CHP'li Yüksel Taşkın, yoksulluğun çözülemediği, idare edildiği dönemin geride kalacağını vurguladı.
CHP Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Taşkın, “Cumhuriyet tarihinde ilk kez çocuklarımızın bizden kötü yaşaması ihtimali doğdu” diyerek, sosyal politika alanında atılması gereken adımlara ve CHP’nin projelerine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Milliyet'ten Mehtap Gökdemir'in haberine göre, CHP Genel Merkezi’ndeki sohbette Taşkın, şunları söyledi:
TARIM SOSYAL POLİTİKA ENSTRÜMANI: Bizim için tarım çok önemli, hayati ve stratejik bir sektör. Tarım üzerinden çok ciddi bir istihdam, çok güçlü bir ihracat yaratabileceğimizi düşünüyoruz. Tarımı biz sosyal politika enstrümanı olarak kurguluyoruz.
ŞEHİR EFSANESİ ÇÖKÜYOR: Anadolu’da 65 yaş üstü çok sayıda geçinemeyen ve yardıma muhtaç insan var. Bunlar “İktidar partisi eşittir devlet” diye bir algıya sahiplerdi ve AKP’ye oy veriyorlardı. Yavaş yavaş “İktidar eşittir devlet” algısı kırılıyor. Bizim “Yardım yapmayacağımız, onları önleyeceğimiz” şehir efsanesi de çöküyor. Bu dönemde bunu çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor.
MUHTAÇLIK İLİŞKİSİNDEN ÇIKACAK: Sosyal politika alanını muhtaçlık ilişkisinden çıkarmak için ‘Aile Destekleri Sigortası’nı kurguluyoruz. Aslında temel vatandaşlık geliri felsefesinden esinleniliyor. Aile Destekleri Sigortası şu; geliri belli bir sınırın altında kalan ailelere aile gelir desteği sunacağız. Bu destek, ailede kadının hesabına yatacak. Ama bunun bir de yoksulluktan çıkış stratejisiyle yan yana gelmesi lazım.
GENCE İSTİHDAM ÖNCELİĞİ: Apartman görevlilerini de, temizliğe gidenleri de sigortalayabilecek öneriler getireceğiz. “Her eve bir sigortalı” dediğiniz zaman Aile Destekleri Sigortası kapsamına girecekler azalıyor. Bu da yetmez; mesela o ailede istihdama hazır bir genç varsa, onun istihdamda öncelikli olması lazım. En yoksul ailelerden bahsediyoruz.
ÇÖZÜM ÜRETİMDE: Bizim bu defa idare etmek değil, dönüştürmek üzerine bir stratejimiz var. Üretimi artıramazsak bunların hiçbirisi kalıcı olmaz. Üretici aktörleriyle kavga etmeyeceğiz. Üretici aktör derken işçileri de katıyoruz. Üretim olursa istihdam olur, sendikal örgütlenmeye izin verirsek, rahatlatırsak ücretleri artar. O zaman da yoksulluktan çıkarlar. Dünyanın her yerinde en klasik yöntem budur.
EMEKLİLİK REFORMU: İkincisi ve olmazsa olmazlardan birisi de ciddi bir emeklilik reformu yapmak. Emeklilere en asgari ödemeyi, asgari ücret düzeyine çıkaramazsak onları hayatlarının son döneminde çalışmak zorunda bırakırız. Emekli çalışırsa gençlere yer açılmıyor. Biz, 3600 katsayıyı savunuyoruz. Bunu yaptığımızda emekliliğini geciktirenler, mesela öğretmenler emekli olacak. Atanamayan mezunlara alan doğacak. O yüzden emeklilik reformu şart.
ASGARİ ÜCRETTE VERGİ KALKACAK: Ve vergi reformu. Biz asgari ücretten Gelir Vergisi’ni, yani işverenin yatırdığı ve ücretlinin yatırdığı vergiyi kaldıracağız. Primi kaldırmayacağız, yanlış anlaşılıyor bazen. Onu kaldırdığımızda, yoksulluk sınırının üstüne çıkma ihtimali olan bir kesim doğuyor.
VERGİ AFFI İSTİSNA OLMALI: Bir esnafa veremeyeceği vergileri yükleyip altı ayda bir af çıkarmak mantıklı mı? 10 lira vergi yükledik, veremiyor, hatta vermiyor belki af çıkar diye. O zaman 10 lira değil, 2 lira yüklesek ve vergi affını istisnai hale getirsek... Emin olun 70 lira topluyorsak, 500 lira toplayacağız.
ZİNCİR EKONOMİSİ: Sosyal politika anlayışımızın en önemli ayağı sosyal hizmetler boyutu olacak. Sosyal devleti öyle bir yapılandıracaksınız ki yaptığınız harcamaları, yoksullara dağıttığınız kartı harcayacağı yerleri de göstereceksiniz. Yani ‘Şuralardan alışveriş yap’ diye. Bize yakın yandaş zincir marketler olmayacak. Tam tersi, bakkallara veya kadın kooperatiflerinin pazarlarına gitmesini teşvik edeceğiz. Bu tür zincir ekonomisi de kurulabilir.
TOPLUMSAL İŞ BÖLÜMÜ: Yoksulluğun çözülemediği, idare edildiği bir devirden çıkıyoruz artık. Şimdi gençlerimize istihdam sağlayacak yeni bir toplumsal iş bölümüne ihtiyaç var. Toplumsal iş bölümünü öyle yapacağız ki herkesin insani gelişmişlik endeksinde rahat yaşayacağı bir örgütlenme olacak.
'TAŞIMALI EĞİTİM İÇİMİZE SİNMEDİ'
Belli bir sayıda nüfusu olan bir kasabaya veya köye veteriner zorunluluğu getireceğiz. Nüfusu belli sayının üzerindeki köylerde de okul olacak, taşımalı eğitim bizim içimize hiç sinmedi.
9367,77%3,72
34,47% 0,05
36,42% 0,21
2956,00% 0,72
4956,37% 0,55