Bir çocuğa karşı gerçekleştirilen suçlarda istismar dışında özel bir tanımlama yoktur. O nedenle çıkarılan infaz yasasında taciz, tecavüz ve cinayet suçu işleyenleri bir kenara bırakırsak, kadını darp edenler, yaralayanlar, şantaj yapanlar, hürriyetinden yoksun bırakanlar yani kaçıranlar yer alıyor. Bu suçları işleyenler infaz kanunu kapsamına alındı hem suçun infazı düşürüldü hem de bu suçtan cezaevinde olanların hepsi bırakıldı. Mesela Türkiye’de çocuk pornosu maalesef çok gelişti ama çocuk pornosu ile ilgili suç işleyenler de bu infaz yasası kapsamına alındı. İnfaz yasası daha Meclis’te konuşulurken dahi yüzlerce telefon aldık kadınlardan. Çünkü kendilerini güvende hissetmiyordu kadınlar.
Pandemi sürecinde hem bu ayrımcı, kadın düşmanı yasalar çıkarıldı hem de kadınların şiddete uğrama oranları çok arttı. Devlet, iktidar bizi korumak gibi bir sorumluluk hissetmiyor. Hatta bırakın kadınları korumayı mümkün mertebe kadınlara şiddeti teşvik ediyor. Erkekler çok iyi biliyor, bu suçları işledikleri zaman cezaevinden çıkarılacaklar ya da hiç girmeyecekler. Bu politikalar artık kadın kırımı, cins kırımı haline gelmiş durumda. Biz birçok yere gidiyoruz, kadınlarla konuşuyoruz. Kadınlar şiddet karşısında hiçbir mekanizmaya ulaşamadıklarını söylüyor. Ama kadınlar hiçbir şekilde yalnız değil, çok büyük bir kadın gücü var o kadınların arkasında. Sadece bu gücün iletişim kanalını, ağını sağlamamız, oluşturmamız gerekiyor.
Kadına yönelik şiddet vakaları ne yazık ki ülkenin temel gündemlerinin başında gelmektedir. Bu gündem, pandemi sürecinde çeşitli başvuru ve yargı mekanizmalarının işletilmemesinden kaynaklı olarak daha da vahim bir noktaya gelirken, yeni infaz yasasının yarattığı tahliyeler şiddeti artıran önemli bir unsura dönüşmüştür.Kamuoyuna yansıyan verilere göre yeni infaz düzenlemesinin Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmesinin ardından 15 Nisan – 5 Mayıs dönemini kapsayan 20 günlük dönemde Alo 183 hattına 2 bin 506 başvuru yapılmıştır. Bu veri aynı zamanda kadına şiddet faillerinin tahliye edilmesinin yarattığı sakıncayı da gözler önüne sermektedir.
Pandemi ilanının ardında yurttaşların evlerinde kalmasına yönelik tedbirlerin kadınları olumsuz etkilediği bilinmektedir. Kadınların maruz kaldıkları şiddete yönelik başvuru mekanizmalarının işletilmesi yönündeki yaygın talep iktidar tarafından karşılanmadığı gibi şiddet faillerinin tahliye edilerek yeniden şiddet uyguladıkları evlerine dönmelerine ilişkin süreç kadın cinayetlerindeki artışın birincil sebebi, tüm çağrılara rağmen önlem almayan idare ise cinayetlerin birincil sorumlusu konumundadır.yaşamı her yerde ve her koşulda savunmaya devam edeceğiz, “Tüm şüpheli kadın ölümlerinin aydınlatılması için, kaybedilen kadınların akıbetinin ortaya çıkarılması için, infaz yasasındaki eşitsizliklerin giderilmesi için, hükümlü ve tutukluların sağlık haklarının korunması için mücadele etmeye devam edeceğiz”