Bir sonraki duruşma 21 Nisan'a ertelendi. Osman Kavala vekili Av. Köksal Bayraktar o dönem ne görüşüldüğünün açığa çıkması gerektiğine işaret ederek Nimet Çubukçu ve Sadullah Ergin'in mahkemede dinlenmesini talep etti. Savcılık makamı görüş belirtirken TCK 312 ve 328 no'lu maddeleri karıştırmış olması salonda kahkahalara yol açtı. Duruşmaya verilen aranın ardından devam edildi. Mahkeme Osman Kavala'nın tutukluluğuna karar verdi. Bir sonraki duruşma 22 Nisan'a ertelendi.
Gezi davasında savcılığın mütalaasını açıklamasının ardından görülen ilk duruşma kimlik tespitleriyle başlarken Osman Kavala, duruşmaya SEGBİS ile katıldı.
Hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen Mücella Yapıcı ile birlikte diğer sanıklar Can Atalay, Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden ve Yiğit Ali Ekmekçi de duruşmada yer aldı.
Duruşmada ilk olarak Can Atalay, usule dair itirazlarda bulundu. Atalay şunları söyledi: “Heyetiniz hukuken yanlış yapmaktadır. Sayın yargıçlar siz bu dosyada yargılama faaliyeti olarak ne yaptınız? Çarşı davası olarak nitelenen davayla ilgili kurduğunuz ara karar, adli tıpa yazdığınız yazı, bizim bozmalara ilişkin beyanlarımızın alınması, Kavala'nın tutukluluk durumuna ilişkin olarak müdafilerinin beyanları. Başka hiçbir işlem yapmadınız.”
İSTENEN ŞUYDU; GİDİN ELİMİZİ RAHATLATIN
Soruşturma ve kovuşturma aşamasında bizim hakkımızda yurt dışı yasağı konmadı, biz buna rağmen gitmedik. İstinaf kararından sonra da gitmedik. İstenen, denilen şuydu: Gidin elimizi rahatlatın, yabancı komplosu olarak izah etme çabamızın önündeki engel sizsiniz. Biz bunu elimizin tersiyle iteriz. Bu memleket bizim, biz bu memlekete aitiz.
DOSYADA HİÇBİR DELİL YOK
Bu yargılama delilsiz. Dosyada hiçbir delil yok. Ortada delil yok ama akla ziyan komplo teorileri var. Provokasyon aranacaksa Fethullahçıların halka zulmüne bakılmalıdır. Savcı uluslararası komplo arıyorsa ya delillendirecek ya da anahtar teslim edilen Fethullahçı çetenin polis şiddetine bakacak.
Artık biliyoruz, Beştepe'de bir toplantı yapılmış. Bu sonuç sonrası adalet bakanı istifa ediyor. Yepyeni bir gelişme. Süleyman Soylu geçen hafta bir açıklama yaptı. Heyetiniz Süleyman Soylu ile ilgili bir suç duyurusunda bulunacak mı, bulunmayacak mı? Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmiştir. Onlar kandırıldık der, kararda sizin imzanız olur. Gelin bunu yapmayın.”
AVUKATLARDAN TANIKLARIN DİNLENMESİ TALEBİ
Osman Kavala'nın avukatı Köksal Bayraktar ise şöyle konuştu: “Bize böyle olur mu dedirten hadise şudur: Bir kişi görevini yapmayan mahkeme karşısında 4,5 yıldır tutukludur. HTS kayıtları var. Barkey'in kaldığı otelin adı var mı? Ben bilmiyorum. Beraber Karaköy'de yemek yemişler. Hangi lokantada? Sordunuz mu? Sahibini, orada çalışan garsonu dinlemeniz gerekirdi. Siz karar aşamasına geldiniz. Hiçbir davada olmayan bir şeyle karşı karşıyayız. 30 siyasetçi bu davaya dahil oluyor, ayrıca 700 kişi biz müştekiyiz diyor. Bunlardan birini getirelim.”
