CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Beylikdüzü İlçe Başkanlığı tarafından İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen Vefa Ödülleri töreninde; eski Başbakan Yardımcısı, SHP Genel Başkanı ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Karayalçın’a ödülünü verdi.
Karayalçın, burada yaptığı konuşmada; “Arkadaşlarım beni onurlandırdılar. Sayın Genel Başkanım size de içten içe teşekkür ediyorum. Geçen haziranda Yenimahalle Belediye Başkanımızın, Batıkent Kent Meydanı’na benim adımı verdiği törende benimle birlikteydiniz, şimdi de buradasınız. Benimle birlikte ödülü takdim ettiniz” dedi.
Karayalçın, vefa konusunu CHP’nin çok tartıştığını kaydederek, “Ben izliyorum. Bu konuya önem veren birisiyim. İl ve ilçelerimizde belediyelerimizde bu doğrultuda çok önemli adımlar atılmakta. Vefa ile akraba sözcükleri göz önünde bulundurularak, parti tüzüğümüzde böyle bir düzenleme olmamasına karşı partimizde genel başkanlık yapmış olanların partiyi, genel başkanı, yönetimi sahiplenme zemini yaratmış olmalarını da bu doğrultuda değerlendirmemiz gereken bir başka gelişme diye düşünüyorum” dedi.
CHP’nin 98 yıllık hayatında 12 yıl kapalı kaldığını belirten Karayalçın, 12 yıllık dönemde SHP’nin CHP’nin görevlerini üstlendiğini söyleyerek, SHP ve CHP’nin yeniden açılmasının ardından birleştiği dönemi anlattı. Karayalçın, iki partinin protokol ile bir araya geldiğini aktararak, şunları söyledi:
“Bu protokole göre birleşilen parti, öteki partinin geçmiş dönemdeki o zamana kadarki tüm Parti Meclisi kararlarını, tüm çalışmalarını, projelerini ve o partini tüm yöneticilerini kendi projeleri, meclis kararları, genel başkanları olarak kabul etmeyi ortaya koydu. O nedenle ben vefa ödülünü alırken, Sayın Genel Başkanımızın elinden CHP’nin 98 yıllık yaşamında birleştiği tek parti olan SHP’nin iki eski genel başkanı da Prof. Dr. Erdal İnönü ve Prof. Dr. Aydın Güven Gürkan’ın rahmetle, sevgi ve saygıyla anıyorum. Her ikisi de o protokole göre CHP’nin genel başkanlarıdır.
“DEĞİŞİKLİĞİ BİZ GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ”
Partimiz 100 yıllık tarihinde beş önemli sıçramayı gerçekleştirdi. Bunlardan en önemlisi Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıydı. İkinci atılım çok partili yaşama geçiş, demokrasiyi başlatmamızdır. Üçüncü büyük atılımımız 1965’te sosyal demokrasiyi benimsememizdir. Dördüncü büyük atılımımız 2008 Aralık ayında yapılan kurultayımız da farklı kimliklerin kabul edilmesidir. Farklı kimliklerin bizim ulusal bütünlüğümüzü zorlamayacağı, zora sokmayacağı anlayışının ifade edilmesidir.
Bana göre beşinci büyük atılım da Sayın Genel Başkanımızın 16 Nisan 2017 tarihinde, yapılan referandumdan başlayarak, tarihimizde ilk defa seçim ittifakı sürecini başlatmış olmasıdır. Şimdi yeni bir dönemin eşiğindeyiz. Sayın Genel Başkanım; bilim insanları bir ülkede yönetenlerin, artık eskisi gibi yönetemediklerinin ortaya çıktığı eski yol ve yöntemlerle ülkelerini yönetemediklerinin açığa kavuştuğu, yurttaşların da eskisi gibi yönetilmek istemedikleri dönemi değişim süreci olarak görüyorlar. Bir değişim dönemi yaşıyoruz, artık Türkiye’nin yönetimi değişecektir, bu ortaya çıkmıştır. Bu değişikliği dostlarımızla biz gerçekleştireceğiz.”
