İmamoğlu, “16 milyon İstanbullunun gözaltına alınmış bir Belediye Başkanı dönemini yaşatan bu insanlarla ilgili yasal tüm haklarımı hayatım boyunca arayacağımı, yargılanmaları için elimden geleni yapacağımı milletimin huzurunda söz veriyorum" dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik yapılan iki soruşturmada gözaltına alınan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun ifade işlemi tamamlandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İmamoğlu ve 99 şüpheli hakkında "suç örgütü yöneticisi olmak", "suç örgütüne üye olmak", "irtikap", "rüşvet", "nitelikli dolandırıcılık", "kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek" ve "ihaleye fesat karıştırmak" suçları ile yine İmamoğlu, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat ve Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan'ın da aralarında bulunduğu 7 şüpheli hakkında "PKK/KCK terör örgütüne yardım etmek" suçundan başlatılan soruşturmalar sürüyor.
Operasyonda gözaltına alınan İBB Başkanı İmamoğlu yolsuzluk soruşturması kapsamında Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde ifade verdi.
120 SAYFALIK İFADE
İmamoğlu Mali Şube'de 120 sayfalık ifade verdi. İmamoğlu sorulan bir çok soruya aynı cevabı verdi. İmamoğlu ifadesinde "Ben herhangi bir suç işlemedim. Suçlamaları şiddetle reddediyorum. Soruşturma karalamaya ve suç üretmeye yönelik, soruşturmanın hiçbir mantıki, hukuki ve ikna edici yanı yok" dedi.
"SUÇ İŞLEMEDİĞİM İÇİN..."
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na sorulan ilk soruya “Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istiyor musunuz?” oldu. İmamoğlu bu soruya, “Ben herhangi bir suç işlemediğim için etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istemiyorum” karşılığını verdi.
İmamoğlu’na, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan ihaleler ve sonuçları soruldu. İmamoğlu’nun cevabı ise, “İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı ve geçmişteki belediye başkanları rahmetli Kadir Topbaş, sayın Ali Müfit Gürtuna ve sayın Recep Tayyip Erdoğan dahil geçmiş tüm belediye başkanlığı yapmış olan şahıslar başkan olduğu dönemlerde benim gibi ne ihalelere katılır, ne de ihalere imza atar ne de sonuçlarını takip etmeye vakti vardır” şeklinde oldu.
Gözaltına alınan kişilerin fotoğrafı gösterilerek tanıyıp tanımadığı sorulan İmamoğlu, soruların içeriğini anladığını söyleyerek, “Aslında burada bulunmamın yegane sebebi hakkımda başlatılan bir siyasi müdahale ve mücadele modelidir” dedi.
ERDOĞAN'A GÖNDERME
Mücadelenin yıllardır devam ettiğini söyleyen İmamoğlu, “Halkın iradesine saygı duymayan iktidar mensuplarının tarafıma yürütmüş olduğu müdahalelerin bir biçimiyle de şu an itibariyle karşı karşıyayım. 16 milyon İstanbullunun, İstanbul tarihindeki en yüksek üç oy oranına sahip bir biçimde seçim kazanmış birisine bu soruların sorulmasını halkın iradesine dönük sürecin bir parçası olarak görüyorum. Bu sebeple bu açıklamayı yapıyorum. Devamında soracağınız sorularla ilgili olarak esas itibariyle Cumhuriyet Başsavcılığında ayrıntılı yanıt vereceğim olmakla birlikte gerekli gördüklerime de yanıt vereceğim” dedi.
MASAK SORULARINA NET CEVAP
Soruşturmada gizli tanıkların ifadelerinden sorulan 28 soruya da İmamoğlu cevap olarak “Bu soruyu muhatap almıyorum” diyerek cevap vermedi. İmamoğlu ayrıca MASAK raporu ile ilgili sorulara da, “Raporu görmediğim için sorunuzu anlayamıyorum” şeklinde cevap verdi.
"BELEDİYE BAŞKANI OLDUĞUM İÇİN..."
HTS kayıtlarında Murat Ongun, Fatih Keleş gibi isimlerle ortak baz kayıtları olduğu ve bunun nedeni sorulan İmamoğlu, “İkametim o tarihlerde Beylikdüzü’nde olduğu için oralarda baz vermem normaldir” dedi. Yine aynı isimlerle ortak baz kaydı olduğu söylenen İmamoğlu'na bunun sebebi soruldu. İmamoğlu bu soruya da, “Belediye Başkanı olduğum için hizmet sebebiyle gün içinde İstanbul’un birçok semtinde kamu görevini yapmam itibariyle sürekli hareket halindeyim. Bu sebeple farklı ilçelerde farklı saatlerde bulunabilirim. Soruyu anlamlandıramadım” dedi.
