Tarih: 29.01.2020 18:03

CEZAEVİNDE İŞKENCE İDDİASI 

Facebook Twitter Linked-in

Hatay Barosu İskenderun Temsilciğinde gerçekleşen basın açıklamasına Hatay Baro Başkanı Av. Ekrem Dönmez’in yanı sıra Baro Başkan yardımcısı Av. Sevinç Çakıcı ve yönetim kurulu üyeleri avukatlar katıldı. Konunun kamuoyu ve basına yansıması üzerine hükümlü kişinin kendi el yazısı ile ‘avukatlar ile görüşmek istemediğine’ dair dilekçesi sonucunda İnsan Hakları ve Cezaevi Komisyonu üyesi iki avukatın hükümlü ile görüş sağlanamadığı belirtilirken tutuklu şahsın ablası, kardeşinin açık görüşüne gittiği zaman kardeşine yapılan işkence ve kötü muamele izlerini bizzat gördüğünü ve korktuğu için şikayetçi olamadığı iddiasında bulundu. İki hükümlünün, birçok mahkûmun İskenderun M Tipi Kapalı Cezaevine getirildiğinde ‘hoş geldin dayağı’ olarak adlandırdıkları darba maruz kaldıklarını ifade ettiklerini belirten Dönmez, “Hatay Barosu Yönetim Kurulu ve İnsan Hakları ve Cezaevi Komisyonu olarak olayların yerinde incelenmesi amacıyla tarafımıza yapılan başvurulara istinaden 29 Mayıs 2019 tarihinde İskenderun M Tipi Kapalı Cezaevi Müdürlüğüne gidilmiş, burada 4 hükümlü ile bizzat görüme yapılarak beyanlar tutanak altına alınmıştır. Yapılan bu görüşmelerde farklı isimlerin de kötü muameleye maruz kaldığı bildirildiğinden bu kişilerin de beyanlarının tutanak altına alınması zorunlu hale gelmiştir. Bu doğrultuda 09.08.2019 tarihinde 2 farklı kişi ile görüşülmüş ve görüşmeler tutanak altına alınmıştır.”

İskenderun M Tipi Kapalı Cezaevi Müdürlüğünde yaşanılan olaylara ilişkin tutanaklar ile sabit olan ve yapılan görüşmeler neticesinde kötü muamele ve işkence iddialarına dair tespitlerde bulunan Av. Dönmez, “Görüşülen kişilerin birçoğu, farklı koğuşlarda olması yanında farklı suç tipleri nedeni ile cezaevinde bulunmakta olup benzer mahiyette ifadelerde bulunmuşlardır. Olayların Mayıs ayından 2 ay kadar öncesinde başladığı, 02.05.2019 tarihinde yapılan koğuş baskını ve yer değiştirme işlemi neticesinde bir kısım gardiyanlardan falakaya yatırılmak sureti ile kötü muamele ve işkenceye uğradıkları, olay gününe ait kamera kayıtlarının istenilmesi halinde bu iddialarının doğrulanacağı, kimsenin gardiyanlara direnmediği, karşı gelmediği halde gardiyanlar tarafından çok sert müdahale edildiği, koğuştan şeffaf oda olarak nitelendirilen odaya veya müdür odasına kadar zorla götürüldükleri burada kendilerine falakaya yatırılmak sureti ile işkence edildiği, koğuşların bu şekilde dağıtıldığı, görüşülen tutuklu- hükümlülerden 3 tanesinde iddia olunan eylemlere ilişkin yara izlerini bizzat görülmüş ve tutanak altına alınmıştır.

Bu tutuklu/hükümlüler haricinde görüşülenlerde herhangi bir yaralanma izi tarafımızca tespit edilmemiştir. Koğuşlardan ayrıldıktan sonra bu olayların duyulması neticesinde, olayların yine gardiyan ve cezaevi yönetimince yaşanılan olaylardan çok farklı tutanakların tanzim edildiği, tutanakların aynı gün tanzim edilmediği, yapılan kötü muamele ve işkencelerin üzerini örtmek amacı ile gerçeğe aykırı olarak tanzim edildiğinin iddia edildiği, yaralanma ve kötü muamelelere karşı yasal yollara başvurması konusunda baskı ve tehditlere maruz kaldıklarını, sürülme ve nakil yanı sıra yeniden kötü muameleye maruz kalınma korkusunun verildiği, doktorun, savcının ve hakimin kendi personelleri olduğunu, devletin arkalarında olduğunu ve bu nedenle şikayetlerinde hiçbir şeyin çıkmayacağını, zararın şikayet edenin göreceği şeklinde tehditlerin ve yıldırma çalışmalarının yapıldığını tutuklu/hükümlüler tarafından ifade edildiği, bu iddialar nedeni ile şikayetçi olan tutuklu/hükümlülere yönelik ‘2 ay görüş cezası, hücre cezası, etkinliklerden yasaklanma, 6 ay disiplin cezası’ gibi cezaevinde haksız cezalar verildiği, bu şekilde şikayet edenlerin cezalandırıldığı ve 2 tutuklu/hükümlünün ise ‘birçok mahkumun İskenderun M Tipi Kapalı Cezaevine getirildiğinde ‘hoş geldin dayağı’ olarak adlandırdıkları darba maruz kaldıklarını, bunun genel olarak herkese uygulandığını, olay günü iki kardeş ve iki ayrı mahkum ile birlikte getirildikleri anda soyunma odasında darba maruz kaldıklarını, bu darptan sonra ‘kendileri ile iyi geçinmeleri konusunda tehdit edildikleri, şikayetçi olunmaması ve dediklerinin yapılması halinde kendileri ile iyi geçineceklerini, doktora götürülmeden önce iç güvenlik odasında ‘darp ve cebir izi yoktur, şikayetler asılsızdır’ şeklinde dilekçelerin imzalatıldığı, doktora götürüldüklerinde yanlarına bu gardiyanların eşlik ettiğini, bu nedenle doktora farklı beyanlarda bulunduklarını, bu gardiyanların şikayet edilmemesi için kendilerine bu olaydan sonra iyi davrandıklarını ‘siz gereğini yapın biz gereğini yaparız ‘ şeklinde telkinlerde bulunulduğu, telefon görüşü olmadığı halde aileleri ile telefon görüşünün sağlandığı, hatta bu görüşte ‘kendilerinin iyi olduğunu, sorun olmadığını’ belirtmelerini istedikleri, zorla imzalatılan dilekçelerin birebir aynısı olduğunu, hatta 1 tutuklu/hükümlünün mahkumun doktora bir şeyin olmadığını belirttiği ancak işaret yapması nedeni ile doktorun sırtını açtırdığını, bu şekilde sırt bölgesindeki yaralanmaları gösterdiği yüzündeki yaralanma için ise de düştüğünü söyleyerek yanında bulunan gardiyanlara belli etmemeye çalıştığını ancak olaydan 3 gün öncesinden alınmış olunan bir doktor raporunun bulunduğu ve burada hiçbir izin bulunmadığı açık bir şekilde yazdığını, bu raporun iddialarını ve gerçekleri göstereceğini açıkça belirtmiştir.

Bu açıdan hazırlanan raporumuzu ilgili bütün kurumlara ileteceğimizi, Hatay Barosu olarak işkence ve kötü muamelelerin son bulması için her alanda hukuki mücadelemizi sonuna kadar vereceğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız.” İfadelerini kullandı. 
 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —