CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu birtakım ziyaretlerde bulunmak üzere Bolu'ya geldi. Bolu Belediyesini ziyaret eden Kılıçdaroğlu, belediye binası önünde partililer tarafından çiçeklerle karşılandı.
Kılıçdaroğlu, belediye bandosunun çaldığı marş ve müzikler eşliğinde belediye binasına girdi. Belediye Başkanı Tanju Özcan'ın makamına geçen Kılıçdaroğlu, basına kapalı görüşme gerçekleştirdi.
Kılıçdaroğlu, daha sonra Bolu Şehit Aileleri ve Gaziler Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğini ziyaret etti.
Yukarı Taşhan'da bulunan Eskici Baba Türbesini de ziyaret eden Kılıçdaroğlu, tarihi Yıldırım Bayezit Camisi önünde bulunan güvercinlere yem verdi.
Bir basın mensubunun 'Dilek tuttunuz mu?' sorusuna, 'Dileğim; cumhuriyeti kuranların bize bıraktıkları güzel bir Türkiye var ve biz 100'üncü yılında Türkiye Cumhuriyeti'ni demokrasiyle taçlandıralım. En büyük dileğimiz bu. Bu dilekle yem attık.' karşılığını verdi.
Kılıçdaroğlu, programı kapsamında Yukarı Çarşı'da da esnafla bir araya geldi.
KANAAT ÖNDERLERİNE SESLENDİ
Kılıçdaroğlu, Bolu'da Kanaat Önderleri Buluşması'nda konuştu.
'Devletin borçlarını yönetmek için genel müdürlük kurmak zorunda kaldılar' diyen Kılıçdaroğlu, 'Esnaf perişan halde, esnafın derdini gidip anlatacağı bir makam yok' ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmalarından satırbaşları:
Türkiye, bir dönem dışarıya buğday satarken şimdi ithal ediyor. Neden biz Londra'daki bir avuç tefeciye dünyanın faizini veriyoruz? Bütün Orta Doğu ve Balkanlardaki ülkelerle dosttuk, neden şimdi kavgalı hale geldik. Neden gençler umutlarını Türkiye'de değil de yurt dışında arıyor? Bu ülkede yaşayan her vatandaşın sorgulaması lazım.
Muhtarlık seçimlerine bakalım... 1833, bu topraklarda yapılan ilk seçim muhtarlık seçimidir. Ne demek 1833 yılında bir muhtarlık seçiminin yapılması? Demokrasinin bihenk taşı muhtar demektir. Demokrasinin mihenk taşı muhtarsa, siyaset kurumu muhtarlara hakettiği hakkı teslim etti mi? Teslim etmediyse neden teslim etmedi. Teslim etmediyse neden muhtarlar, bizim hakkımızı teslim etmiyorsunuz diye sormuyor.
Vatandaşın en rahat ulaşacağı yerler muhtarlardır. Bir mahallede, zengin kim fakir kim en iyi muhtar bilir. O zaman neden sosyal yardımlar muhtar aracılığıyla yapılmıyor. Talep etmesini bileceksiniz, istemesini bileceksiniz. Ortak mücadele kadar değerli bir şey yoktur. Neden sizin yanınızda özel kalem müdürü gibi biri olmuyor? Bir muhtarın yanına bir kişiyi gönderseniz, muhtar ona talimat verebilse, emir verebilse çok mu zor. Mahallede karar alınır, belediye meclisinden geçer, sizin hiç haberiniz bile olmaz. Olması gereken şudur, muhtarlık alanıyla ilgili olarak belediye meclisinde görüşülürken o toplantıya muhtar da katılmalıdır. Eğer halkın seçtiği bir kişi varsa ona saygı duyacaksınız.
Sanmayın bunu sadece muhtarlar için düşünüyoruz. Hazırladığımız teklif doğru mudur, en iyi o işi yapan bilir.
