Erdoğan 'Cibiliyetinizi biliyoruz' dedi. Erdoğan'a yanıt TÜSİAD YİK Başkanı Tuncay Özilhan'dan geldi. Özhilhan, 'Faiz kur kapanı krizleri tetikliyor' dedi. ‘Üretim odaklı ihracatı önceleyen ekonomi modelinin amaçladığı hedeflere istikrarsız bir ekonomi ile ulaşılamaz' diyen TÜSİAD eski başkanı Özilhan, ‘Dimyat'a pirince giderken eldeki bulgurdan olmayalım’ ifadesini kullandı.
TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, 'Yeni yatırım yapmak bir tarafa yeni yıl için üretim planlamaları bile yapılamıyor. Çünkü bu planlamaların temel parametreleri olan enflasyon ve kur tahminleri her an değişiyor' dedi.
İstanbul Sanayi Odası ve TOBB başkanlarının faiz indirimi ve arkasından gelen kur artışına Merkez Bankası müdahalesi sonrası yaptığı eleştirel çıkışlara TÜSİAD'dan da destek gelince önce MHP lideri Devlet Bahçeli ardından da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan patronlar kulübü olarak bilinen TÜSİAD'a tepki gösterdi.
Anadolu Grubu Yönetim Kurulu ile TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu'nun (YİK) Başkanı Tuncay Özilhan, Dünya gazetesinde kaleme aldığı yazıda Türkiye'deki ekonomi politikaları hakkındaki eleştirel yaklaşımı TÜSİAD'ın geri adım atmayacağının da bir göstergesi niteliğinde. İktidarın 'yeni ekonomi politikası'yla birlikte Merkez Bankası'nın faiz indirimi kararı sonrası Türk lirasında rekor değer kaybı yaşandığına dikkat çeken Özilhan, Dünya gazetesindeki şu ifadeleri kullandı:
'YATIRIM YAPMAK BİR YANA ÜRETİM PLANLAMALARI BİLE YAPILAMIYOR,'İSTİKRAR SAĞLANMADAN HEDEFLER GERÇEKLEŞTİRİLEMEZ'
'Yeni yatırım yapmak bir tarafa yeni yıl için üretim planlamaları bile yapılamıyor. Çünkü bu planlamaların temel parametreleri olan enflasyon ve kur tahminleri her an değişiyor. Mal sevkiyatları da aksıyor. Düşük faizler sayesinde uzun vadeli yatırımlarla ekonomik yapıyı değiştirmek ve cari fazla veren bir ekonomi olmak için çabalarken, eldekini de kaybetme riski ortaya çıkıyor. İstikrar sağlanmadan uzun vadeli hedeflerin hiçbirisini gerçekleştirmek mümkün olmaz. Çünkü üretim ve yatırım kararları istikrar olmadan, öngörülebilirlik olmadan verilemez. Geleceği güvenilir biçimde tahmin etmeden üretim ve yatırım planlaması yapılamaz; yeni sipariş verilemez; yeni elemanlar istihdam edilemez. Yani istikrar olmadan üretim de büyüme de olmaz. Üretim ve yatırım yoksa ihracat da olmaz. Üretim odaklı ihracatı önceleyen ekonomi modelinin amaçladığı hedeflere istikrarsız bir ekonomi ile ulaşılamaz.'
'Kaldı ki üretim yapısının cari fazla hedefi doğrultusunda dönüşmesini, tek başına rekabetçi kur politikası sağlayamaz' diyen TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı yazısını şöyle sürdürdü:
'Uluslararası piyasalarda rekabet edebilecek katma değeri yüksek ürünler üretebilmek için teknoloji ve nitelikli işgücü gerekir. Bunu sağlamanın yolu, eğitim alt yapısından ve teknoloji-inovasyon ekosistemine uzanan çok geniş bir alanda kapsamlı reformların kararlılıkla uygulanmasından geçer. Böyle politikaların başarılı olduğu ülke örneklerinden biliyoruz ki, sonuç ancak uzun yıllardan sonra alınabilir. Bu süre içinde bir yandan da rekabetçi kurun ülkeyi düşük ücret cennetine çevirmesine engel olmak ve yeterli istihdamı sağlamak gerekir. Bu ise, istikrarlı bir makroekonomik ekonomik ortam olmadan mümkün değildir. Aksi halde Dimyat'a pirince gidelim derken eldeki bulgurdan oluruz.'