İmamoğlu'na İstanbul Senin uygulaması için yapılan bir görüşme de soruldu. İmamoğlu, "İstanbul Senin uygulaması İstanbul Büyükşehir Belediyesinin 16 milyon İstanbullunun bir çok dağınık hizmet alanı ile ilgili uygulamaların tamamının birleştiği, bütünleştirildiği bir uygulamadır. Uluslararası alanda çok beğeni kazanan ve şu an da yanlış bilmiyorsam 6 milyon kişi tarafından indirilmiş bir biçimde İstanbullular tarafından kullanılan aplikasyondur. Bu konudaki teknik bilgiler kuşkusuz tarafımdan bilinemez. Belediye Başkanlığına resmi bir yazı yazılmış olsaydı ilgili birimlerden kolayca yanıt alınabilirdi. Sorulara esas teşkil eden ortam dinlemesine dayalı olduğu anlaşılan ses kaydının ne şekilde kimin tarafından alındığını bilinmediği gibi konuşan kişilerin de kimler olduğu belli değildir. Bu sebeplerle bu sorulara teknik olarak yanıt verebilmem mümkün değildir." cevabını verdi.
"SORULAN SORULARDAN SONRA KENDİMİ ÜLKEMİZ ADINA ÇOK DAHA KÖTÜ HİSSETTİM"
Son olarak ifadesine eklemek istediği bir şey olup olmadığı sorulan İmamoğlu şu ifadeleri kullandı:
"Gözaltına alındığım saatlerden, ifadeyi verdiğim şu ana kadar hissettiklerimden ifade anında sorulan sorulardan sonra kendimi; milletimiz, şehrimiz ve ülkemiz adına çok daha kötü hissettiğimi ifade etmek isterim. Türkiye’nin ulusal ve uluslararası birçok çözüme muhtaç konusu varken yukarıda sorulan sorular göstermiştir ki kumpas, uydurma, yalan ve komplo teorilerinden oluşan mesnetsiz suç isnatları ile gözaltına alındığım an itibariyle Türkiye’nin ve bütün dünyanın gündemine düşmüş olmak, ülkemizin itibarının ciddi zarar görmesi, demokrasi ve adaletin zedelendiğinin yaşanması çok üzücüdür.
Bilgi edindiğim kadarıyla ekonomiye yüksek etkisi, insanlarımızın umutsuzluğunun büyümesi ve özellikle gençlerin feryatla yapılan kötü muameleye tepkisiyle sonuçlanmıştır. Milletimize ve ülkemize ödetilen bu bedelin karşılığını bu kötü niyetli suçlamaları hazırlayanlar asla ödeyemeyecekler. Ben şahsen sadece kendi savunmamı yapmayacağım aynı zamanda bu hazırlığı yapan, bu suç isnatını bana yükleyen ve 16 milyon İstanbullunun gözaltına alınmış bir Belediye Başkanı dönemini yaşatan bu insanlarla ilgili yasal tüm haklarımı hayatım boyunca arayacağımı yargılanmaları için elimden geleni yapacağımı milletimin huzurunda söz veriyorum. Benim hayat idealim tam da bu uygulamaların karşısında milletimizin adil bir ortamda yaşamını sürdürmesi mücadelesidir.
Bu mücadele şu an itibariyle milyon kat artmıştır. Yapacak çok işimiz var. Önce adalet, sonra demokrasi ve bu kavramlarla güçlü bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti sürecinin Cumhuriyetimizin 2. Yüzyılına kazandırmak olacaktır. Kimsenin hakkının yenmediği hukuk sisteminin en üst seviyede adil olduğu, gençlerin umutlu olduğu, liyatkatli bir yönetişim modelinin kamuda var olduğu bir gelecek için koşullar ne olursa olsun çalışmaya devam edeceğim. Bütün bunların olabilmesi için de bana düşen; yaşatılan ve yaşanan yargı tacizi dahil yürütülen tüm soruşturma süreçlerinde görüldüğü üzere, yargının ne yazık ki siyasi menfaatler için kullanıldığı ortama tümüyle son vererek; yeni bir demokratik ve adil bir sistemin ülkemizde var edilme mücadelesidir."