Tüp fiyatlarının bu kadar yüksek olması sektör olarak bizleri de çok rahatsız ediyor. Bu anlamda sosyal devlet ilkesi gereğince LPG'nin doğal gaza eş değer halde desteklenmesi gerekiyor. KDV oranının yüzde 18’den yüzde 1’e indirilmesi yönünde hükümetten destek bekliyoruz” dedi.
Türkiye LPG Derneği’nin 50’nci kuruluş yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen basın toplantısında LPG sektöründeki küresel ve ulusal boyutta yaşanan gelişmeler ele alındı. Toplantıda Türkiye LPG Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Aratay, Yönetim Kurulu Başkanvekili Gökhan Tezel ve Yönetim Kurulu Üyesi Armanç Ekinci bilgi verdi.
Türkiye’nin dünyanın en önemli ve örnek pazarlarından biri konumunda olduğuna vurgu yapan Türkiye LPG Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Aratay şunları söyledi:
“TÜRKİYE LPG SEKTÖRÜ YILLIK 80 MİLYAR TL’LİK BÜYÜKLÜĞE ULAŞTI: Bugün 13. başkanı olarak gurur duyduğum derneğimizin 14 kurumsal üyesi ve 39 temsilci üyesi bulunmaktadır. Derneğimiz Türkiye toplam LPG pazarının yüzde 70’ini temsil ederken, tüplü pazarında ise yüzde 96’lık bir temsil oranına sahiptir. Bugün sektörümüzde ülke genelinde faaliyet gösteren yaklaşık 7 bin tüplü ve 11 bin otogaz bayimizle 10 milyon haneye tüp hizmeti ve 4,9 milyon otogazlı araca ikmal gerçekleştiriyoruz. Sektörümüz yaklaşık 100 bin çalışanı ile yıllık 80 milyar TL pazar büyüklüğüne ulaşmış durumda.
RUSYA – UKRAYNA SAVAŞI LPG TEDARİKİNDE SIKINTIYA NEDEN OLMADI: Ülkemizin gelişen enerji ihtiyacının karşılanmasında, enerji kaynaklarının sağlığı ve çeşitlenmesinde çok daha aktif bir rol üstlenmesinin büyük önem arz ettiğini görüyor ve inanıyoruz. LPG’nin bu potansiyelinin, üstleneceği bu rolün öneminin; Rusya – Ukrayna savaşı ile ortaya çıkan petroldeki tedarik sıkıntıları ile çok daha belirginleştiği düşüncesindeyiz. Öte yandan, Rusya – Ukrayna savaşının Türkiye’nin LPG tedarikinde bir sıkıntı yaratmadığını da belirtmek isterim. 2021 yılı itibariyle toplam 77 lisanslı firmanın faaliyet gösterdiği Türkiye LPG pazarı, yaklaşık 4 milyon ton büyüklüğe sahip bir pazar. Bunun yaklaşık 1 milyon tonu yurt içindeki rafinerilerden elde edilirken, 3 milyon tonu da ithalat ile karşılanıyor. İthalatın 2 milyon tonu ise Amerika ve Cezayir’den sağlanıyor. Rusya’nın ithalattaki payı 2020 yılında sadece yüzde 1,5 oldu. Ukrayna’dan ise son yıllarda ithalat yapılmıyor. Dolayısıyla Rusya – Ukrayna savaşının Türkiye’nin LPG tedarikine etkisi yok denecek kadar az bulunuyor.
FİYATININ YANI SIRA ÇEVRESEL NEDENLERLE DE LPG’Lİ ARAÇLAR TERCİH EDİLİYOR: Motorin, benzin, LPG fiyatları dahil tüm emtia fiyatları tarihteki en yüksek noktalara geldi. Bütün bunlar tüketimi etkiliyor ama otogaz pazarında dünyanın 2’nci büyük pazarıyız. LPG şu an cazip bir noktada. Bu bakımdan LPG’li araçlara da talep artıyor. Fiyatının yanı sıra çevresel faktörlerle de insanların LPG’li araçları tercih ettiğini araştırmalardan biliyoruz. Bu bakımdan yüzde 3-4’lük bir büyüme çok sürpriz olmayacak.
TÜP FİYATLARININ BU KADAR YÜKSEK OLMASI BİZLERİ DE ÇOK RAHATSIZ EDİYOR: Tüp fiyatlarının bu kadar yüksek olması sektör olarak bizleri de çok rahatsız ediyor. Pandemi öncesi 2020 mart başında 120 TL olan tüp şimdi 300 TL’ye çıkmış durumda. Dernek ve sektör temsilcileri elimizden geleni yapıyoruz ama KDV oranının yüzde 18’den yüzde 1’e indirilmesini yönünde hükümetten destek bekliyoruz.
