Türkiye İşçi Partisi İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen torba kanun ile ilgili konuştu. Kadıgil, şunları söyledi:“AKP, her zamanki gibi bir torba yasayla yine karşımızda. 18 kanunda değişiklik yapan ama yine halktan ziyade patronların yarasına derman olacak bir düzenlemeyle karşımızdasınız. Sarayı ve tüm vekillerini tebrik etmek istiyorum, tek tek tebrik etmek istiyorum, şaka değil, gerçekten tebrik ediyorum; temsil vazifelerinin hakkını sonuna kadar veriyorlar, kimi temsil ediyorlarsa onlara pek güzel çalışıyorlar.
Misal, bu torbada temsil ettikleri birçok kesim yine unutulmamış; turizm patronları, vergi kaçakçıları, kayyumlar, saray eşrafı, arsız müteahhitler, maşallah hiçbirini unutmamışsınız. Araya da, dostlar alışverişte görsün diye birkaç çiftçi derdi, bir de seçime yatırım olsun diye muhtarları sıkıştırmışsınız. Öfkemiz baki elbet, lakin artık zerre şaşırmıyoruz. Zira kendilerine yakışanı yapıyorlar, kimin sayesinde bu koltuklarda oturuyorlarsa, kimlerle el ele kazanıyorlarsa mesailerini de onlar için harcıyorlar.
“TÖVBE ETTİM’ DERSE, TAMAMINI SİLİN”
Bakalım, neler var sarayın heybesinde? Misal, vergi kaçakçısına ‘pişmanım’ derse yüzde 50 ceza indirimi var. Elinizden geleni yapıyorsunuz zaten vergi kaçırılsın diye; vergi vereni verdiğine bin pişman etmiş durumdasınız. Şimdi, kaçıran kazara yakalanırsa da ‘Ay, dur pişmanım’ dersen yarısını silelim’ diyorsunuz. Bari ek madde koyun, aklıma geldi, bir önerge verin. Mesela ‘Tövbe ettim’ derse tamamına silin. Yazıktır, günahtır bu vergi kaçakçılarına, elinizi korkak alıştırmayın diye düşünüyoruz.
Başka ne var mesela? Hazine arazileri peşkeş çekmek var. Zaten Resmî Gazete maşallah emlak bültenine döndü sayenizde. Enerji şirketlerini sattınız; maden işletmelerini sattınız; şeker, kâğıt, gübre fabrikalarını sattınız. Bitti, değil mi deniz? Bitti. Satacak neyimiz kaldı? Bir yanarken seyrettiğiniz ormanlar, bir de hazine arazileri kaldı. Hazine arazilerini peşkeş çekmeye eliniz gidiyor, mesela topraksız köylüye bilabedel toprak tahsis etmeye eliniz hiç gitmiyor. Turizm patronlarına devletin kasasından teşvik vermeye eliniz gidiyor, üç beş ay çalıştırıp sonra kapının önüne koydukları turizm emekçileri için, tatilin hayalini bile kuramayan milyonlarca insan için bir düzenleme yapmaya eliniz gitmiyor.
Taşıma şirketleri batmasın diye servislere ara zam yapmaya eliniz gidiyor, taşımalı sistemi ortadan kaldırmaya, çocuklar servislere mecbur kalmasın diye her mahallede, her köyde laik, nitelikli, parasız eğitim verecek okullar açmaya, atama bekleyen yüz binlerce öğretmene bir sınıf vermeye eliniz gitmiyor. Boğaziçi kayyumu makamında yalnızlık çekmesin diye güzel güzel kadro tesis etmeye eliniz gidiyor ama parasızlıktan okulu bırakmak zorunda kalan, harıl harıl yurt dışına kaçmaya çalışan gençlerle ilgili tek bir çözüm üretmeye eliniz gitmiyor. Şirketlerin vergi borcunu 1 değil, 10 değil 100 kez silmeye eliniz gidiyor, gençlerin KYK borçlarına gelince ne hikmetse bir türlü eliniz gitmiyor. Sarayı sair giderlerden muaf tutmaya eliniz gidiyor, asgari ücretliyi vergiden muaf tutmaya hiç eliniz gitmiyor.
“REZİL SİSTEMİ DÜZELTMEYE ELİNİZ GİTMİYOR”
Daha üç ay evvel çıkardığınız bütçe kanununun harcırahlarına tam yüzde 80 zam yapmaya eliniz gidiyor çünkü biliyorsunuz enflasyonun ne olduğunu ama açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm bırakılan asgari ücretliye ara zam yapmaya eliniz gitmiyor. Vergi kaçakçılarına pişmanlık affı düzenlemeye eliniz gidiyor, “vergi” adı altında haraç kestiğiniz, nalıncı keseri gibi hep zengine yontan şu rezil sistemi düzeltmeye eliniz bir türlü gitmiyor. Nedeni basit arkadaşlar çünkü sizin eliniz patronlardan başkasının eline değmiyor.
Dedim ya, tebrik ederim iktidar vekillerini, işlerinin hakkını veriyorlar diye çünkü işleri bu, çünkü bu iktidar halkın değil sermayenin iktidarı, çalışanların değil patronların iktidarı, yoksulların değil zenginlerin iktidarı, ‘tek bayrak, tek devlet, tek millet’ mavralarıyla uyuttukları halkı yirmi yılın sonunda tek domatese, tek salatalığa, tek hıyara muhtaç edenlerin iktidarı.
Varsa yüreğiniz, bir istirhamım olacak bütün iktidar vekillerinden; gelin, bu saçma sapan torba yasalarınıza değil de bakın, elimde bir rapor var, şuna çalışalım istiyorum ben çünkü aile hekimleri yazmış, hani, düşman ilan ettiğiniz hekimler. Ne diyor, biliyor musunuz bu raporda? Bu rapordaki araştırmaya konu olan çocukların kız çocuklarından yüzde 85’inin, erkek çocuklarından yüzde 65’inin bu ülkede doğru düzgün beslenemedikleri için türlü hastalıklarla mücadele ettiğini yazıyor bu rapor; besinsizlikten, besinsizlikten. Bu ülkede bilin ki sizin iktidarınız yüzünden artık yoksul halk çocukları dengesiz beslenmekten, bakın, obez bile olamıyorlar; obez bile olamıyorlar, Afrika ülkelerindeki gibi doğrudan açılıkla baş başalar.
İşte, sizin bu çalışmaları yapan hekimlerden haraç kesmeye elinizi gidiyor bu yasa teklifinde ama yek ekmeğe muhtaç ettiğiniz milyonlarca insan için tek bir çare düşünmeye çalışmaya eliniz gitmiyor. Varsın gitmesin sevgili arkadaşlar ama şunu sakın unutmayın: Satıp savdığınız her bir karış vatan toprağının, aç bıraktığınız her bir çocuğun, memleketinden umudunu kesmek zorunda bıraktığınız her bir gencin hesabını tek tek vereceksiniz. Yok öyle ‘Aldatıldık, Allah afetsin’ falan, kapatamayacaksınız bu hesabı, unutturamayacaksınız, arada kaynamayacaksınız. Halk düşmanı yasaların altına attığınız her biri imzanın, kaldırdığınız her bir parmağın, bu halktan çaldığınız her bir kuruşun hesabını bu halka vereceksiniz diyorum.”