CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın “Balkanlardan geldiğini unutmuş insanlar, ‘Arap, Arapça’ deyince tüyleri diken diken olan yok mu” şeklindeki açıklamasıyla ilgili “Ali Erbaş’ın da tarih bilmediğini, Balkan ve Rumeli Türklerini aslında Anadolu’dan Rumeli’ye giden Evlad-ı Fatihanlar olduğunu buradan Hocamıza bir kez daha hatırlatalım.Unutma Hocam, 200 yıllık vatan savunması sonucunda Misak-ı Milli sınırları dışında kalanlar hala Balkanlar’da var, hala Balkanlar’da Türkler var, hala Balkanlar’da ve Rumeli’de ezan sesi var” dedi.
CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın “Genç Türkiye Forumu”nda yaptığı “Balkanlardan geldiğini unutmuş insanlar. ‘Arap, Arapça’ deyince tüyleri diken diken olan yok mu? Bazı insanlar -isimlerini vermeyeyim- ‘Sizleri kovacağız, sizleri göndereceğiz’ diyen, Orta Doğu’dan turistlerin bile gelmesini engelleyecek hareketler yok mu Türkiye’de? Irkçılık bizim dinimizde yasaktır. ‘Irkçılık yapan bizden değildir’ diyor Peygamber efendimiz” açıklamasına tepki gösterdi. Öztürk, şunları söyledi:
“Geçenlerde bir foruma katılan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın, Balkanların ve Orta Doğu’ya ilişkin soruya verdiği cevabı defalarca dinledim. Niye defalarca dinledim? Çünkü doğru anlamak için. Bu soruya verdiği cevapta Ali Erbaş’ın Anadolu’yu ve Balkanları Orta Doğu’dan daha geride tuttuğu, hatta daha az sevdiği sonucunu çıkardım. Sayın Erbaş, Osmanlı’dan Orta Doğu’nun kopuşunda bütün sorumlunun Lawrence olduğunu, sanki Arapların Osmanlı’ya karşı savaşıp kendi ülkelerini kurmasının temelinin Lawrence kaynaklı olduğunu anlatmış. Tabii ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ eğitim sistemine, müfredata 76 saat inkılap tarihi, Atatürkçülük dersine 77 saat ayırır; dinle ilgili konulara 572 saat ayıran zihniyetten aslında tarih bilgisi olarak da çok şey beklemek doğru değil.
Buradan Sayın Diyanet İşleri Başkanına Osmanlı’yı ve Balkanları biraz anlatayım istiyorum. Osmanlı bir Balkan ülkesiydi. Osmanlı, Balkanlarda bir imparatorluğa dönüştü ve Balkanları Türk yurdu yapan, ‘Elhamdülillah Türküm’ sözünü tüm Balkan ve Rumeli coğrafyasında yayan ve olgunlaştıran Anadolu’dan giden Evlad-ı Fatihanlardı. Hocam, öncelikle bunu bir kenara koyalım. Osmanlı’nın 1699’dan sonra gerileme döneminde, vatan savunmasının içinde ‘Elhamdülillah Türküm’ diyeler vatanın sınır hattını, 200 yıldan fazla süren savaşlarla tuttular. Balkanlarda doğan, bugünkü senin bildiğin ülkelerin, oradaki milletlerin insanları Osmanlı’dan tek tek koparken bu kopuşu engellemek ve vatanı savunmak için savaşanlar Balkan ve Rumeli Türkleri ve akraba topluluklarıydı.
Bugüne geldiğimizde hala Bosna’da ezan sesi varsa, Balkanlarda ezan sesi, yaklaşık 15 milyon Türk ve Müslüman akraba topluluğu varsa işte bunlar oraları Türk yurdu yapan Balkan ve Rumeli Türkleriydi. Bunlar, kendi ana yurtlarına Osmanlı’nın küçülmesiyle dönmek zorunda kaldılar. Hocam sen eğer bunları Araplardan daha geride tutuyorsan vatanı savunanla, ‘Elhamdülillah Türküm’ diyenlerle, Arap Müslümanlarla bu insanları Osmanlı’ya karşı savaşanlarla bir tutuyorsan benim diyecek bir şeyim yok. Ali Erbaş’ın da tarih bilmediğini, Balkan ve Rumeli Türklerini aslında Anadolu’dan Rumeli’ye giden Evlad-ı Fatihanlar olduğunu buradan Hocamıza bir kez daha hatırlatalım. Unutma Hocam, 200 yıllık vatan savunması sonucunda Misak-ı Milli sınırları dışında kalanlar hala Balkanlar’da var, hala Balkanlar’da Türkler var, hala Balkanlar’da ve Rumeli’de ezan sesi var.”