Kocaeli Emek ve Demokrasi Güçleri, “Zamlara, yoksulluğa, işsizliğe itirazımız var” diyerek Kocaeli’nin İzmit ilçesinde bugün geniş katılımlı bir miting düzenledi. İzmit’te bulunan Anıtpark’ta düzenlenen mitinge, KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil’in yanı sıra KESK Kocaeli Şubeler Platformu, TMMOB Kocaeli İl Koordinasyon Kurulu, Kocaeli Tabip Odası, Emek Partisi, Halkevleri, Halkların Demokratik Partisi, Kaldıraç Hareketi, Sol Parti, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi, Türkiye İşçi Partisi, CHP İl ve İlçe yöneticileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
“İTİRAZIMIZ İŞGALLERE ALKIŞ TUTANLARA”
Mitingde ilk konuşmayı yapan KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil, “İtirazımız, sadece yoksulluğa, işsizliğe, zamlara değil. İtirazımız, yıllardır biz emekçilere, işçilere, kadınlara karşı saldırılarını, baskılarını hız kesmeden devam ettiren siyasi iktidara. İtirazımız, aynı zamanda en demokratik hakkımızı kullanmak için yaptığımız başvurularımızı keyfi ve hukuksuz şekilde reddederek özgürlüğümüzü kısıtlayanlara. İtirazımız, dünyada ve ülkemizde savaş politikalarına, emperyalist işgallere alkış tutanlara ve bunların arkasında saf duranlaradır” dedi.
“YAN YANA OLMAYI PLANLADIK”
Yeşil’in ardından konuşan Eğitim Sen Kocaeli Şube Başkanı Suphi Yıldırım, yapmak istedikleri mitingi İzmit Kaymakamlığı’nın gerekçe göstermeden yasakladığını belirterek şunları söyledi:
“Zamlara, yoksulluğa, işsizliğe itirazımız var demek için bir araya geldik. Kocaeli’nin dört bir yanından işçiler, emekçiler, işsizler, esnaf, kadınlar ve gençler olarak itirazımız var demek için bir araya geldik. Kocaeli Emek ve Demokrasi Güçleri bileşeni sendikalar, meslek örgütleri, siyasi partiler olarak bugün burada sesimizi birleştirmek için düzenlediğimiz mitingimizde yan yana olmayı planladık. Oysa İzmit Kaymakamlığı, günler öncesinden yaptığımız miting başvurumuzu son güne kadar cevapsız bıraktı ve cuma akşamı itibariyle mitingimizi herhangi bir gerekçe göstermeden yasakladı. Öncelikle İzmit Kaymakamlığı’na ve Kocaeli Valiliği’ne seslenmek istiyoruz: Siz mitingimizi yasaklayınca zamlar duruyor mu? Siz mitingimizi yasaklayınca işsizlik son buluyor mu? Siz mitingimizi yasaklayınca akşam gönül rahatlığıyla, faturaları düşünmeden doğal gazımızı açıp ısınabiliyor muyuz?
“KRİZİN YÜKÜ YİNE HALKA YIKILIYOR”
Elektrikten doğal gaza, akaryakıt ürünlerinden ulaşıma yapılan fahiş zamlar hepimizin üzerine kabus gibi çökmüştür. İktidarın döviz kurunun düşmesi ile övündüğü koşullarda yapılan bu zamlarla ekonomik krizin yükü yine halka, emeği ile geçim mücadelesi veren milyonlara yıkılmaktadır. Elektrikte yüzde 127, doğal gazda yüzde 25, vergi, resim ve harçlarda yüzde 36, halkın vergileri ile yapılan ve normal koşullarda ücretsiz olması gereken köprülerin geçiş ücretlerinde yüzde 25 oranında yapılan fiyat artışlarının adı zam değil, zulümdür. Mutfakta, çarşıda, pazarda yaşanan gerçek hayat pahalılığı, enflasyon, güvenilirliğini tamamen yitirmiş olan TÜİK’e göre bile en az yüzde 49 olmuştur. Bağımsız araştırma kuruluşlarının ve sendikaların araştırmalarına göre ise gerçek enflasyon yüzde 110’u aşmıştır. İğneden ipliğe zam yağmuru son haftalarda sağanağa dönüşmüştür. Yüzde 150’den fazla artan un fiyatları başta olmak üzere tüm temel tüketim mallarının fiyatlarının fahiş oranda artması dolayısıyla hiper enflasyon tehlikesi kapıya dayanmıştır. Sermayeye peşpeşe vergi muafiyetleri yapanlar, emekçilerin vergilerini en başta kesiyorlar. Sermayeye yeraltı madenlerini talan için yeni kolaylıklar çıkaranlar, binlerce yıllık zeytinlikleri katledecek kadar gözünü karartanlar, soframızdaki bir dilim ekmeği bize fazla görüyorlar. Sermayeye, yandaş şirketlere türlü hilelerle ihale rantı sağlayanlar, faturamızın son ödeme gününü bir gün geçirdiğimizde bizleri kış ortasında elektriksiz, doğal gazsız, susuz bırakıyorlar.
