Tarih: 09.04.2020 16:45

HAK İHLALLERİNİN BİRÇOĞU FARK EDİLMİYOR

Facebook Twitter Linked-in

Kadınlara  ve çocuğa  şiddet uygulayanlar , tecavüzcülerin serbest kalma ihtimalinin ortaya çıktığı ancak düşünce ve fikir suçlularının cezaevinde yaşam hakkının elinden alındığı gerçeği infial yarattı. Ancak yeni infaz düzenlemesinde çokta dikkat çekmeyen  ciddi sorunlardan biride çocuk yaşta cezaevinde olanlara dair disiplin suçlarının artırılması ve ifade özgürlüğüne dair getirilen kısıtlamalar. Öncelikle yasa koyucunun çocuklarla ilgili düzenlemelerde çocukların birey olduğu ve halkların geleceği olduğu  gerçeğinden çok uzak olduğu bir kez daha görülüyor.

Çocukların disiplin cezasına sebebiyet veren fiilinin çocuğun yaşadığı psikolojik bir sıkıntıdan mı, geldiği çevreden kaynaklı sosyal bir sıkıntıdan mı, koğuşun fiziki koşullarının yarattığı bir etkendenmi  kaynaklı olduğu ve bu sorunların çözümüne dair hiçbir çözüm üretmeden cezalandırma yoluna gidilmesi evrensel hukuk ilkeleri  ile bağdaşmamaktadır. Üstelik yasada ceza ve çocuk kelimesinin yan yana kullanılması çocuğa biçilen değerin gösterğesidir .Çocuğun topluma kazandırılması anlamında ceza yerine eğitilmesi gereken fiiller tanımının kullanılması daha doğru olacaktır. Yasa koyucunun çocuk kimliğinden önce suç işlemiş kimliğini değerlendirmesi cezaevi ve  ıslah kurumu tanımı ile ironik bir tutum sergilemektedir. 

Yeni infaz yasası ile çocukların disiplin yönetmeliğine ekstra cezalar eklenmiştir. Odaya kapatma yada aile görüş yasağının dört ay kadar uzatılması gibi. Disipline edilmesi gereken bir suç işlediğinde çocuğun eyleminin düzeltilmesi için öncelikle kendini güvende hissettiği bir ortamın yaratılması gerekir. Ziyaretçi yasağı ile çocuğun ailesiyle iletişimi tamamen kesilmiş hale gelecek . Kaldı ki infaz rejimine göre cezaevinde yatma süresi kısa olan çocukların cezaevinde tüm kaldığı sürenin ziyaretçi görüş yasağı ile geçmesi anlamına da geliyor. Gelişimini tamamlamamış çocuğun ailesinden tecrit edilmesi kabul edilemez. 

           Yeni yasa tasarısında “ Uluslararası Standart Süreli Yayın Numarası (ISSN) veya Uluslararası Standart Kitap Numarası (ISBN) almayan süreli ve süresiz yayınlar ile Basın İlân Kurumu aracılığıyla resmî ilan ve reklam yayınlama hakkı bulunmayan gazeteler, ceza infaz kurumuna kabul edilmez. Yabancı dilde yayımlanmış gazete ve dergilerin ceza infaz kurumuna kabul edilmesinde Adalet Bakanlığı yetkilidir.” demektedir . Düzenleme ile yabancı dilde basılan yayınlar ve resmi ilan ve reklam yayınlama hakkı olan yayınlar Adalet bakanlığı izni ile verilecek . Resmi ilan ve reklam yayınlama hakkı zaten iktidarın takdir yetkisine bağlı  Bu durumda ifade özgürlüğü kısıtlanacak. Çünkü yeni yaşam, evrensel, sol, birgün gibi gazetelerin verilmesi engellenebilecek. Türkiye de cezaevleri çocuklar için ıslah kurumu olmaktan çıkıp , ayrıca cezalandırıldıkları kurumlar haline dönüştürülecek. Süreç içerisinde pratikte bu tehlikeyle yüz yüze geleceğiz. 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —