10 Ocak 1961de gazetecilerin çalışma koşullarını iyileştiren, ileri haklar getiren 212 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği gündür. Bu anlamlı gün,'çalışan gazeteciler günü ya da 'bayramı' olarak anılıyor. 57 yılın sonunda gazetecilerin yaşam koşulları ekonomik anlamda gelişme bir yana gerileme göstermiştir. Bu gün sendikalı gazeteci yok denecek kadar azdır. Güvencesiz ortamda gazetecinin iş hayatı patronun iki dudağı arasındadır.
Ama bunlardan daha vahimi iktidarın basını tektipleştirme politikalarının özgür gazeteciliği imkansız hale getirmesidir. Bugün iktidarı rahatsız edecek haber yapmanın bedeli işsiz kalmanın yanı sıra baskı, gözaltı ve tutuklamadır. Cezaevleri gazetecilerle doldurulmaktadır. Bugün 140’ın üzerinde gazeteci tutuklu olarak cezaevlerindedir. Ahmet Şık ve Cumhuriyet davalarında olduğu gibi gazeteciler hakkında hazırlanan iddianamelerin herhangi somut bir delile dayanmadıklarını biliyoruz. Ancak yargı iktidarın emir eri gibi davrandığından, iktidarın işaret ettiği gazeteci derhal tutuklanmakta ve cezaevine atılmaktadır.
İktidarın basına yaptığı bir diğer kötülük “yandaş basın” kavramını hayatımıza yerleştirmiş olmasıdır. Bugün adına “havuz medyası” dediğimiz yandaş bir medya türü bizleri kuşatmış durumda. Bu kuşatmışlıkta haber alma hakkımız iktidar tarafından gasp edilmiş durumdadır.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen inatla mesleğine sahip çıkan, özgür gazetecilerin varlığı geleceğe dair umutlarımızı güçlendirmektedir.
Çalışan Gazeteciler Günü vesilesiyle onuruyla çalışan, kalemini satmayan tüm emekçi gazeteci dostlarımızın bu anlamlı gününü en içten duygularımla kutluyorum.