“İŞÇİLER GÖZALTINA ALINIYOR”
Bizler, tüm bu yaşananlara karşı insanca yaşam talebimizi dile getirdiğimizde ise aynı hükümet sesimizi engellemek için elinden geleni yapıyor. Zam istediğimizde bizi kapı önüne koyan patronlara ses etmeyen hükümet, işimizi, ekmeğimizi istediğimiz için bizi terörist ilan edebiliyor. Faturalara itiraz ettiğimizde bizi gözaltıyla korkutmaya çalışıyor. Yüksek faturalara isyan eden esnafı tehdit ediyor. Yani kısacası hükümet, zamları engellemek yerine ‘zamlara hayır’ demeyi engellemeye çalışıyor. Türkiye’nin dört bir yanında zamlara ve yoksulluğa karşı sokaklara çıkan halka polis saldırıyor. Fabrikalarda, işyerlerinde ek ücret ve maaş artışı için eylem yapan çalışanlar polis tarafından gözaltına alınıyorlar. Türkiye’de artık resmen ‘insanca yaşam istiyoruz’ demek yasaklanmaya çalışılıyor. Bu durum, bir emek kenti olan Kocaeli’nde çok daha ironik örneklerle karşımıza çıkıyor.
“AKLIMIZLA ALAY EDİYORLAR”
Örneğin Kocaeli Valisi, bir gece yarısı ‘bu saatte işimizin başındayız’ tweetleri atıyor. Peki nedir o saatte Kocaeli Vali’sinin işi? Anayasal sendikal hakları için eylem yapan Farplas işçilerine darp ederek gözaltına aldırmak ve kendilerini çatıya kilitleyen işçileri fabrika çatısından aşağıya atmak için yere itfaiye brandası çektirmek. AKP Hükümeti, Kocaeli Valisi ve Kaymakamlık yağmur gibi gelen zamlar karşısında ise ne yapıyor? Öylece bakıp seyrediyor. Kocaeli Valisi ve kaymakamlıklar, hakkını arayan işçileri karda kışta işten çıkaran işverenler, patronlar karşısında ne yapıyor? Onları ziyaret edip onlara teşekkür ediyor. Kocaeli Valisi ve kaymakamlıklar, insanlarımız işsizlikten dolayı intihar ederlerken, sadece bir haftada en az yedi yurttaşımız intihar etmişken ne yapıyorlar? ‘Bu intiharlar psikolojik, işsizlikten dolayı değil’ diyerek aklımızla alay ediyorlar.”
“İTİRAZIMIZ VAR”
EMEP Kocaeli İl Başkanı Arzu Erkan da konuşmasının başında Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesine tepki gösterdi. Erkan, şöyle konuştu:
“Kocaeli’nde bunlar yaşanırken geçtiğimiz hafta hepimizin bildiği gibi Rusya’nın Ukrayna’yı işgali gündeme geldi. Aslında aylardır hatta yıllardır adım adım yaklaşan bu savaş süreci gerçeğe dönüştüğünde, son bir haftada yaşananlar göstermiştir ki savaşın kaybedeni Ukrayna halkı ve Rusya halkıdır. Dahası; bu işgal, emperyalistler tarafından dünya halklarını baskı altına almanın aracı olarak kullanılmaktadır. Bizler, Kocaeli Emek ve Demokrasi Güçleri olarak, ‘Artık yeter’ diyoruz. ‘Zamlara, yüksek faturalara, her geçen gün yoksullaşmaya, işsizliğe itirazımız var’ diyoruz. ‘İtirazımız için hepimiz yan yana gelelim’ diyoruz. ‘İtirazlarımızı hep birlikte güçlü bir şekilde dile getirelim’ diyoruz. Zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapan bu düzen artık değişsin istiyoruz.
“ZAMLAR GERİ ALINSIN”
Yapılan zamlar geri alınmalıdır. Temel tüketim ürünleri ve temel hizmetlerde KDV ve ÖTV kaldırılmalıdır. Tüm ücretlere ek zam yapılmalı, imzalanan ücret ve maaş sözleşmeleri yenilenmelidir. İş, sendikalar ve toplu iş sözleşmesi kanununda işverenlerin suistimal ettiği hükümler iptal edilmeli; Türkiye’nin imzaladığı uluslararası sözleşmelerin asgari kıstaslarını sağlayan hükümlerle emekçilerin çalışma yaşamındaki bireysel ve kolektif hakları güvence altına alınmalıdır. Kadınlardan ev içi işleri karşılıksız yapmasını bekleyen, kadınlara en güvencesiz, en düşük ücretli işleri dayatan, kadın emeğini sermayeye ucuz işgücü haline getirenlere karşı kadınların ‘emeğimiz bizimdir, emeğimizin sömürülmesini kabul etmiyoruz’ sesi duyulmalı; kadın istihdamının önündeki engeller kaldırılmalı, toplumsal cinsiyet eşitliğini esas alan bütçe ve istihdam politikaları benimsenmeli ve ev işleri kamusal hizmet güvencesine kavuşturulmalıdır. Güvencesiz çalışmaya son verilmeli, her alanda kadrolu, güvenceli istihdam sağlanmalıdır. İşten atmalar yasaklanmalıdır.”