ELLERİNİZİ  ÇOCUKLARIMIZIN ÜZERİNDEN ÇEKİN!

ELLERİNİZİ  ÇOCUKLARIMIZIN ÜZERİNDEN ÇEKİN!

İskenderun Kadın Platformu Dönem Sözcüsü Hülya ATEŞ;AKP-Saray rejimi iktidarı süresince çocuk istismarı, çocuklara ve kadınlara yönelik şiddet, taciz, tecavüz giderek artmıştır ve her yeni güne kadınların erkek şiddetine maruz kald

AKP iktidarı eğitimde 4+4+4 uygulamasına geçilmesiyle birlikte çocuk yaşta evliliklerin önünü açmış, çocukların eğitim hakkının gasp edilmesine yol açmıştır. Eğitimde bu düzenleme ile hız kazanan dönüşüm sonucunda yaklaşık 2 milyon çocuk örgün eğitim dışında kalmıştır. Üstelik çocuk yaşta evliliklerin basit bir “sonuç” olmadığı, bir zihniyetin yansıması ve bilinçli bir şekilde izlenen bir politikanın ürünü olduğu bugün bir kez daha açıkça görülmektedir.

Müftülere nikah kıyma yetkisi veren ve nüfus hizmetlerinde değişiklikler getiren yasa, çocuklarımızı her türlü istismara açık hale getirmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından gerici-dinci cemaat, tarikat ve vakıflarla imzalanan protokoller, çocuklarımızı Ensar zihniyetine teslim etmektedir. Müfredatta yapılan değişikliklerle hazırlanan kitaplarda kadın ve erkek arasındaki eşitsizlikler fıtrata bağlanmıştır;  kadınların ikincil konumda olduğu öğretilmeye çalışılmaktadır. Hayatın her alanının dinselleştirildiği, kadınların medeni kanunla korunan haklarının gasp edilmeye, yerine şerri hukukun getirilmeye çalışıldığı düzenlemelerin yanı sıra bu anlayışın uzantısı olan müfredata maruz kalan çocuklarımızın psikolojisinde çok ciddi tahribatlar oluşmaktadır.

Bir çocuğa “anne senin kazandığın para harammış, çalışmanı istemiyorum” dedirten, “çok günahım birikmeden ölmem lazım” cümlesini söyleten müfredatın kadın ve çocuk düşmanı zihniyeti bugün Diyanet İşleri Başkanlığı’nın açıklamalarında kendini göstermektedir. Bu fetvalar tesadüf değildir. “Kız çocukları 9 yaşında evlenebilir, gebe kalabilir; erkek çocukları 12 yaşında evlenebilir, baba olabilir” açıklaması ile Diyanet İşleri Başkanlığı, AKP’nin kanunları değiştirerek gerçekleştirmek istediği rejim değişikliğini topluma kabul ettirmek üzere işlev görmekte, çocuk istismarını, tacizi, tecavüzü meşrulaştırmaktadır.

Üstelik Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yapılan “haberlerin gerçeği yansıtmadığı” yönündeki açıklama, haberin kaynağı olarak dini kavramlar sözlüğüne referans vermektedir. Resmi bir kaynak olan sözlükte yer alan “buluğ” maddesi haberleri doğrulamakta, aynı açıklamayı tekrar eden içeriğiyle kötü niyetli olanın kim olduğunu da açıkça ortaya koymaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı ellerini çocuklarımızın üzerinden çekmelidir.

Bilimsellikten tamamen uzak, çocuk gelişimini, pedagojiyi hiçe sayan, AKP iktidarının ihtiyaçları doğrultusunda tanımlar geliştiren Diyanet İşleri Başkanlığı kapatılıp. Yerine çocuk parkı yapılsın!

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre 18 yaşından küçük olan herkes çocuktur. Çocuklar hakları olan bireylerdir; devletin görevi de bu hakları korumak ve geliştirmektir. Cahil bir toplum yaratmak isteğini her fırsatta dile getiren AKP’nin hegemonya aracı olan, çocuk haklarını, çocuklarımızın eğitim haklarını gasp etmek anlamına gelen açıklamalarıyla çocuk istismarını teşvik eden Diyanet İşleri Başkanlığı kapatılmalıdır.

Emeğimizle yarattığımız değerler, ödediğimiz vergiler eğitim ve sağlık başta olmak üzere tüm kamusal hizmetlerin herkes tarafından eşit, adil bir şekilde ulaşılabilir olması için kullanılmalıdır.

Bizler, Diyanet İşleri Başkanlığı eliyle yaratılmaya çalışılan bu karanlığı, Ensar’dan, Aladağ’dan Dikili’deki yurtlardan tanıyoruz. Kadınları kamusal alandan uzaklaştırmaya, bağımlı kılmaya, sömürüyü derinleştirmeye çalışan, çocuk istismarını teşvik eden yasal düzenlemeleri reddediyoruz!

Çocuklarımızın, çocuk yaşta evlendirilmediği, işçileştirilmediği, çocukluklarının çalınmadığı bir dünyayı kendi ellerimizle kuracağız; çocukların şen kahkahalarla, özgürce oynadığı, eğlenerek öğrendiği bir eğitim için mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz.

Gerici, dinci AKP iktidarının kadın ve çocuk düşmanı politikalarına asla teslim olmayacağız.

Emeğine, bedenine, kimliğine sahip çıkan kadınlar olarak bu karanlığı yırtacağız, laikliği kazanacağız, barış içinde bir arada yaşamı kuracağız.