'ASGARİ ÜCRETTEKİ ÜCRET BUHARLAŞACAK, TL'DEKİ DEĞER KAYBINI DÖVİZ SATARAK ENGELLEMEK MÜMKÜN DEĞİL'
Türkiye'nin günlerdir konuştuğu asgari ücret de Özilhan'ın gündemindeydi.
Asgari ücretteki zammın kısa sürede buharlaşacağına dikkat çeken TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı, 'Korkarım ki asgari ücrette sağlanmış olan artışın bir bölümü, bu artış daha çalışanların eline geçmeden, TL’deki değer kaybı ve bunun sonucunda satın alma gücünün erimesi ile buharlaşacak. Sonuçta devlet çalışanın refah seviyesinde sağlanacak iyileşme için gerekenden çok daha fazla kaynak harcamış olacak' dedi.
Asya ve Latin Amerika krizlerine atıfta bulunarak TL’deki değer kaybını sadece döviz satarak engellemenin mümkün olmadığını vurgulayan Tuncay Özilhan, üç kuruş birikimini korumaya çalışan dar gelirli vatandaştan, bir hafta sonra ne olacağını kestiremeyen yatırımcıya kadar bütün halkın, bütün piyasa aktörlerinin ekonomi yönetiminin kurlarda istikrarı sağlayabilecek politika araçlarına sahip olunduğuna ikna olmadan TL'nin değer kaybının engellenemeyeceğini ifade etti.
TÜSİAD'IN AÇIKLAMASINA ERDOĞAN VE BAHÇELİ NE DEMİŞTİ?
Cumartesi günü ''Son dönemde yaşadığımız istikrarsızlıklar sonucunda, denenmekte olan ekonomi programıyla amaçlanan sonuçlara erişilemeyeceği netleşmiştir. Nitekim, yeni iktisadi tercihler kapsamında atılan adımların ardından güvensizlik ve istikrarsızlık ortamı oluşmuştur. Özellikle yurt içinde dövize olan talebin şiddetli ölçüde yükseldiğini, bunun da var olan tüm ekonomik dengeleri bozduğunu görmekteyiz. İzlenen ekonomi politikası yalnızca iş dünyası için değil, tüm vatandaşlarımız için yeni ekonomik sorunlar yaratmaktadır. Uzun dönemde de çok daha büyük yapısal problemlere yol açma riski artmıştır. En fazla faydalanması beklenen ihracatçılarımız dahi bu ortamdan zarar görmektedir’’ açıklamasını yapan TÜSİAD'a ilk tepki MHP liderinden geldi.
Devlet Bahçeli, 'Dik duruşumuzu bozmaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. TÜSİAD ve işbirlikçi siyasetçiler karşı çıksa da yeni ekonomi programı başarılı olacaktır. TÜSİAD’ın sorunlu açıklaması, Kılıçdaroğlu’nun TÜSİAD’la paslaşması, erken seçim dayatması, fiyat ve döviz kuru artışının siyasileştirilip istismar hattının kurulması kararlılıkla mücadele edilmesi gereken ve sessiz kalınmasının fahiş sonuçlara neden olacağı menfur bir durumdur'' dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tonu ise Bahçeli'den daha sertti. Erdoğan, ''Ey TÜSİAD ve yavruları sizin tek göreviniz var, yatırım, istihdam ve büyüme. Kalkıp da hükümete saldırmanın yollarını aramayın bizimle mücadele edemezsiniz. Sizin cinsinizi de cibilliyetinizi de iyi biliyoruz. Neymiş efendim faizleri düşürüyormuşuz benden başka bir şey beklemeyin. Bir Müslüman olarak naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim. Hüküm bu'' ifadelerini kullandı.