Devlet memuru statüsünde olmadığı halde TMSF bünyesinde yer alan şirketlere atanan bürokratlara ‘dokunulmazlık’ getiriliyor. Memurlar ile kayyımlar, hatalı işlemler ve neden oldukları zararlara rağmen izinsiz yargılanamayacak.
BirGün'den Hüseyin Şimşek'in haberine göre, AKP Milletvekilleri tarafından TBMM’ye sunulan, Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 655 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi tartışma yarattı. Düzenleme, devlet memuru olmamasına rağmen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) bünyesindeki şirketlerin iflas idare memurları, tasfiye memurları ve kayyımlarla TMSF bürokratlarına dokunulmazlık zırhı getiriyor. Teklifin Genel Kurul’da mevcut haliyle yasalaşması durumunda, TMSF bünyesinde yer alan ve satış iddialarının merkezinde yer alan şirketlere atanan bürokratlar, izin alınfmadan yargılanamayacak ve ortaya çıkan zararı da kamu üstlenecek.
Düzenleme hakkında konuşan teklif sahibi AKP Denizli Milletvekili Nilgün Ok, el konularak fon bünyesine sonradan katılan şirketlerin çalışanlarının koruma altına alındığını ifade etti. Bank Asya, bu bankaya bağlı alt kuruluşlar ile “faizsiz ev verme” iddiasında olan ve fon bünyesine katılan şirketlere dikkati çeken AKP’li Ok, “Aslında, fonda görev yapan diğer memurların hepsi koruma altında. Şimdi Bank Asya var, sonra bankacılıkla ilgili evim şirketleri... Evim şirketlerinde gidip kayyımlık görevi yapacak olan memurlar, iflas idare memurları olarak tanımlanıyor. Biz onları da koruma kapsamına almış oluyoruz” dedi.
Fon bünyesinde görev yapıp çeşitli zararlara neden olan çalışanlara dokunulmazlık getirilmesinin son derece “tehlikeli” olduğunu ifade eden muhalefet, düzenlemeyekarşı çıktı. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nun CHP’li Üyesi Abdüllatif Şener, “Fonda görevli birinin kusuru nedeniyle mahkemenin o zararı ilgili kişinin ödemesini talep ettiği durumlarda daha önceki maddeye göre sorumlular yükümlülük altında kalıyordu. Şimdi, siz bununla diyorsunuz ki 'Mahkeme kararı da olsa, o sorumlu Fon yönetimindeki kişiye, bu vermiş olduğu zarar ödettirilemeyebilir' yani kurum kendisi üstlenebilir” dedi.
Yargılanmama garantisinin kusurlu uygulamaları beraberinde getireceğini ifade eden CHP’li Şener, “Bu, oradaki görevlilerin 'Ali kıran baş kesen' olmasına yol açar. Her türlü yanlış icraatı, tasarrufu yaparlar, nasıl olsa kendileri sorumlu değil, bütün maliyetleri kurumun bünyesine yıkacaklar” diye konuştu.Tasarruf sahiplerinin haklarını korumak ve yolsuzlukların önüne geçmek için faaliyet göstermekle görevlendirilen TMSF, 713 şirkette kayyım olarak görevlendirildi.
TMSF’nin kayyımlık yaptığı şirketler arasında, FETÖ’den alınan onlarca işletme de bulunuyor. TMSF tarafından yönetilen önemli işletmeler arasında, Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu arasında yer alan, Bellona, İstikbal, Form Sünger ve Yatak Sanayi, Boyteks Tekstil, HES Hacılar Elektrik Sanayi, Boyçelik Metal Sanayi, Naksan Plastik, Aynes Gıda da yer alıyor. Boydak, Bank Asya ve Aydınlı Grup da bulunuyor.
FETÖ’den alınarak TMSF’ye devredilen şirketlerin devir tarihinde 42.2 milyar TL olan değerlerinin daha sonra 70 milyar TL’ye yükseldiği açıklandı. Şirketlerin öz kaynakları ise 29.91 milyar TL olarak açıklandı.
MUHALEFETTEN ŞERH
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nun muhalif üyeleri, kanun teklifine Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle karşı çıktı. CHP tarafından hazırlanan muhalefet şerhinde, “Maddenin değiştirilmeden önceki halinde, haksız yere ödenmiş olan paraların ilgililerinden ‘talep edileceği’ belirtilmektedir. Bu düzenleme ile TMSF kurul üye, görevli ve bazı işlemler için görevlendirilen iflas idare memurları, tasfiye memurları ve kayyımlara ilave koruma getirilmesini uygun bulmamaktayız” ifadelerine yer verildi.
BANK ASYA KAYYIMLARI
HDP tarafından kaleme alınan muhalefet şerhinde ise TMSF’nin yandaş bürokratlar için “arpalık” haline geldiği kaydedildi. Özellikle Bank Asya kayyımlarının dokunulmaz hale getirilmek istendiği kaydedilen muhalefet şerhinde, şu ifadelere yer verildi:
“TMSF’de görevli bir kişinin kusuru nedeniyle ortaya çıkan zararın, mahkeme kararıyla zarardan sorumlu kişiden talep edildiği durumlarda, sorumlular yükümlülük altında kalıyordu. Bu düzenlemeyle mahkeme kararı da olsa Fon bünyesindeki söz konusu sorumlu kişiye bu söz konusu zararın ödettirilemeyebileceği, yani kurumun kendisinin üstlenebileceği düzenlemesi getirilmek istenmektedir.”
FON DEĞİL ÇİFTLİK
Bürokratların dokunulmazlık zırhı ile donatılmak istendiği fonlardaki usulsüz işlemler, Sayıştay'ın denetim raporlarında da yer aldı. Sayıştay’ın TMSF hakkında hazırladığı düzenlilik denetim raporunda, yaptırımsız kalan bu işlemlerden bazıları şöyle anlatıldı:
TMSF, 2016 yılında Ticari ve İktisadi Bütünlük ihalesinden (TİB) elde ettiği gelirle, Fon’a borçlu grup bünyesinde bulunan ancak söz konusu TİB kapsamında bulunmayan, aynı zamanda Fon’un yönetim ve denetiminde de yer almayan Enerji San. ve Tic. A.Ş.’nin 1 milyon 283 TL tutarındaki kamu borcu taksitini ödedi. Sayıştay bu tespite 2016, 2019 yılları arasındaki raporlarında yer vermesine rağmen TMSF tarafından herhangi bir düzeltici işlem yapılmadı.
TMSF, Fon’un yönetim ve denetiminde bulunmayan borçlu grup şirketlerinin yapılandırılmış kamu borçları ile bir bankaya olan borcu için Fon hesaplarında bekleyen tutarlardan toplam 196,6 milyon TL ve 8,3 milyon sterlin aktardı. Bu hatalı uygulama için de düzeltici bir işleme imza atılmadı.
TMSF’ye devredilen bir bankanın hakim ortağı olan grubun borcu, 116,3 milyon dolar eksik hesapladı. Bu işlem için herhangi bir yaptırımda bulunulmadı.TMSF personeli ile bakmakla yükümlü oldukları kişilerin tedavi ve ilaç giderlerinin karşılanması amacıyla Fon bütçesinden SGK’ye sosyal güvenlik ve sağlık primi ödenmesine rağmen, bunların tedavi ve ilaç giderleri için Fon bütçesinden, 2012-2020 döneminde toplam 14,6 milyon TL ödeme yapıldı.
9367,77%3,72
34,58% 0,33
36,23% 0,01
2987,83% 0,88
4956,37% 0,00