Avukat Tora Pekin “Heyetiniz hiçbir delil toplamadan, itirazları reddederek karara doğru yürüyor. Nasıl bir duygu yaratır bu sanıklarda, müdafilerde? Yargılama yapılmaya dönülmesi için karar alınmalı” dedi.
Avukat Evren İşler de “Dinleme kararları mahkeme dosyasında yok. Tapeler var sadece, dikkatli şekilde okuduğunuzda kesintiler olduğunu görüyorsunuz. Orada ne olduğunu biz bilmiyoruz? Ses kayıtlarının getirtilmesi bir zorunluluktur. Savcı, telefon görüşmelerinin kabul edildiğini söylüyor. Cevap vermiş olmaları bu delilleri hukuka uygun hale getirmez. Mütaalada Tayfun Kahraman'ın katıldığı Başbakanlık resmi konutundaki görüşmeler var. Bu görüşmeye katılan insanların tanık sıfatıyla dinlenmesini talep ediyoruz. Dosyada ismi geçenler tanık olarak dinlenmeli” diye konuştu.
KAVALA: TUTUKLU OLMAM HUKUK DIŞI
Osman Kavala, savunmasında şunları söyledi:
İki ayrı suçlamadan tutuklandım. Casusluk suçlamasında ne ortada temin edilmiş gizli bir bilginin olduğunu, iddia makamının böyle bir bilgiyi araştırmak için herhangi bir teşebbüste bulunmamış olduğunu, casusluk suçlamasının kurucu unsurunun var olmadığını, bu unsur var olmadan casusluk suçunun kullanılmasının yasaları kötüye kullanmak anlamına geldiğini beyan ettim.
Henry Barkey ile görüşmelerle ilgili herhangi bir somut bilgi, belge, delil de ortaya konmadığını gösterdim. Bu görüşmeler sadece ve sadece 500 metre uzaklıktaki baz istasyonlarında verilen sinyaller gösterildi. Çalışma ofisim Taksim'e çok yakın zaten çok sık kullanılan bir güzergah üzerinde.
Sinyal çakışmalarının son derece olağan olduğunu söylüyorum. Zaten benim telefonumdan verilen sinyallerin büyük çoğunluğu çalışma ofisimin bitişiğindeki binanın üstündeki istasyondan. Benim casusluk suçundan tutuklu olmamın tamamen hukuk dışı olduğu aleni hale gelmiştir.
MAHKEME ‘TUTUKLULUĞA DEVAM’ KARARI VERDİ
Savcı, Osman Kavala'nın tutukluluk halinin devamını, savunmaların yapılması için süre verilmesini talep etti.
Mahkeme ise, Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Talepler reddedildi, esas hakkında savunma için süre verildi.
İKİ KERE BERAAT ETMİŞLERDİ
Gezi davasında yargılanan sanıklar 2015'te beraat etmiş, ardından 2019'da bir dava daha açılmıştı. Aynı sanıklar, bu davada da beraat etmelerine rağmen savcılık karara itiraz etti ve davanın yeniden görülmesi kararlaştırıldı.
Dava yeniden görüşülmeye başlandı ve Çarşı grubu üyelerinin yargılandığı dava ile birleştirildi. Birleştirme kararına avukatlar tarafından itiraz edilse de dört duruşma yapıldı ve sonucunda, 21 Şubat'taki son duruşmada bu iki davanın ayrılmasına hükmedildi.
Bu kararın ardından savcılık, 4 Mart'ta Gezi davası ile ilgili esas hakkındaki mütalaasını açıkladı.
Savcı, Mücella Yapıcı ve tutuklu bulunan Osman Kavala hakkında ‘cebir ve şiddet kullanarak hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti. Diğer sanıklar Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi'nin de ‘cebir ve şiddet kullanarak hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etme' suçundan 15 yıldan 20 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmalarını istedi.