İnşaat mühendisi Nazım Ergin, Dünya Konut Günü'nde konut güvenliğine dikkat çekti. Konut inşa ederken gerekli önlemlerin alınmaması durumunda felaketin kaçınılmaz olduğunu söyleyen Ergin, “Zemi̇n etüdü ve inşaat li̇yakatini oturtamadiğimiz her gün katli̇ama daveti̇ye çıkarıyoruz” dedi.
Dünya Konut Günü’nde yapı güvenliğinin önemini hatırlatan Nazım Ergin, "Her yıl dünya genelinde birçok insan, konutların yetersiz güvenlik standartları nedeniyle ciddi tehlikelerle karşı karşıya kalıyor. Konutlarda yangın güvenliği, elektrik tesisatının doğru bir şekilde yapılması, su tesisatının sağlam olması gibi temel güvenlik unsurlarına dikkat etmek hayati önem taşır, ancak en önemli faktör zeminin doğru seçilmesidir. Türkiye’nin kronik sorunu ise tarım arazilerindeki yapılaşma ve imar aflarının ardından elimize kalan güvenliksiz yapı stoku" diye konuştu.
“İNŞAAT SEKTÖRÜ SORUMLULUK TAŞIYOR”
Türkiye'nin deprem kuşağında bulunduğunu ve Kahramanmaraş depremlerinde yaşanan acıların hâlâ hafızalarda taze olduğunu hatırlatan Ergin, depreme dayanıklı binaların inşa edilmesinin gerekliliğine dikkat çekti. Şubat ayında yaşanan iki depremin ardından mayıs ayında yapılan imar yönetmeliği değişiminin son derece yetersiz olduğuna dikkat çeken Ergin, “Her an bir başka tarım alanının imara açıldığına, dere yataklarında devam eden inşaatlara şahit oluyoruz. Deprem güvenliği için gelişmiş teknolojiyi konuşmaya başlamadan önce zeminin doğru seçiminde sert kuralları uygulamak zorundayız. Yanlış zemine yapılan son teknoloji bina dahi güvenli yapı sınıfına alınamaz” dedi.
“DEPREM GÜVENLİĞİNDEN UZAK YAPILAR MİLLİ GÜVENLİK RİSKİ”
Ergin, “İnşaatta liyakat ve bilimden başka bir seçenek yoktur. Yeni bir formül veya bir yan yol çıkaramayız. Bilimin gösterdiği kuralları liyakatli bir şekilde işleterek içinde bulunduğumuz milli güvenlik sorununu sonlandırmalı ve milletimize güvenlikli yapılarda yaşama hakkını teslim etmeliyiz” uyarısıyla sadece İstanbul’daki değil tüm illerdeki yapı stokunun bir milli güvenlik riski haline geldiğinin altını çizdi.
“ZEMİN ETÜDÜ VE DOĞRU MALZEME KULLANIMI GÜVENLİĞİN TEMEL TAŞI”
Ergin, bu noktada inşaat sektörünün büyük bir sorumluluk taşıdığını ve yapıların tasarlanırken yerel deprem risklerinin göz önüne alınması gerektiğini belirtti. Ergin, uygun mühendislik çözümleri, zemin etüdünün en belirleyici faktör olarak kabul edilmesi ve doğru malzeme kullanımının depreme dayanıklılığın temel taşları olduğunu ifade etti.
“KONUTLAR DUVARLARDAN İBARET DEĞİL”
Konutların sadece duvarlardan ibaret olmadığını, insanların güvenli ve konforlu bir yaşam sürdürebilmeleri için daha fazlasını gerektirdiğini söyleyen Ergin, sağlıklı hava kalitesi, su temini, atık yönetimi, güvenlik önlemleri ve erişilebilirlik gibi faktörlerin yaşam alanlarının güvenliği ve konforu için kritik olduğunu vurguladı.
Ergin ayrıca, inşaat sürecinin denetimi ve izinlerin düzenli olarak alınmasının yapı güvenliği açısından önemli olduğunu ve çevresel sürdürülebilirlik ile enerji verimliliği gibi modern konut inşasının önemli unsurlarının da göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtti.
"FAY KONUSUNDA YASA ÇIKARILMALI"
Fay hattı üzerine inşaa edilen yapıların yarattığı risklere dikkat çeken Nazım Ergin, şunları söyledi: "Depremlerden sonra, fay hattı üzerindeki yapıların en büyük hasarı aldığını görürüz. Zemin kaynaklı olarak sıvılaşma ve yanal yayılmayla karşılaşırız. Fay hattı üzerinden geçen yapı ne kadar kuvvetli olursa olsun eviniz ya yıkılır ya da ağır hasar alır. Bu nedenle fay konusunda bir yasaya ihtiyacımız var. Fayın üzerine yapılaşmayı engellemeliyiz."