İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) Gazze’ye yardım kolileri yola çıktı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Gazze’deki soykırıma lafla, hamasetle değil gerek anlamda, samimice karşı çıkma zamanıdır” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin insani yardım çalışmaları kapsamında Gazze için hazırladığı yardım kolileri yola çıktı.Kızılay aracılığıyla Gazze’ye ulaştırılacak tırlarda gıda, hijyen malzemeleri gibi ürünler bulunuyor.İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, yardımların yola çıkış noktası olan İBB Levazım ve Ayniyat Müdürlüğü Merkez Ambarları’na geldi.
İmamoğlu’nun buradaki konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Bombardımanların olağan hale gelip ne yazık ki haber değeri bile taşımadığı günleri yaşıyoruz. Bu insanlık dramının sıradanlaştırılmasına kayıtsız kalamayız, kalmadık. Hayatını kaybedenlere rahmen yaralılara acil şifa diliyorum. Gazze’de her dakika bir insanlık suçu işleniyor.
Filistin davası dünyada insan hakları mücadelesinin bayrağı oldu. Açık söyleyeyim, üzüldüğümüz bir şeyi ifade edeyim; böylesi bir süreçte Türkiye nerede? Nerede Türkiye’nin bu yöndeki yapabileceği hamleler? Uluslararası Adalet Divanı’na dava açan Güney Afrika’nın arkasında bir de diğer ülkeler gibi sıralandı. Çünkü ne yazık ki, bu yöndeki eksikliği kendi ülkesindeki sıkıntıları, süreci, yaşattıkları üzerinden ifade edeyim ki; yapabileceği bir hukuki süreç dünyada da karşılık bulamazdı. Ülkesinde eğer siz bu konuda davranmaz, ayrımcılık yapar ve eşitliğin, insanlığın eğer görevlerini üstlenemezseniz bu süreçlerde öne çıkamaz ve adımlar atamazsınız.
Şunu ifade edeyim; savaş ve yıkımlar sadece yeni savaş ve yıkımlara yol açar. O nedenle bizim hiçbir zaman vazgeçmediğimiz ve vazgeçmeyeceğimiz şiarımız Atatürk’ün ‘Yurtta barış, dünyada barış’ anlayışı çok değerli bir ilkedir. Türkiye’de adalet, dünyada adalet; Türkiye’de eşitlik, dünyada eşitlik. Türkiye mazlum milletlerin tarih boyunca lideri olmuştur, olmak zorundadır. Bunun ülke içinde söylenen hamaset sözlerle de olması mümkün değildir. Güney Afrika sonuç alıcı diplomatik hamlelerle olabiliyor. Bu misyon halbuki hem tarihin bize yüklediği misyon hem de Atatürk’ün bize emanet ettiği misyondur. Kuruluş idealimizin misyonudur. Atatürk’ün bütün dünyaya yüz yıl önce haykırdığı tam da buydu. Mustafa Kemal 1922’de eğer Türkiye’nin giriştiği savaş yalnız kendisi için olsaydı daha çabuk biterdi. Türkiye’nin savunduğu dava, tüm mazlum halkların, tüm doğunun davasıdır demiştir. Biz de tam da Atatürk’ün bu yönüyle evlatlarıyız, onun mirasçılarıyız. Biz bu şiarla dünyaya bakıyoruz. Atatürk’ün mücadelesi tüm mazlum halkların mücadelesiydi.
Türkiye 20. yüzyılın başında dünya mazlumlarının özgürlük mücadelesinin en öndeki hattıydı. Gazze’deki soykırıma ikircikle değil, lafla, hamasetle değil gerek anlamda, samimice karşı çıkma zamanıdır. Biz her zaman masum ve mazlum Filistin halkının yanında olduk, olmaya devam edeceğiz.
İnsani yardımlara ilaveten savaş mağduru ailelerine ulaşamayan İstanbul’da üniversite eğitimlerini sürdüren 500’e yakın Filistinli öğrencinin burs almasını sağladık. 334 öğrenciye tek seferlik 7500 lira burs desteği verdik. Bunu eleştirenler oldu; vay efendim Türk öğrencilere versene diye. Biz zaten İstanbul’da 100 bin öğrencimize burs veriyoruz. Bu süreçte ne yapacaktık? Elbette savaş nedeniyle ailesiyle irtibatı kesilen gençlerimize en insani şekliyle yaklaşmak bizim sorumluluğumuzdur. Kaderine mi terk edecektik?"
9367,77%3,72
34,47% 0,05
36,42% 0,21
2956,00% 0,72
4956,37% 0,55