TÜSİAD BAŞKANI'NDAN 'FAİZ' ÇIKIŞI

TÜSİAD BAŞKANI

TÜSİAD Başkanı Kaslowski, 'Faiz indirimi konusunda, nasıl ki geçtiğimiz aylarda para politikasında sabırlı davrandıysak, bu süreçte de enflasyon kalıcı düşmeden faiz indirimine gitmemeliyiz' dedi.

TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski, Dünya gazetesine faiz indirimi konusunda açıklamalarda bulundu.'Global para politikası değişiyor ve biz bu oynak sürece yüzde 19 gibi çok yüksek bir enflasyonla giriyoruz. Bu da ülke ekonomisini dış şoklara daha açık hale getiriyor' diyen Kaslowski, 'Sarmala dönen enflasyon-kur-faiz tartışmalarından artık çıkmalı, hızla değişen global temayı kaçırmamalıyız. Faiz indirimi konusunda, nasıl ki geçtiğimiz aylarda para politikasında sabırlı davrandıysak, bu süreçte de enflasyon kalıcı düşmeden faiz indirimine gitmemeliyiz. Türkiye’nin mevcut enflasyon dinamikleri geçtiğimiz 4-5 yıla kıyasla daha da bozuk. Kalıcı faiz düşüşü istiyorsak, önce enflasyonu yapısal olarak düşürmeliyiz. Bu olmadan atacağımız her adım ülke ekonomisine bir dönem sonra çok daha yüksek faiz, yüksek kur ve artan refah kaybı ile geri dönecektir' ifadesini kullandı.

Türkiye'ye gelen sığınmacılara dair de konuşan Kaslowski, 'Göç konusunda Türkiye’nin AB için sığınmacılara karşı tampon bölge tasarımının devamı mümkün değildir' dedi.

Kaslowski, sözlerine şöyle devam etti:
'Ülkemizin dışarıdaki yeni sığınmacılar için cazibe merkezi gibi sunulması son derece risklidir. Sorun başka çaresi olmayan mültecilerin kendisi değil, mültecileri pazarlık unsuruna dönüştüren politikadır. Türkiye’nin sığınmacılara insani yükümlülüklerini yerine getirmesi ve mültecilerin sosyal entegrasyonu ayrıdır, “Kale Avrupası”nın sınır bekçisi olması ayrıdır, ikincisi sürdürülemez. AB ile bu konu acilen yeniden ele alınırken ilişkileri sığınmacı ekseninden ayırarak üyelik perspektifine yeniden oturtmak gerekli. Bu müzakere kesinlikle para eksenli olmamalı. Bu politika devam ettiği sürece Türkiye AB süreci ve değerlerinden uzaklaşmakta, dış politika alışveriş ilişkisine dönmektedir. AB ile aramızda stratejik kopuşa yol açan bu politikadan sıyrılmak gerekiyor.'