İngiltere'nin önde gelen ekonomistlerinden Timoth Ash, görüşmeler sırasında bir AKP'li yetkiliye 'Seçimleri kaybederseniz, iktidarı teslim edecek misiniz?' sorusunu yönelttiğini açıkladı. Ash, AKP'li yetkilinin kaybetmeleri halinde iktidarı sorunsuz biçimde devredeceklerine ilişkin güvence verdiğini aktardı.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin Londra gezisi iktidarın dışarıdan algılanmasına ilişkin sinyal veriken, Türkiye’yi de nasıl bir seçim sürecin beklediğini gösteriyor.
Londra bilindiği üzere dünyanın en büyük finans merkezi durumunda. İngiltere finans sektörü 1,1 milyon kalifiye işgücü istihdam ediyor ve ülkeye her yıl 150 milyar sterlinlik bir para bırakıyor.
TOPLANTININ DETAYLARI
Birgün'den Ozan Gündoğdu'nun aktardığına göre, Hemen her yıl biri maliye politikasını temsilen Hazine ve Maliye Bakanı, diğeri para politikasını temsilen Merkez Bankası başkanı, olmak üzere ikili bir heyet Londra’daki fon yöneticileriyle toplantılar düzenler. Bakan Nebati’nin son toplantısına teamüllere aykırı biçimde Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu katılmadı. Kavcıoğlu'nun toplantıya neden katılmadığına ilişkin herhangi bir bilgi verilmedi. Para politikasına ilişkin ayrıntıları da Merkez Bankası Başkanı olmayınca, Hazine ve Maliye Bakanı anlattı. Bu durum Merkez Bankası bağımsızlığının artık görüntüde bile umursanmadığının bir göstergesi olduğu yönünde değerlendirildi.
Önceki toplantılar JP Morgan, Credit Suisse gibi büyük yatırım bankaları tarafından organize ediliyordu. Buna karşın Nureddin Nebati’nin son toplantısını organize edecek büyük bir yatırım bankası bulunamadı. Toplantı bu nedenle Türkiye’den iş insanları Hüsnü Özyeğin ve Ferit Şahenk’in Londra’da sahibi olduğu küçük ölçekli yatırım danışmanlık şirketi Dome tarafından organize edildi. Bakan Nebati sayıları 30’u geçmeyen fon yöneticisine kürsüden hitap edemezdi. Bu nedenle bir dikdörtgen masanın başına oturdu ve fon yöneticilerini karşıladı.
TÜRKİYE RİSK KAYNAĞI
Time dergisi, Aralık ayında “2022’nin en büyük riskleri” başlıklı bir rapor paylaştı. Rapor 10 maddeden oluşuyor ve dünyadaki çeşitli siyasi ve ekonomik riskler hakkında, yatırımcıları ve sermaye sahiplerini uyarıyor.
“Türkiye” başlığı da, 10 riskten biri olarak raporda yer aldı. Türkiye’yi 2022’nin 10 riskten biri haline getiren şeyin ise yaklaşan seçimler olduğu vurgulandı. Raporda Erdoğan’ın seçim sonuçlarını tanımayacağına ya da yapay bir dış politik gerilim yaratarak seçimleri manipüle edeceğine yönelik şüphelere dikkat çekildi. Raporu hazırlayan Eurasia Group adındaki düşünce kuruluşunun müşterilerinin ise büyük ölçekli sermayedarlar olması dikkat çeken bir başka nokta oldu.
Eurasia Group’un bu uyarısı, batı sermayesi içinde ciddiye alındığı yönünde değerlendirildi. Zira Bakan Nebati’nin Londra toplantısından sızan bilgilere göre masada konuşulan önemli konulardan biri seçimler oldu. Sonuç olarak enflasyonun yüzde 50’ye dayandığı, halkı yoksulluk içinde olan, 20 yıllık bir iktidarı temsilen Londra’ya giden Nureddin Nebati'nin masada, fon yöneticilerine söyleyecekleri ancak kısa dönemde bağlayıcı olabileceği şeklinde düşünüldü. Çünkü Erdoğan’ın sonraki seçimi kazanabileceğine kuşkuyla bakılıyor.
