Hürriyet yazarı Hande Fırat, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının Türkiye'deki seyriyle ilgili olarak Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan ile konuştu.
'İyi ve mutlaka mesafeli bir bayram dileğiyle' başlığıyla yayımlanan yazısında sözlerine 'Sevgili okurlarım, hepinizin bayramını tebrik ederim. Aslına bakarsanız yine biraz hüzünlü bir bayram' diye başlayan Fırat, şöyle devam etti:
'Kalabalık bayram sofralarından, el öpmelerden, sarılmalardan, kucaklaşmalardan mutlaka kaçınmak gerekiyor. Salgın bitmedi, devam ediyor. Bu nedenle de Mehmet Hoca’yı aradım. Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Kurban Bayramı’nda beş riskli aktivite olduğunu söyledi. Dikkat edilmesi gerekenleri şöyle anlattı:
BEŞ RİSKLİ AKTİVİTE
1) İnsanların bulundukları şehirden başka yere gitmesi: Gidişler genelde büyük şehirlerden küçük yerleşim yerlerine oluyor. Yani virüsün yoğun olduğu illerden daha az olanlara. Tabii Güneydoğu Bölgesi hariç. Güneydoğu’da şu an salgın yoğun. Peki bu yerleşim yerlerine nasıl ve hangi araçla gitmeliler? En güveniliri kendi araçlarını tercih etmeleri. Mola verdikleri yerlerde, kısa sürede ihtiyaçları gidersinler. Virüsün miktarı ve virüsle temas süresi önemli. Yemeklerini kalabalık yerlerde yemesinler. Otobüs ya da uçakta pencere kenarını tercih etsinler.
2) Bayram namazı: Bayram namazını açık alanda, sosyal mesafe kuralına uyarak ve maske ile kılsınlar. Kapalı alanda kılmaya mecburlarsa, mesafeye mutlaka dikkat etsinler. Yüksek sesle konuşmasınlar. Yüksek sesle konuşmak, bulaş riskini on kat arttırıyor. Cami çıkışlarında toplu bayramlaşmadan kaçınmak gerekir.
3) Kurban kesimi: Virüs hayvanlardan bulaşmaz. Ancak insandan insana bulaşır. Bayram namazından hemen sonra kurban kesimi için yığılma olmamalı. Kurban kesimi dört güne yayılarak yapılmalı. Sosyal mesafe ve maske kurallarına mutlaka uyulmalı. Diyelim ki kurbanı kesende virüs var, diyelim ki keserken hapşırdı. Evde bıçağı, elimizi yıkamak gerekiyor. Sadece Kovid-19 için değil başka hastalıklar açısından da çiğ ete değdikten sonra el normalde mutlaka yıkanmalı.
4) Toplu taşıma araçlarının kullanımı: Bayramlaşma ziyaretleri mutlaka dört güne yayılmalı. Toplu taşıma araçları kalabalık olmamalı.
5) Bayramlaşma: İdeali yaşlılarımızın, risk grubundaki yakınlarımızın bayramını telefonla kutlamak. Mutlaka gidilecekse kalabalık olmamalı, açık havada bayramlaşma tercih edilmeli. Sosyal mesafe ve maske kuralına mutlaka uyulmalı. Yani öpüşmek, el öpmek, sarılmak yok. Bayram ikramları, ortadan yenecek şekilde olmamalı. Küçüklere harçlık verilecekse zarf içinde verilmeli. Eller yıkanmalı. Büyüklerimizin evinden ayrılmadan önce ellerimizi değdiğimiz yerleri alkollü mendil ya da dezenfektan ile temizlemeliyiz.
BODRUM VE SAHİLLER UYARI
Sadece bayram ziyaretleri değil, tatildekilerin de dikkat etmesi gereken kurallar var. Ancak bu kurallar unutulmuşa benziyor. Mehmet Hoca’ya tatilde gördüğüm manzaraları anlattım. Bırakın sosyal mesafeyi, buluştuklarında, birbirlerini yanaklarından öpen insanlar var. Prof. Dr. Mehmet Ceyhan bayram nedeniyle iyice kalabalıklaşan Bodrum’dan örnek verdi: 'Bodrum’dakilere bakıyorum. Elli kişiyle karşılaştığımda, 40’ında maske yok. Geri kalan 10’unun maskesi ise düzgün takılmamış. Sosyal mesafe kurallarına uyulmuyor. Vatandaşlar da işletmeler de uymuyor. Turistler de geliyor, gelecek. Onlar da rahat davranırsa ortaya iyi bir sonuç çıkmaz.'
AÇIK HAVADA BİR ŞEY OLMAZ MI?
Peki bu rahatlık açık havada bulunmaktan kaynaklanıyor olabilir mi? Açık havada bir şey olmaz mı? Mehmet Hoca açık havada virüsün bulaşma oranının 19 kat daha düşük olduğunu söyledi. Ancak önemli bir uyarıda bulundu: 'Açık alanlarda ortaya çıkmış çok sayıda vaka gördük. Açık havada yapılan nişanlar, askere uğurlama törenleri gibi. Mesafe bir buçuk metrenin altına indiyse, maske de takmadıysanız virüs açık alan-kapalı alan dinlemez.'
RAKAMLAR NE DİYOR?
Vaka sayısı, psikolojik bir sınır gibi algılanan binin altına düştü. 900’lerde takılmış gibi duruyor. Peki bu ne demek? Mehmet Hoca çok önemli uyarılarda bulundu: 'Vaka sayımız 900’lerde ama bunların yüzde 62’si hastaneye yatıyor. Hiçbir ülkede böyle bir rakam yok. Amerika’da hastaneye yatış oranı yüzde 5 ila 10. Yoğun bakıma yatış oranımız ise yüzde 12. Dünya genelinde yoğun bakıma yatış oranı ise yüzde 1. Biz sadece hastalığı ağırlaşmış insanlara test uyguluyoruz. Belirtisiz gizli virüs taşıyıcılarına ulaşamıyoruz. Bunlar ve hastalığı hafif atlatanlar, virüsü bulaştırmaya devam ediyor. Bu şekilde vaka sayısını düşük seviyeye indirmek mümkün değil. Vaka sayılarını güvenli bir seviyeye indirmenin tek yolu var: Gizli ve hafif atlatan vakaları bulmaya yönelik bir politikayı acil hayata geçirmek. Yani yaygın test uygulamak.'
Sevgili okurlar, Mehmet Hoca yaygın test uygulamasına geçilmesini öneriyor. Bizlerin ise salgının tüm hızıyla sürdüğünü aklımızda tutarak, sosyal mesafe, maske kuralına mutlaka uymamız gerekiyor. Herkese iyi ve mesafeli bir bayram dilerim.'