HATAY’DA HUZURUMUZ HİÇ BOZULMADI

HATAY’DA HUZURUMUZ HİÇ BOZULMADI

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş, 28 Şubat Çarşamba günü Ulusal Kanal’da Deniz Çağlayan’ın sunduğu ‘Ulusal Özel’ programının canlı yayın konuğu oldu.

Hatay’daki sıcak gelişmeler hakkında bilgi veren Başkan Savaş’a Ulusal Kanal Genel Müdürü Mustafa Kaya da eşlik etti. 

Suriye’de yaşanan savaş ortamının Hatay’ı olumsuz yönde etkilediğini açıklayan Başkan Savaş,” 6 buçuk yıldır komşu ülkemizde yaşanan savaşın gölgesinde kalan bir şehiriz. Savaştan psikolojik, sosyolojik ve ekonomik anlamda çok etkilendik. Ama Hatay’da huzurumuz hiç bozulmadı. Çünkü insanlarımızın birbirlerine bakış tarzları hep aynıydı. Savaş bittiği zaman misafirlerimizi kendi ülkelerinde daha mutlu olacağını düşünüyor ve kendi ülkelerine gitmelerini bekliyoruz” dedi. 

Afrin Harekatı hakkında da bilgi veren Başkan Savaş,” Suriye’de Zeytin Dalı Operasyonu’nu Türk milleti ve devletimiz nasıl destekliyorsa Hatay halkı ve belediye olarak biz de bu harekatı destekliyoruz. Afrin Operasyonu ilk başladığında sınırdan askerlerimizi Mehteran Takımı’mız ile yolcu ettik. Belediye olarak da Mehmetçiklerimizin sınır bölgesinde ulaşımlarını da daha rahat ve güvenli şekilde gerçekleştirmeleri için çalışmalar gerçekleştirdik. İş makinelerimiz her zaman devletimizin ve ordumuzun emrinde. Devletimiz de ordumuz da kutsal bir görev yapıyor. Mehmetçiklerimiz sınır bütünlüğümüzü ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlamak için orada mücadele ediyorlar. Terör odaklarını oradan bertaraf ettikten sonra askerlerimiz evlerine sağ salim döneceklerdir. Dış mihraklar Hatay’ı ayrıştırmak isteseler de asla emellerine ulaşmayacaklardır. Bizler Hatay halkı olarak her ne kadar heterojen bir yapıya sahip olsak da homojen düşünceye sahibiz. Hepimiz Türk Bayrağı’nın altında mutluyuz ve gururluyuz. Her zaman devletimize ve bayrağımıza saygı ile baktık. Bundan sonra da böyle olacak” ifadelerine yer verdi.

Başkan Savaş’ı medeniyetler şehri Hatay’da bir birleştirici güç olarak gördüklerini belirten Ulusal Kanal Genel Müdürü Mustafa Kaya,” Hatay’da belediye başkanlığı yapmak ateşten gömlek demektir. Türkiye, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş’a teşekkür borçlu. Çünkü Başkan Savaş Hatay’da hep birleştirici gücü ile anılan bir insan. Bizler Ulusal Kanal olarak da kendisine teşekkür ediyoruz. Savaş ortamında en büyük acıyı ve sıkıntıyı Hatay yaşadı. Ve Suriye’den gelen misafirlerden dolayı da bayağı zor zamanlardan geçti” dedi. 

Savaşın Hatay’ı olumsuz yönde etkilemesinin ardından belediye başkanları, muhtarlar, sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderleri ile birçok kez toplantılar gerçekleştirdiğinin de altını çizen Başkan Savaş, Hatay halkının aydın ve bilinçli bir toplum olduğunu da belirterek kimsenin birlik ve beraberliğin bozulmasına müsaade etmeyeceğinin de altını çizdi. 
Kentteki birliktelik ve kardeşliğin nasıl korunduğu sorusuna yanıt veren Başkan Savaş, bölgede sürekli çatışma ortamı yaratma çabasında olan toplulukları, birlik olarak savurmaya çalıştıklarını dile getirdi. 
Başkan Savaş sözlerinin devamında; “Anadolu’ya sahip çıkmaktan başka alternatif bir düşüncemiz olmadı. Bu sebeple kentin refah ve huzuru için ilçe belediye başkanlarımız, stk temsilcilerimiz ve kanaat önderlerimiz ile toplantılar yaptık. Bu süreçte en doğru adım beraberce hareket etmek, kentimiz yararına planlar yapmaktı.  Bizim halkımız bilinçli ve birbirini idare edebilen bir toplum olduğundan dolayı sağduyumuzu hiçbir zaman yitirmeden bugünlere gelebildik” dedi.

Zeytin Dalı harekatının kente olan etkileri ve ekonomik anlamdaki sorunlar konusunda bir takım açıklamalarda bulunan HBB Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş,  “Bu süreçte devletimizden maddi destek istemedik. Milli görev olarak gördük ve elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştık. Biz millet olarak bütünleşmeyi savunuyoruz. Bütünlük bozulursa ve ekonomiyi geliştirecek insanlarımıza sahip çıkamazsak güçlü ordumuz kalıcı olmaz. Hatay olarak en çok psikolojik, sosyolojik ve ekonomik anlamda sıkıntılar yaşadık. Türkiye’de en çok savaşın komplikasyonlarına maruz kalan şehir Hatay’dır. Sınırdaki problemlerden dolayı yıllardır 15 ülkeye ihracat yapamıyoruz. Bunların yanı sıra kentimize olan yatırımlar da durma noktasına geldi. Türkiye’de nüfusa oranla en fazla Suriyeli göçmen sayısı öncelikle Kilis ardından Hatay’dadır. Bu sebeplerden dolayı ekonomik anlamda çok sığlaştık. 2012 yılında ticaret hacmimiz 6 buçuk milyar Dolar iken 2016 yılının sonunda 4,3 milyar Dolar’a kadar düştü. Bunlarla beraber kentimize gelen teşviklerin az olması istihdamı etkileyerek vatandaşlarımızın hem psikolojik hem de ekonomik anlamda sıkıntı yaşamasına neden oldu. Sosyo-ekonomik gelişmiş şehirler arasında da gerileyerek 58. sıraya düşmüş durumdayız. Bu durumlar sadece benim derdim olmamalı. Şehrimizi temsil eden milletvekillerimiz ve devlet büyüklerimizin de bu konuyla alakalı bir çaba sarf etmesi gerekmektedir” ifadelerinde bulundu.

Suriye ile işbirliğinin önemine değinen Başkan Savaş, “Devletlerarasında menfaat ilişkisi vardır. Devlet olarak kendi menfaatimizi ön planda tutarak her şeyi konuşmamız lazım. Devletlerarasında kin ve nefretin kalıcı olmaması lazım. En gergin anda bile barışabilecek durumda olunması lazım. Ortadoğu’daki savaş tüm coğrafyayı ilgilendiriyor. Herkes satranç oynuyor ve akıl yarışları yapılıyor. Artık milenyum çağındayız, yenilenebilir enerjilerden, yapay zekadan bahsediyoruz. Biz bu durumun çok gerisindeyiz. Birbirimize tebessüm etmekten uzağız. Bu savaşın bizi birleştirmesi lazım, herkesin bu duruma devlet adamı gibi bakması lazım, sonra belediye başkanı gibi en son da siyasetçi gibi bakması lazım. Başka türlü birbirimiz anlayamayız ve ülke için hiçbir şey üretemeyiz” açıklamasında bulundu. 

Antakya Atatürk Parkı’nda yapılması planlanan ‘Kültür Merkezi Projesi’ ile ilgili görüşlerini bildiren Başkan Savaş, “Antakya Belediye Başkanlığı dönemimde 36 adet küçük, 1 adet de büyük park yaptım. Atatürk Parkı’nda bir binamız var. Ama bina çökmek üzere olduğu için bazı bölümlerini yıkmak zorunda kaldık. Bu parkta içerisinde fitness aletlerinin bulunduğu 2 dönümlük bir alan var. Bu alana, içerisinde tiyatro oynanabileceği, konser, panel ve sergilerin yapılabileceği toplam 3 salonlu bir kültür merkezi yapacağız. Avantajımız alanın otoparkın hemen yanında olması.  Buradaki fitness aletlerini başka bir alana taşıyoruz. Kültür Merkezi bittiği zaman parkın içerisinde bulunan eski yapıyı yıkıp orada yeşil alan yapacağız. Bu projeyi yapma amacımız tüm yaş grubu insanların böylesine güzel bir Kültür Merkezi’nden faydalanabilmesi ve gençlerimizi, sanat ile kültürel faaliyetlere yönlendirmektir” ifadelerine yer verdi.  

Başkan Savaş, geçmişte yeşil alanların TOKİ’ye verilmesine kentte hiç kimsenin itiraz etmediğini vurgulayarak, ”Çocuklarımızın gençlerimizin tiyatroyla, sanatla ve müzikle uğraşması çok önemli. Birileri daha önce stadyum ve kapalı spor salonu TOKİ’ye verildiğinde sesini çıkarmadı. Bunlara ben karşı geldim. Böyle bir adamın ağaç kesme ihtimali var mı? Çocuklarımızın tiyatro izleyeceği yerimiz, sergi ve konser salonumuz yok. Bu projeyi de bir hayırsever vatandaşımız yapacak. Ben bu konuyla ilgili bir anket yapacağım, tüm dev projelerimde yaptığım gibi bu projeyi de hemşehrilerime soracağım. İstemezlerse yapmam, biz her hizmetimizi onlar için yapıyoruz” şeklinde konuştu.

Programın son bölümünde Hatay’da gerçekleştirilen faaliyetler hakkında kısa bilgiler paylaşan Başkan Savaş, “Biz kendi küllerimizden doğmak istiyoruz. Turizm, taşımacılık ve tarım ile ilgili önemli projeler gerçekleştirdik. 250 kadınımıza sera yaptık ve Hatay’ın bütün çiçeklerini ihtiyaç sahibi kadınlarımız üretiyor. Şu anda da bir kooperatif kuruyoruz. Hatay’ın yöresel ürünlerini, doğrudan üreticiden tüketiciye ulaştıracağız. Hatay’ın 2 bin 500 çiçek türü var ve 300’ü sadece endemik bitki. Bunların arasında 850 adet tıbbi aromatik bitki var. Hatay’ın eşsiz yemek kültüründe Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı mutfağının harmanı var. Bu özelliklerimizi dünyaya tanımak için yıllardır mücadele veriyoruz. Önce EXPO 2021’i Çin ve Avusturalya ile yarışarak aldık. Ardından da UNESCO tarafından Gastronomi Şehri unvanını aldık. Tüm bu başarıları kendi çabamızla elde ettik ve bize hiç kimse yardım etmedi. Hiç kimse de bize teşekkür etmedi. Şimdi de bir HADO adlı dev bir projemiz daha var. Bu proje ile Akdeniz’e açılmak istiyoruz. Savaş bittiğinde Hatay’ın kendine yetebilir bir durumda olması lazım. Devletimizin sıcak elini Hatay’da görmek istiyoruz” dedi.