,5 artarken, tüketicilerin enerji kullanım fiyatları ise yüzde 76,4 artmıştır.
Enerji alanında yaşanan artışlar suya atılan bir taşın oluşturduğu halkalar gibi ulaşımdan gıda ürünlerine, meyve ve sebzeden temel tüketim maddelerine kadar her alana yansımaktadır.Dolayısıyla bugün toplum olarak maruz bırakıldığımız yüksek enflasyonda, artan hayat pahalılığında en büyük pay enerji alanında yaşanan fiyat artışlarıdır.Yılbaşı akşamı elektriğe %50 ile %127 arasında, ortalama %80 oranlı tarihi bir zam yapılmıştır. Doğalgaza ise %25 zam yapılmıştır. Otomatiğe bağlanan akaryakıt zamları toplu ulaşıma yılın ilk günlerinde %40 zam olarak yansımıştır.
Elektrik, doğalgaz, toplu ulaşım alanında yaşanan fahiş zamlara karşın kamu emekçileri ve emeklileri olarak bizim maaşlarımızda Ocak ayından itibaren, önümüzdeki altı ay için yapılan artış sadece %7,5’ta kalmıştır. Basit bir hesap yapacak olursak:
2021 Aralık ayı itibari ile maaşı 5 bin TL olan bir kamu emekçisinin 2022 Ocak ayı itibari ile maaşı enflasyon farkı ve toplu sözleşme zammı ile birlikte 6 bin 500 TL olmuştur. Ancak toplam bin 500 TL’lik bu artışın bin 125 TL’lik kısmı 2021 Haziran -2021 Aralık dönemi enflasyon farkından kaynaklıdır. Yani söz konusu kamu emekçisinin maaşında 2022 Ocak ayından Temmuz ayına kadar yapılan artış sadece %7,5 orana denk gelen 375 TL’dir.
Buna karşın dört kişilik bir aileden oluşan söz konusu kamu emekçisi hanesinin 2021 Aralık itibari ile 210 TL olan elektrik faturası yılbaşı akşamı yapılan zamla 370 TL’ye çıkmıştır. Yine Aralık 2021 itibari ile 400 TL olan doğalgaz faturası 500 TL’ye çıkmıştır. Hane halkından kamu emekçisinin işine giderken ve dönerken, diğer aile üyelerinin ise sadece haftada bir gün ulaşım harcaması yaptığını varsaydığımızda 2021 Aralık itibari ile aylık 360 TL olan ulaşım masrafı %40 zamla 504 TL’ye çıkmıştır.
Kısacası dört kişilik bir kamu emekçisi ailesinin, asgari seviyedeki elektrik, doğalgaz ve ulaşım harcamasını esas alarak yaptığımız hesaplamaya göre söz konusu ailenin zamlar sonrasında sadece bu 3 kaleme yaptığı harcama 404 TL artmıştır. Bu tabloya rağmen bugün 84 milyon; fahiş zam yapılan elektrikte kısmi indirim, gıda ürünlerinde fiyatlarına yansıyıp yansımayacağı dahi belirsiz olan KDV indirimi, gibi bataklığı kurutmak yerine tek tek sivrisinek avlamaya dayalı düzenlemelerle oyalanmak istenmektedir.Son yirmi yıldır hayata geçirilen halkın değil, bir avuç mutlu azınlığın çıkarlarını temel alan özelleştirmeler ise ülkemizin her alanda dışarıya bağımlılığını artırarak içine sürüklendiği çıkmazı daha fazla büyütmüştür.
Öte yandan enerji alanındaki özelleştirmeler sonucunda devletin elektrik üretimindeki payı hızla azalmıştır. Söz konusu pay sadece son 20 yıl içinde %60’tan %20’ye düşmüştür. Devletin elektrik dağıtım payı içindeki düşüşü ise çok daha can alıcıdır. 20 yıl önce elektrik dağıtımının tamamı yani %100’ü devlet tarafından yapılıyorken bugün devletin elektrik dağıtımındaki payı sıfırlanmış, elektik dağıtımının tamamı özel sektöre devredilmiştir. Özel sektör oldukça karlı olan enerji alanından hem üreten, hem dağıtan hem de pazarlayan olarak sonuna kadar beslenmiştir.
Kayıp kaçağı azaltmak, enerji verimliliğini sağlamak gibi adımlar yerine görülen her akarsuyun üzerine bir HES, her ovaya bir termik santral kurularak doğamız talan edilmiş, tüketilecek elektriğin çok üzerinde bir elektrik kapasitesi yaratmıştır.
Bu durumda normal koşullarda elektrik fiyatlarının düşmesi beklenirken tam tersi olmuştur.
Bugün Elektrik Üretim A.Ş. (EÜAŞ) ürettiği elektriği dağıtım şirketlerine 31,86 kuruşa satmaktadır. Aynı elektriği üreten şirketlerin bizim faturalarımıza enerji bedeli olarak yansıttığı tutar ise 210 kilowatt saate kadar 79,5 kuruş, 210 kilowatt saat üstü için ise 134,88 kuruştur. Bu tutarlar sadece faturalarımıza yansıyan enerji bedelidir. Tüm elektrik dağıtımı artık özel sektörün elinde olduğu için, özel dağıtım şirketleri bunun üzerine kilowatt başına 33 kuruş dağıtım bedeli eklemektedir.
ESM tarafından yapılan çalışmalara göre; Türkiye’deki mevcut 47 milyon 84 bin 919 abonenin yüzde 82,2’si meskendir. Meskenlerin tüketimi toplam tüketimin dörtte biridir. Söz konusu meskenlerin yüzde 60’ının aylık elektrik tüketimi ise 150 kwh’in altında kalmaktadır.EÜAŞ mevcut durumda toplam elektriğin beşte birini üretmektedir. Yani bir kamu kuruluşu olan EÜAŞ mevcut durumda bile 38,7 milyon mesken abonesine elektik satacak potansiyele sahiptir.
EÜAŞ bir avuç özel üretim ve dağıtım şirketlerini aradan çıkarıp halka doğrudan elektrik verdiğinde bugün 210 kilowatta kadar 137,3 kuruş olan kilowatt saat tutarı 70,8 kuruşa inmektedir. Bunun karşılığı mevcut faturada %120 azalmadır. 210 kwh üstü, ticarethane ve sanayi için ise zamların geri alınması, alınan vergilerin piyasa fiyatı ile fark için karşılanması yeterli olacaktır.
KESK olarak, bu hafta boyunca tüm yurtta daha çok enerji zamlarını merkez alan bir noktadan , “Zamlar Geri Alınsın, Özelleştirmeler İptal Edilsin” şiarı ile eylem ve etkinlikler düzenliyoruz. Başta kamu emekçileri olmak üzere tüm emekçileri, işçileri, dar gelirlileri omuz omuza vermeye, zamlara karşı birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.
9367,77%3,72
34,47% 0,05
36,42% 0,21
2956,00% 0,72
4956,37% 0,55