Arsuz’un Karaağaç Mahallesinde ikamet eden, her kadın gibi düzgün ve mutlu bir yuva hayali kurarken, tanıştığı eşi S. S. ile 2012’de nişanlanan Simge S., başından geçenleri şöyle anlattı: “Nişanlandım, her şey normal giderken beni dövdü. Birkaç kez devam eden şiddet sonrası nişanı bozdum, bir yıl nişanlılığımız sürdü. Üç yıl peşimden koştu ve özür diledi, barıştık. 2016 yılında evlendik. Nikâhtan çıktıktan sonra ‘Artık benimsin ayrılamazsın’ deyip tekrar dövdü. Bu şiddet birçok kez devam etti. Hamileliğimin 8. ayında beni çamlığa çıkardı, orada karnımı tekmeledi, kanamam oldu, hastaneye kaldırıldım, hastaneden de raporlarım var. Doğum yaptıktan sonra tekrar şiddete uğradım. Bizi zehirlemeye çalıştı oğlumla. Oğlumu yataktan fırlattı…”
Yaşadığı koca şiddetinin artık ailesine kadar sıçradığını ifade eden Simge S. “Döve döve kulak zarımı patlattı. Birkaç kere şikâyet edecektim, silahla beni tehdit etti, kardeşlerini öldürürüm diye. Daha sonra Annemlere yerleşince, ev ihlali yapıp, kardeşimin kafasına sopayla vurup, hastanede 8 dikiş atıldı. Diğer kardeşimi, beni darp etti, darp raporlarım da elimde” dedi.
İki üç gün önce boşanma davası açtığını da aktaran Simge S., “Şu an kendi serbest, ben adalete güveniyorum. Boşanma davasını açtıktan sonra adına olan her şeyi başkasına devretmeye başlamış. Şu anda aile içinde mal kaçırma söz konusu. Adalet istiyorum! Şiddete uğrayan diğer kadınlar gibi olmak istemiyorum. Şu an can güvenliğim yok! Lütfen devletim beni ölmeden kurtarsın. Diğer kadınlar gibi olmak istemiyorum. ‘Kadına şiddete hayır’ diyorum. Zaten haberlerde de görüyoruz, kadına şiddet olaylarını. Bazen serbest bırakılıyorlar, sürekli tehdit alıyorlar, daha sonra da öldürülüyorlar. Ben de aynı şekilde sürekli tehdit alıyorum. Öldüreceğim deyip, evimizin önünden geçip sürekli tehdit ediyorlar. Can güvenliğim kesinlikle yok. Buradan geçtikleri ve tehdit ettikleri zaman polisi arıyorum. Polis gelene kadar onlar evlerine gitmiş oluyorlar. Ama arama kayıtları ve mesajlar bende, bunları polise verdim” şeklinde konuştu.
Son olarak annesinin yanında evi sopayla basarak eniştesinin sopalı saldırısına uğradıklarını aktaran Eniştesinin sopayla başına vurduğunu söyleyen B. H. “Dışarıdaki motora ve kapıya vurduktan sonra abim kapıyı açtı. Biz elindeki sopayı görmedik. Sopayla benim kafama vurduktan sonra olayı yarı baygın olarak yaşadım. Kafamda şu an sekiz tane zımba var. Dışarı çıktığımızda korkuyoruz, bakkala bile gidemiyoruz ifadelerine yer verdi.