Bakan Nebati'nin görüşmede seçimlere giderken ülkede nasıl bir seçim ekonomisi uygulanacağından, serbest piyasa kurallarından taviz verilmeyeceğinden, seçimleri mutlaka kazanacaklarından bahsettiği öğrenildi. Fakat fon yöneticilerinin asıl ilgilendiği konunun bu olmadığı düşünülüyor.
ŞOK ETKİSİ YARATAN SORU
Türkiye konusunda Londra’da en fazla itibar gören ekonomistlerin başında gelen Timoty Ash de bu toplantıya katılıp, Nureddin Nebati’yle temas kuran isimler arasında yerini aldı. Ash'in toplantıya ilişkin değerlendirmeleri, Türkiye uzmanı ekonomist seçimleri kimin kazanacağından daha çok Erdoğan'ın kaybetmesi halinde iktidarı sorunsuz bir şekilde devredip devretmeyeceği sorusuyla ilgilendiğini gösterir nitelelikte oldu.
Ash, görüşmeye ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda '(Bakan) Nebati, Londra’da iyi iş çıkardı. Çok hazırlıklı geldi. Türkiye’nin hikayesini pazarlamakta ve anlatmakta iyiydi' ifadelerini kullandı. Bu açıklama her ne kadar iktidar yanlısı basında 'Nebati'ye övgü dolu sözler' olarak yer alsa da Ash, paylaşımlarının devamında Türkiye ekonomisine ilişkin kuşku ve endişelerden de bahsetti. Ash, Rusya ile Ukrayna arasındaki krize ilişkin Türkiye'nin yürüttüğü uluslararası ilişkilerden endişeli olduğunu kaydetti.
Ash, bir başka paylaşımındaysa Erdoğan'ın 'Faiz sebep, enflasyon sonuç' görüşüne atıfta bulunarak 'Nihayetinde, ekonomiyi yönetmek için faiz oranlarını kullanmama politikasının sürdürülebilir olduğunu düşünmüyorum' dedi. Ash, paylaşımının devamında 'Güncel parasal ve mali politikalarla erken seçime gidebilecekler mi?' sorusunu yönelterek 'Rusya ve Ukrayna arasındaki kriz yakında her şeyi rayından çıkarabilir' değerlendirmesinde bulundu.
Ash, AKP iktidarından bir yetkiliye “Seçimleri kaybederseniz, iktidarı teslim edecek misiniz?” sorusunu yöneltti.
Timoty Ash, bu soruya verilen cevabı kendi sosyal medya hesabından şu şekilde duyurdu:
Bu hafta bir AKP yetkilisi bana Erdoğan’ın yaklaşan seçimleri kaybetmesi halinde iktidardan vazgeçeceklerine ve iktidarı sorunsuz biçimde devredeceklerine dair güvence verdi.
Timoty Ash, bu paylaşımının ardından bir başka paylaşımda takipçilerine “Erdoğan seçimi kaybederse iktidardan vazgeçecek mi?” sorusunu yönelttiği bir anket paylaştı.
12 saatin sonunda ankete katılan yaklaşık 5 bin kişinin yüzde 54,5’i bu soruya Hayır, vazgeçmeyecek” yanıtını verdi.
ERDOĞAN NE YAPACAK?
Financial Times’tan David Gardner da dünkü (10 Şubat) köşesini Türkiye’deki seçim gündemine ayırdı. Yazısı boyunca Erdoğan’ın otoriter yönetimini ele alan Gardner, yazıyı bir uyarıya dikkat çekerek noktaladı:
Türkiye’de seçimlerde hile yapmak kolay değil. Daha çok bir olağanüstü süreç ya da bir provokasyon beklenebilir. Mesela muhalefeti bölmek adına devletin resmi dinine ilişkin bir karar almak gibi…
Tüm bu gelişmeler, batı ülkelerinin Türkiye’de uygulanacak orta ve uzun vadeli politikalarla ilgilenmeyi bırakmış durumda olduğu şeklinde değerlendiriliyor.