CHP Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç’un imzasıyla TBMM Başkanlığı’na sunulan araştırma önergesi Borsa İstanbul hisselerinin devri başta olmak üzere Katar ile imzalanan anlaşmaların içeriklerinin kamuoyuna açıklanması ve büyük bir borç yükü altında bulunan Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi’nin, bu borç yükünden ve yönetim krizinden çıkarılabilmesi için yapılabileceklerin araştırılmasını içeriyor. Önergenin gerekçesinde Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketi’nin kuruluş amacının, “Sermaye piyasalarında araç çeşitliliği ve derinliğine katkı sağlamak, yurtiçinde kamuya ait olan varlıkları ekonomiye kazandırmak, dış kaynak temin etmek, stratejik, büyük ölçekli yatırımlara iştirak etmek” olduğu ancak fonun Sayıştay denetiminden kaçırıldığı belirtildi. Gerekçede, şunlar kaydedildi:
ELİNDEKİ VARLIKLARI KAPALI KAPILAR ARDINDA ELDEN ÇIKARIYOR
“26 Kasım günü Türkiye ile Katar arasında imzalanan 10 anlaşma arasında TVF’nin sahibi olduğu Borsa İstanbul’un yüzde 10’luk payının Katar Yatırım Otoritesi’ne satılması da yer almaktadır. Tamamı yoksul halkımızın vergileriyle kurulmuş, ülkemizin değerleri olan önemli şirketleri bünyesinde toplayan, bugün için uzun vadeli kredi notu BB- ve not görünümü negatif olan TVF; geçtiğimiz haftalarda uluslararası piyasalardan borçlanmak istemiş, ancak borç bulamamıştır. Yaptığı operasyonlar için son iki yılda Hazine garantisiyle dışarıdan 1 milyar Euro borçlanan, Hazine’ye ayrıca iç borçlanma yoluyla 67,9 milyar liralık bir borç yükü yaratan TVF, şimdi de elindeki varlıkları kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklarla elden çıkarmaya başlamıştır.
DETAYLAR KAMUOYUNDAN GİZLENDİ
TVF bünyesindeki Borsa İstanbul’un yüzde 10’luk payının Katar Yatırım Otoritesi’ne satışının hangi yöntemle yapıldığı ve fiyatın nasıl belirlendiği gibi detaylar kamuoyundan gizlenmiştir. Bu devir, ülkemizin bütün birikimlerinin toplandığı TVF’nin adeta bir hayırsız evlat fonu gibi bünyesindeki kamu bankaları başta olmak üzere tüm şirketleri hesap vermeden, bilgi vermeden elden çıkarabileceği bir zemini de yaratmış olması açısından endişe verici bulunmaktadır. AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan; her şeyi tek elde toplama arzusunun bir sonucu olarak TVF’nin Yönetim Kurulu Başkanlığı koltuğunda da kendisi oturmaktadır. Uzun bir dönem fonun başkanvekili olarak Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın görev yaptığı düşünüldüğünde, Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli birikimleri bir aile şirketi tarafından kimseye hesap verilmeden, gizli kapaklı ikili ilişkiler tesis edilerek yönetilmektedir. Kamu bankalarından stratejik şirketlere kadar ülkenin en önemli kurumlarını bünyesinde tutan TVF’nin aynı yöntemle diğer şirketlerin hisse, diğer varlık ve haklarını satma riski bulunmaktadır. Yapılan bu hisse, varlık ve hak devirlerinin yasal yollardan yapılıp yapılmadığı parasal tutarlarının ne olduğu bilinmemektedir. TVF’nin kapalı kapılar ardında yaptığı bu tür operasyonların şeffaflaştırılması gerekmektedir.
TBMM, MİLLETİN KÖR KURUŞUNUN HESABINI SORMALI
‘Ekonomik sabotajlara kalkan olacak’, ‘Türkiye’yi küresel oyunca yapacak’ iddialarıyla kurulan TVF, denetimsiz borçlanma kurumuna dönüşmüş, kaynak yaratmak bir yana, ‘askıda ekmek’ uygulamasına muhtaç bırakılan vatandaşın lokmalarını küçültmektedir. Milletin kör kuruşunun hesabını sorması gereken TBMM, TVF’nin milletin kurumlarını haraç-mezat elden çıkarmasına seyirci kalmamalıdır.”