Türk Miras Vakfı'nın ABD’nin başkenti Washington DC’de düzenlediği 'Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de Denizcilik Sınırları ve Enerji Konusundaki Dış Politikası' başlıklı paneline, Dışişleri Bakanlığı İkili Siyasi İşler ve Denizcilik-Havacılık-Hudut Genel Müdürü Büyükelçi Çağatay Erciyes konuşmacı olarak katıldı.
Çağatay Erciyes konuşmasında Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki politikası hakkında konferans verdi. Ancak Erciyes’in detaylı sunum yaptığı konuşmasındaki bir bölüm dikkat çekti. Dışişleri Bakanlığı İkili Siyasi İşler ve Denizcilik-Havacılık-Hudut Genel Müdürü Büyükelçi Çağatay Erciyes, konuşmasının bir bölümünde şöyle dedi:“Bu demek değildir ki Türkiye bütün ülkelerle deniz sınırı anlaşması yapmak zorundadır. Benim düşünceme göre, Türkiye ile İsrail arasında bir deniz sınırı yoktur. Ama bu demek değildir ki bu bölgede bir birlik-anlaşma sağlanmalıdır. Enerji problemleri ve yeraltı kaynakları anlaşmanın bir parçası da olabilir bozucu da olabilir.”Erciyes’in konuşmasında söylediği, “Benim düşünceme göre, Türkiye ile İsrail arasında bir deniz sınırı yoktur” ifadesi tepkilere neden oldu.
CEM GÜRDENİZ: BÖYLESİNE ÖNEMLİ GÖREVDE OLAN DEVLET YETKİLİSİ KAMUYA AÇIK BİR ALANDA ‘BENİM DÜŞÜNCEME GÖRE’ DEMEMELİDİR
“Mavi Vatan” kavramını Türkiye’nin gündemine sokan, “Mavi Vatan Yazıları” kitabını yazan ve Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin çıkarlarına ilişkin önemli uyarılarda bulunan emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, bu sözleri değerlendirdi.
Cem Gürdeniz, Dışişleri Bakanlığı bürokratı Çağatay Erciyes’in sözlerini eleştirdi. “Türkiye dahil, pek çok büyükelçilik temsilcisinin, Amerika’da ileri gelen pek çok düşünce kuruluşunun direktörlerinin ve en önemlisi Türk Büyükelçisi’nin olduğu bir ortamda, böylesine önemli görevde olan biri ‘benim düşünceme göre’ dememelidir” diyen Gürdeniz, “Özellikle İsrail konusundaki yorum yanlış” ifadelerini kullandı.
Cem Gürdeniz’in yaptığı değerlendirmede:
“Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı’nın politikalarını her yönü ile savunmak, diplomatlarımızın görevidir. İster akademik, isterse diplomatik ortamında olsun Dışişleri Bakanlığı’nın politikası tektir. Karşılıklı kıyıdaşlık konusunda Libya ile Türkiye’nin tezi, 27 Kasım’da Türkiye Cumhuriyeti’nin bir anlaşmasına dönüştüyse, Türk diplomasisinin bu anlaşmanın arkasında durması gerekir. Buna benzer şekilde şu an yürürlüğe girmiş olmasa bile, aynı metodoloji ve aynı yaklaşımla gündeme geldiği için, Türkiye ile İsrail’in karşılıklı kıyıdaşlığı konusunda da en azından menfi yorum yapılmaması gerektiğine inananlardanım. Halbuki bu konuşmada görülüyor ki yorum yapılmış.
Bir bürokrat devletin bir uygulaması ile ilgili olarak kamuoyuna açık bir akademik ortamda, uluslararası kuruluşta ya da düşünce kuruluşunda Dışişleri Bakanlığının onayı ile bilgi verebilir. Bürokrat devleti temsil etmektedir. Akademik görevi olsa bile, kamuya açık alanda devletin yetkili görevinde olduğu için devlet tezinin dışına çıkması beklenemez. Kamuya kapalı özel aile içi veya arkadaş çevresinde bu tartışmayı yapabilir. Fakat orada, pek çok büyükelçiliğin temsilcilerinin, ABD’de ileri gelen pek çok düşünce kuruluşunun direktörlerinin, Türk Büyükelçisi’nin olduğu kamuya açık bir yerde, böylesine önemli görevde olan biri ‘benim düşünceme göre’ diyemez. Artık o devleti temsil etmektedir. O bakımdan özellikle İsrail konusundaki yorum yanlış. Libya konusundaki çekingen yaklaşımı da Türkiye’nin son derece haklı tezleri paralelinde yanlış olmuştur’’ dedi.
BİR TEPKİ DE AKP’DEN
Eski AKP milletvekili Metin Külünk de sosyal medya hesabından attığı mesajlarla Çağatay Erciyes’e tepki gösterdi. “Büyükelçi, hangi ülkenin memurudur? Derhal millete ve ilgili kurumlara izahat vermelidir. Türk Devleti'nin Doğu Akdeniz politikasına ne cüretle muhalefet etmektedir? Açık şekilde kimlere göz kırpmaktadır? Devlet politikasını ABD'de eleştirme cesaretini kimlerden almaktadır” diyen
AKP’li Külünk’ün mesajları şöyle:
