EMEK Partisi Hatay İl Başkanı Mevlüt Bulgur, Antakya’da bulunan Hatay Valiliği önünde, bir süredir işsiz olan bu sebeple bunalıma girdiğini öğrenilen A.Y isimli vatandaşın “Çocuklarım aç” diyerek kendini yakarak intihar girişiminde bulunması üzerine yazılı bir basın açıklaması yaptı. Ülkemizde gerçekleşen intihar vakalarının büyük çoğunluğun yoksulluk, işsizlik ya da adaletsizlik yüzünden gerçekleştiğini vurgulayan Bulgur, “Bugün milyonlarca insan kredi borçları yüzünden icralık duruma gelmişken hükümet, güllük gülistanlık bir tablo çiziyor.” dedi. İl Başkanı Bulgur yaptığı yazılı açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Son zamanlarda borç ve yoksulluk yüzünden toplu aile intiharları yaşanmaya başlandı. Daha önce İstanbul Fatih’te 4 kardeş, Antalya’da ve İstanbul Bakırköy’de iki aile intihar etti. Gaziantep’te ise sözleşmeli çalışan öğretmen mobinglere dayanamayarak yaşamına son vermişti. Her biri bireysel bir olay gibi gösterilmeye çalışılsa da rakamlar öyle söylemiyor. 2000’li yıllardan bu yana her yıl 3 binin üzerinde insan intihar etti. İntihar vakalarının büyük çoğunluğu yoksulluk ve işsizlik ya da adaletsizlik yüzünden gerçekleşti.
Resmi rakamlara göre işsizlik 4 milyon, üniversite mezunu işsiz sayısı 1,4 milyona ulaştı. Oysa ülkedeki gerçek işsizliğin çok fazla olduğunu biliyoruz. Bugün milyonlarca insan kredi borçları yüzünden icralık duruma gelmişken hükümet, güllük gülistanlık bir tablo çiziyor. Açıklanan (gizlenen) enflasyon, faiz, kur, tepeden yapılan hamaset, savaş naraları gerçeklerin üstünü örtemiyor. Çocuğuna okul kıyafeti alamadığı ya da elektrik faturasını, doğalgaz faturasını ödeyemediği için intihara sürüklenenleri gizleyemiyor. Hiç bir kapıda iş bulamayanları, iş görüşmesine gitmek için cebinde yol parası bile kalmayanları, kıtlık, yoksulluk içinde yaşayanları dile getirmiyor.
Gençler umut, yaşlılar huzur içinde yaşayamayacaksa, hükümeti-muhalefeti, koca bir millet meclisi, büyük saraydaki başkanı ile bunlar ne işe yarıyor? İşsizliği çözmek yerine artıranlar, sorunlara çare olamayanlar, yaşamı bu hale getirmişse yapılacak tek şey kendi geleceğimiz için örgütlenmektir. Bütün bu yaşananlar emeğimizin çalınması ve patronların daha çok kar hırsıyla olmaktadır. Hiç birimiz kıt kanaat yaşamaya mecbur değiliz. Ürettiklerimiz herkese yeter. Dünyamız yaşam ile ölüm arasında ince bir çizgide durmaktadır. Bir yandan emeğin dünyası yaşam üretiyor, diğer yandan patronlar, hükümetler, emekçilerden çaldıkları yaşamı ölüme çeviriyorlar. Artık yalnızca insanlar değil; orman, su, hayvan bütün canlılar paraya tahvil ediliyor. Bu insanlıktan çıkmaya son verecek tek güç, insani olan her şeyi yaratan işçi ve emekçilerinin birliğidir. Bu sefaletin, trajedinin, intiharların sorumlusu kapitalizmdir ve bu sistemi sermaye yanlısı, savaş ve çatışmacı politikalarıyla var eden hükümetlerdir.
Buradan tek çıkış yolu var; hükümetin sermaye yanlısı politikalarına ve kapitalizme karşı birleşmek ve örgütlü mücadele etmektir. Ya birleşeceğiz ve yeni bir dünya kuracağız ya da kaybeden biz olacağız.”