ASLINDA ARADA GEÇEN SÜREDE YAŞADIĞIMIZ DEVALÜASYON: 2020 Mart ayı dolar kurunu baz aldığımda o gün bir tüpü kaç dolara satıyormuşuz? Bugün bir tüpü kaç dolara satıyoruz diye baktım. 5 Mart 2020 tarihinde bizim bir tüpümüz 19 dolar 74 sentmiş. Bugün 20 dolar 20 sent. Aslında arada geçen sürede yaşadığımız devalüasyon. Bu devalüasyona karşı ülke olarak yaşadığımız ve satın alma gücümüz bizim sektör olarak çözebileceğimiz haddimizi aşan konular ama şunu samimiyetle söyleyebilirim.
HÜKÜMETİN KDV’Yİ YÜZDE 1’E İNDİREREK DESTEK SAĞLAMASINI BEKLİYORUZ: Ürün fiyatının dolar bazında yüzde 125’in üzerinde arttığı bir ortamda, motorin fiyatının yüzde 300 arttığı bir ortamda işçiliği siz takdir edersiniz. Derneği temsil edenler, bayiler olarak büyük bir özveriyle elimizden geldiğince çalışıyoruz. Ancak hükümetin yüzde 18 olan KDV’yi yüzde 1’e indirerek destek sağlamasını bekliyoruz.
LPG'YE 5 KATTAN FAZLA VERGİ VERİYORUZ: Konutlarda 10 bin kilo kalori, yaklaşık 1 kilogram LPG'ye tekabül ediyor. Yani 12 kiloluk tüpteki bir kiloluk LPG. Bu da yaklaşık olarak bir evin 3-4 günlük yemek ihtiyacını karşılayabilecek miktara tekabül ediyor. Burada aynı miktar doğal gazda 66 kuruş vergi öderken biz 12 kilogram tüpte 3,59 kuruş ödüyoruz. Böyle baktığın zaman KDV artı ÖTV olarak yaklaşık olarak LPG'ye 5 kattan fazla vergi veriyoruz. Bugün LPG'yi kullanan özellikle konut müşterisi, orta ve düşük gelir seviyesindeki doğal gazın boru hatlarıyla kendisine ulaşmamış tüketiciler. Bir çoğunluğu küçük ilçelerde, köylerde. Tabii ki şehirlerde de hala doğal gaz almamış ve bu ürünü kullanan müşterilerimiz var. Genel anlamda düşük, orta gelir seviyesindeki kişilerin kullandığı bir yakıt türü LPG. Bu anlamda sosyal devlet ilkesi gereğince bence LPG'nin de doğal gaza eş değer halde desteklenmesi ve bu konuda da bir sosyal devlet olarak çözüm üretilmesi gerekiyor. Bizim bununla ilgili daha önce Maliye Bakanlığı, Gelirler Genel Müdürlüğü ve diğer otoriteler nezdinde yaptığımız çalışmalarda var.
Türkiye LPG Derneği Yönetim Kurulu Başkanvekili Gökhan Tezel de LPG’nin, elektrik ya da doğal gaz boru hatları gibi devasa yatırımlara ihtiyaç duymayan; mobil, kolay taşınabilir, yaygın, verimli ve ekonomik bir yakıt olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi:
“LPG, TÜM DÜNYADA TEMİZ ENERJİ KAYNAĞI OLARAK TEŞVİK EDİLİYOR: Türkiye için çok önemli bir yakıt olan LPG’nin dünyada da özel bir yeri bulunuyor. LPG’nin tüm avantajlarına ilave olarak, tüm dünyada muadillerine göre çok daha düşük karbon ve partikül salınımı ile doğa ve çevre dostu bir enerji kaynağı olarak kabul ediliyor. Bu konu Dünya LPG Birliği ve Avrupa LPG Birliği tarafından yayınlanan raporlarda detaylı olarak vurgulanıyor. Yani LPG, en önemli ve pratik mobil enerji kaynaklarından biri olarak, tüm dünyada ‘temiz enerji’ olarak kabul ediliyor. Aynı zamanda, son yıllarda gelişen BioLPG çalışmaları ile karbon salınımlarının düşürülmesi hedeflerine önemli katkı yapabilecek ürünlerden biri olduğu belirtiliyor. Dolayısıyla LPG, sürdürülebilirlik politikaları kapsamında, geçiş sürecinde çok önemli bir rol üstleniyor. Bu nedenle geçiş süreci için çok değerli bir alternatif yakıt kaynağı olarak, gelişmiş ülkeler başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde teşvik ediliyor ve yakın gelecekteki enerji stratejileri arasında yer alıyor.
NET ‘0’ EMİSYON HEDEFİ İÇİN LPG KULLANIMI GÜÇLÜ BİR ALTERNATİF: Türkiye’nin hem denizlerin kirlilikten hem de ormanların korunması yönünde çalışmalar yürütmesi gerekiyor. Bunun yanında petrol, kömür gibi fosil yakıt kullanımını da azaltarak, yenilenebilir enerji yatırımlarını ön plana çıkartması önem taşıyor. Türkiye’nin, 2053 net ‘0’ emisyon hedeflerine ulaşabilmesi için ise, tüm dünyada kullanımı giderek artan ve birçok ülkede de kullanımı teşvik edilen LPG, geçiş süreci için güçlü bir alternatif enerji kaynağı olarak öne çıkıyor.”