10 Ekim 2015 tarihinde, Türkiye’nin dört bir yanından sadece barış istemek için, kamu emekçilerinin, işçilerin, halkların barış özlemlerini haykırmak, geleceğe dair umutlarını yaşatmak için, ‘Savaşa İnat, Barış Hemen Şimdi!’ demek için Ankara’daydık. Tek amacımız ülkemizin içine sürüklendiği baskı, şiddet ve kaos ortamına karşı emekten, barıştan ve demokrasiden yana güçlü bir ses vermekti.
10 Ekim 2015’te ölüme karşı ısrarla yaşamı savunanlar, ‘Artık kimse ölmesin’ diye haykırırken, Ankara’ya kadar göz göre göre gelen IŞİD canileri tarafından patlatılan canlı bombalarla vahşi bir katliamın kurbanları oldular. Her birimiz kardeşlerimizi, arkadaşlarımızı, yoldaşlarımızı kaybettik.
Siyasi iktidarın 10 Ekim’de yaşanan katliamın üzerini örtmek için yoğun çaba harcaması, olayda ihmali bulunan kamu görevlilerinin somut delillere rağmen yargıdan kaçırılması ve bugüne kadar kaybettiğimiz canlarımızı anmamıza bile polis şiddeti ile yanıt verilmesi, 10 Ekim katliamı üzerindeki karanlığın işaretidir.
10 Ekim katliamını planlayarak yapanlar da, önceden haber aldıkları halde hiçbir önlem almayıp, katillerin arkasındaki güçlerin ortaya çıkmasını engelleyenler de bellidir. Katiller tespit edilmiş ancak, katliamın yaşanmasında ihmali olanlar, katliamı önleyebilecekken, kılını kıpırdatmayanlar hala görevlerinin başında.
10 Ekim 2015’den bu yana yaşadığımız acı çok büyük ve tarifsizdir. Beş yıl içinde ne yüreğimizdeki acı, ne de öfkemiz dinmemiştir. Türkiye’nin en kanlı katliamlarından birisi olan 10 Ekim katliamının insani değerlerini yitirmemiş milyonlarca insanın yüreklerini yaktığını, içini acıttığını biliyoruz.
Türkiye, uzun süreden beri yoğun bir şiddet ve baskı ikliminde yaşamaktadır. 10 Ekim Katliamı, içinde bulunduğumuz baskı ve korku rejimine giden yolda en önemli ve trajik sembollerinden biri olarak tarihe geçmiştir. Ülkemizin bu karanlıktan kurtulması, başta 10 Ekim olmak üzere o dönemde birbiri ardına yaşanan kitlesel katliamlarla yüzleşilmesi ile mümkündür. Bu yüzleşme, yitirdiğimiz arkadaşlarımıza ve ailelerine karşı en büyük sorumluluğumuzdur.
Yoldaşlarımızı kaybetmiş olmamız, onların inandıkları değerleri, uğruna canlarını verdikleri barışı kazanmak için mücadele görevini bizlerin, hepimizin omuzlarına yüklemiştir. Üzerinden ne kadar süre geçerse geçsin, 10 Ekim katliamının üzerinin örtülmesine, asıl sorumluların korunmasına ve yaşananların üzerinin örtülmesine asla izin vermeyeceğimiz bilinmelidir.
Her dönem iktidarın hedefinde olan emek, barış ve demokrasi savunucuları olarak, ayrım yapmaksızın herkesin eşit haklar temelinde, barış içinde bir arada yaşaması için ölümü değil, yaşamı ve yaşatmayı ısrarla savunmaya devam edeceğiz. . 10 Ekim Ankara katliamında kaybettiğimiz yoldaşlarımızı asla unutmayacağız ve unutturmayacağız.
İhd olarak 10 Ekim 2015’te kaybettiğimiz,aralarında şubemiz üyesi Fevzi Sert’in de olduğu barış güvercinlerini büyük bir özlemle anıyor, mücadeleleri ve anıları önünde saygıyla eğiliyoruz.