Sizin bir bütçeniz var mı? Yok, niye sizin bir bütçeniz yok. Siz fakir fukaraya yapacak yardımı nereden bulacaksınız. Emlak Vergisi toplanyıor mu? Toplanıyor. Sizin mahallenizdeki binalar dolayısıyla da Emlak Vergisi ödeniyor mu, ödeniyor. Yüzde 1'i 2'si muhtar bütçesi olarak ayrılamaz mı, ayrılır. Böylece muhtar gerçek anlamda muhtarlığını yapabilecek.
MUHTARLIK NİYE KAMU KURUMU DEĞİL?
Seçimle geliyorsunuz, halk seçiyor. Muhtarlık bir kamu kurumu mu, hayır. Belediye kamu kurumu, TBMM kamu kurumu, Cumhurbaşkanlığı kamu kurumu, Merkez Bankası kamu kurumu. Muhtarlık niye kamu kurumu değil. Belediye muhtarla iş birliği yapamıyor, neden kamu kurumu değil. Sizi niye ayırıyorlar?
'BU ÜLKEDE DEMOKRASİ İSTİYORSAK, MUHTARDAN BAŞLAYACAĞIZ'
82 kanunda 354 maddede muhtar adı geçiyor. Sizin bir muhtarlık temel kanunu var mı? Yok, niye yok. Seçimle gelen en geniş kitle sizsiniz, ama zayıfsınız. Çünkü birlik değilsiniz. Ortak taleplerinizi birlikte seslendirme gücüne sahip olmalısınız. Talep edeceksiniz. Niye Türkiye Muhtarlar Birliği yok? Muhtar arkadaşlarım, kendi konumuzu güçlendirmek istiyorsanız, söylediklerimi hafızanınızın bir kenarında tutun. Bu söylediklerimin tamamını yapacağım. Bu ülkede demokrasi istiyorsak, köyden en büyük şehre kadar demokrasinin hakkını güçlendirmek istiyorsak, önce muhtardan başlayacaksın. O zaman demokrasinin temelleri güçlü olur, bunu yapacağız.
BU VERGİ NEREYE GİDİYOR?
Cumhuriyet tarihin en yüksek faizini ödüyoruz. Para Londra'daki bir avuç tefeciye... Devletin borçlarını yönetmek için genel müdürlük kurmak zorunda kaldılar, bu kadar vergi nereye gidiyor?
Binmediğimiz havaalanına para ödüyoruz, otoyollara... Hazine'den beş kuruş para çıkmayacak diyorlardı. 2021 yılında bunlara 30 milyar TL ödeyecekler.
'ESNAFIN DERDİNİ ANLATACAĞI BİR MAKAM YOK'
Esnaf perişan halde. Esnaf derdini nereye anlatıyor. Esnafın derdini gidip anlatacağı bir makam lazım. Öyle bir makam yok, madem ki milyonlarsınız, esnafın çıkıp biraz konuşması lazım. Konuşuyor ama kime? Duvara... Dinleyen yok.
Sandıkta gereğini yapmak zorundasınız. 3 ay süreyle sana bin lira vereceğim diyorlar. Yav bin lira ne olacak? Pek çok sorununuz var biliyorum. Biz asgari ücretten vergi almayın dedik. Ya bunun nesini alacaksın, adam bunun aldığını harcıyor zaten. Bununla araba, ev alacak hali yok. Vergisiz olsa esnaf en azından rahat edecek. Paranın dolaşım kanalları değişecek, esnaf da kazanacak.
Biz güçlü bir ülkeyiz. En büyük zaaf devlet yönetiminde israftır. Sizden toplanan vergilerin nerelere harcandığının hesabı bu millete verildi mi? Verilmedi, niye verilmiyor... Bu talep halktan gelmediği sürece orada demokrasi güçlenmez. Bu işin sağı solu yoktur, bu bir ahlak meselesidir.
Bu memlekete huzur gelene kadar mücadele edeceğim.
Cebine çalışan siyasetçi bu ülkeye hayır getirmez. Siyasetçi cebine değil bu ülkeye çalışacak. Siyasete giriyor zengin oluyor, köşeyi dönüyor. Ya arkadaş nasıl zengin oldun? Aklım almıyor benim.
Devleti yönetmek için her şeyden önce arkanızda kara bir leke olmayacak. Her şeyin hesabını vereceksiniz.
