MEDYA İZLEME RAPORU YAYIMLANDI

MEDYA İZLEME RAPORU YAYIMLANDI

Gazeteciler Cemiyeti'nin "Demokrasi için Medya, Medya için Demokrasi (M4D) Projesi" kapsamında yayımlanan Medya İzleme Raporu'nda, yeni internet düzenlemesi “başından sonuna sansür” olarak değerlendirilirken, 30 Eylül 20

Gazeteciler Cemiyeti'nin Avrupa Birliği tarafından finanse edilen 'Demokrasi için Medya, Medya için Demokrasi  Projesi'nde Temmuz, Ağustos, Eylül aylarını kapsayan 'Medya İzleme Raporu' yayımlandı.  Raporda, gazetecilerin yıpranma payı, kıdem tazminatı, yayın durdurma ve para cezaları yanı sıra Covid-19 salgınının etkilerine de yer verildi. Raporda, yeni internet düzenlemesinin haber platformları, sosyal medya ve ifade özgürlüğüne etkileri de ayrıca incelendi.

Rapor, güncel gelişmelerin yanı sıra medya sahipliği, tiraj, değerlendirme (rating) ve internet medyası istatistiklerini araştırmacılar için açık kaynaklardan derlendi. Raporun son bölümünde hem alandaki diğer sivil toplum örgütleri, siyasi partiler ve gazetecilerin basın özgürlüğü raporları hem de uluslararası ortamda Türkiye’nin basın ve ifade özgürlüğü alanındaki durumu incelendi. M4D Projesi raporunun gelecek döneme ait değerlendirme ve önerileri arasında ise gazetecilerin yıpranma payı düzenlemesini içeren kanuna ilişkin görüş, yeni internet düzenlemesi ve Covid-19 salgınının olası olumsuz etkilerine karşı politika önerilerine yer verildi.
'İNTERNET DÜZENLEMESİ BAŞTAN SONA SANSÜR'
Raporda, yeni internet düzenlemesi “başından sonuna sansür” olarak nitelenirken yeni düzenlemeye ilişkin şu değerlendirmeler yapıldı:'Başından sonuna sansür olarak addedilebilecek bu yeni düzenleme zaten hükümetin ve Cumhurbaşkanı’nın topyekûn hedefi hâline gelen interneti daha da bastırma anlamı taşıyor. Düzenlemenin yukarıda belirtilen ilk iki bölümü bilgiye erişimin önüne set çekiyor, diğer iki bölümü ise kamusal tartışmanın yani ifade özgürlüğünün tek odaktan izlenip sansürlenmesine olanak veriyor. Yasayla ilgili medyada dile getirilenler şaşkınlığa mahal vermiyor; zira yaygın medya yasayı Almanya, Fransa gibi örnekleriyle karşılaştırarak 'dünya standardında' bir düzenleme olarak karşılarken, eleştirel yazın ise düzenlemenin basın ve ifade özgürlüğünün üzerine son toprağı atacağı yönünde görüş bildiriyor.'
'EN AZ 83 GAZETECİ CEZAEVİNDE'
Gazetecilere yönelik yargılama süreçlerini takip eden beş sivil toplum örgütünün istatistiklerini derleyen rapora göre 30 Eylül itibarıyla 46’sı hükümlü, 37’si tutuklu toplam en az 83 gazeteci cezaevinde bulunuyor. Raporda, gazetecilerin mesleklerini yapmalarından dolayı hapis cezasıyla karşılaşmaları devam etse de 2020’nin üçüncü çeyreğinde hapisteki tutuklu ve hükümlü gazeteci sayısında göreceli bir azalma olduğu bilgisi verildi. 
'İŞTEN ÇIKARMALAR ARTACAK'
Raporda, işten çıkarmaların yasaklanması sonrası ücretsiz izne çıkarmaların hızlandığı ve ileriki süreçte yasağın kalkmasıyla basın sektöründe işsizliğin hızla artacağı vurgulandı. 
Raporda, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın yılda iki kez yayımladığı sendikal istatistiklere göre, 2020 Temmuz ayı verilerinde “Basın, yayın ve gazetecilik” işkolunda sendikalılık oranının %7,88 olduğu bildirildi. Rapora göre, işkolunda sendikalılık oranı diğer işkollarına göre hala oldukça düşük düzeyde. 
Raporda,  basın özgürlüğü, internet düzenlemelerinin getireceği yeni sansürler, yıpranma payı ve kıdem tazminatı düzenlemeleri ve Covid-19'un gazeteciliğe etkisine yönelik önerilere yer verildi. Öneriler şöyle: 
• Yeni internet düzenlemesinin iptaline dönük hukuki yollara başvurulması ve yapılan başvuruların
takibinin sağlanması,
• Yıpranma payı hakkının basın kartı şartı aranmadan gazeteciler ve matbaa çalışanları için yeniden
tesis edilmesi
• COVID-19 salgını kapsamında basın sektöründe ücretsiz izin ve kısa çalışma uygulamalarının
önüne geçilmesi ve basın çalışanlarının sosyal ve ekonomik hak kaybına uğramaması için gerekli
önlemlerin alınması,
• Yargının siyasallaşması ile bağlantılı gözaltına alınan ve tutuklanan gazetecilerin serbest
bırakılması için uluslararası hukuk yollarına ve insan hakkı mekanizmalarına başvuru yapılması;
gazetecilerin tutuksuz yargılanması yönünde adımlar atılması,
• BİK ve RTÜK tarafından kesilen cezalarda yürütmenin durdurulması amacıyla yerel hukuk yollarına
başvurulması,
• Basın Ahlak Esasları mevzuatında değişikliğe gidilerek terör, milli güvenlik, kişilik haklarına saygı
gibi muğlak maddelerin güncellenmesi,
• Basın kartı dağıtımının hükümet sözcüsü olan bir organ tarafından değil, doğrudan basın
temsilcilerinin yer alacağı bir komisyon tarafından yapılması, yeni bir Basın Kartı Yasası’nın sivil
toplum ve meslek kuruluşlarının fikirleri alınarak devreye sokulması,
. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın basın kartlarını yenilemesi ve başvurusu beklemede
olan kart sahiplerine bilgi vermesi için savunuculuk faaliyetleri yürütülmesi,
• İnternet platformlarında çalışan gazetecilerin mesleki statüsünün büro işkolundan basın, yayın
ve gazetecilik işkoluna alınması,
• Yaygın medyanın sahip olduğu ekonomik olanakları bulunmayan alternatif medya mecralarının
desteklenmesine ve bu mecralar için kapasite geliştirme faaliyetlerinin düzenlenmesine dönük
Avrupa Birliği ve AB üye ülke büyükelçilikleri tarafından sağlanan desteklerin sürdürülmesi.