Merkezi Çocuk Komisyonu Üyesi Bestami Çorapçı; 20 Kasım, Türkiye’nin taraf olduğu Çocuk Haklarına dair Sözleşme’nin 30. Yılı. Birleşmiş Milletler tarafından 1989 yılında oluşturulan Sözleşme, halen dünya genelinde en çok sayıd
197 devletin imzaladığı ve çocuk hakları konusunda yükümlülük altına girmeyi taahhüt ettiği belge, çocuklar için daha iyi bir dünya çabasına umut ve ilham vermeye devam ediyor.Ancak 30 yıldır yaşananlar gösteriyor ki dünya genelinde çocuklar çeşitli biçimlerde ayırımcılığa maruz bırakılıyor, yaşama, gelişme ve katılım hakları önündeki engeller devam ediyor.
Çocuklara öncelik verilmesi ve zarar görmemelerini sağlayacak yaklaşım ve düzenlemelerden kaçınılıyor. Yaşanan eşitsizlikler, çocukların hak ihlallerine neden oluyor. Çocukların insan haklarını tehdit eden sorunlar ise taraf devletlerin önceliği haline gelmiyor.
Türkiye, çocuk haklarına öncelik vereceğini taahhüt ederek Sözleşmeyi 1990’da imzaladı, 1994'te onayladı ve 1995 yılında Resmi Gazete’de yayımlayarak ilan etti. Buna rağmen Türkiye’de pek çok çocuk, pek çok şekilde hak ihlaline maruz bırakıldı, bırakılıyor. İhlallerin bir daha tekrarlanmamasına yönelik yapılanlar da kapsayıcı olmaktan uzaktır.
30 yıl içerisinde olan bitenlere; adalet, sağlık, eğitim, sosyal hizmet ve sosyal yardımlar vb. alanlarda yaşananlara dair ve -ne yazık ki sayısız vaka üzerinden- sayfalarca değerlendirme, istatistik vermek mümkün. Yaşamını kaybeden 4 yaşındaki Leyla Aydemir, 6 yaşındaki Efe Boz, 9 yaşındaki Vail El Suud, 10 yaşındaki Cemile Çağırgı, 12 yaşındaki Uğur Kaymaz ve Ceylan Önkol, 13 yaşlarındaki Ahmet Yıldız, Seyhan Doğan ve Davut Altınkaynak, 14 yaşındaki Emirhan Nas, 15 yaşındaki Berkin Elvandaha birkaç gün önce veliler tarafından yuhalatılan otizmli çocuklar bunlardan sadece bazıları…
Yetişkinlerin savaşları çocukların yaşam hakkını yok ediyor. Eğitim alanında ayırımcı ve asimilasyoncu uygulamalar devam ediyor. Çocuklar, işgücü piyasasında sömürülmeye devam ediyor. Çocukların cinsel istismara maruz bırakılmaları meşrulaştırılıyor. Çocuğa özgü bir adalet sisteminden bahsetmek giderek zorlaşıyor.
Çocuk Haklarına dair Sözleşmenin 30. yılında başta Türkiye olmak üzere her bir taraf devlete sözleşmenin temel ilkelerini ısrarla hatırlatırız ki; Çocuk hakları tüm çocuklar içindir. Çocuklar arasında ayırımcılık yapılamaz! Her çocuğun yaşama ve gelişme hakkı vardır! Her çocuğun görüşlerini ifade etme ve hakkında verilen kararlara katılım hakkı vardır. Tüm düzenlemelerde çocukların yüksek yararı; yani zarar görmemeleri ve onlara öncelik verilmesi gözetilir! Çocuk hakları:Her çocuğun hak sahibi bir kişi olduğunu vurgular.0-18 yaş arasındaki herkes içindir.
Çocuklar için özel bir statüdür.Çocukların gelişimsel özellikleri veya henüz reşit sayılmamaları nedeniyle yetişkinlerin koruyucu ve özgürleştirici önlemler almasını gerektirir.Tüm yetişkinlere sorumluluklarını, devlete de yükümlülüklerini tanımlar!
Bu doğrultuda çocuk haklarına saygı duyulmasının sağlanması ve korunması konusunda;Her çocuğun eşit, özgür, mutlu ve barış içerisinde bir yaşam sürmesi,hak temelli ve bütüncül bir çocuk politikası oluşturulması, çocuk hakları ihlalleri ile ilgili cezasızlık kültürünün ortadan kaldırılması,çocukların kendi kültüründen yararlanma ve kendi dilini kullanma hakkını tanıyan Çocuk Haklarına dair Sözleşme'nin 17, 29 ve 30. maddelerine ve BM Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin 27. maddesine konulan çekincelerin kaldırılmasını talep ediyoruz. Her şart altında Çocuk Hakları’nın korunması için duyarlılığımızı sürdürecek ve takipçisi olacağız.
9549,89%1,94
34,54% 0,18
36,00% -0,62
3005,99% 1,50
5006,70% 1,01