Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, altı muhalefet partisinin bir araya geldiği görüşmelere ilişkin '6'lı masa topluma umut oldukça ve insanımızın güvenini kazandıkça; şimdi de senaryosu epey kötü olan, figüran
Bu masa uzlaşı, normalleşme, sağduyu ve istişarenin masasıdır. 6'lı masa kararlı bir şekilde yoluna devam ediyor' dedi.Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, video konferans üzerinden Genel İdare Kurulu toplantısında konuştu.“Bakın bir Ramazan ayını ve bayramını daha geride bıraktık; değişen ne var Allah aşkına?” diyen
Karamollaoğlu, şu soruları sordu:
Daha doğrusu, iyiye doğru giden ne var?Kutuplaşma azaldı mı, arttı mı?Problemlerimiz çözüldü mü, yoksa daha da mı derinleşti?Enflasyon düşme eğilimine girdimi girmedi mi?İşsizlik, hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı, borçlanma, faiz ödemeleri.. Tüm bunlarda bir düzelme işareti var mı?Siyasiler üslubuna dikkat ediyor mu, yoksa daha da çirkinleşen bir üslupla mı karşı karşıyayız?Adalet, ehliyet, liyakat, doğruluk, dürüstlük.. Bu kavramları hatırlayan var mı?
'BİRİNCİ DERECEDE SORUMLU AKP İKTİDARIDIR'
“Problemlerin birinci derecede sorumlusu AKP iktidarıdır” diye devam eden Karamollaoğlu, şunları söyledi:Muhterem arkadaşlar; mesela son günlerde, özellikle sosyal medyada, mültecilere yönelik nefret söylemlerini üzülerek takip ediyoruz.Derinleşen ekonomik krizle birlikte mültecilere yönelik müsamahanın azaldığını, bazı kesimlerin de müsamaha bir tarafa nefret söylemleriyle tepkilerin yoğunlaştığını görüyoruz.Ama bilinmelidir ki, bugün karşı karşıya kaldığımız tüm problemlerin birinci derecede sorumlusu göç konusunda kontrolsüzlüğü benimseyen, Ak Parti iktidarıdır!
AK Parti iktidarı, 10 yılı aşkındır süren Suriye olaylarının ilk gününden bu yana kapsamlı ve toplumsal yapıyı zedelemeyecek bir göç politikası ortaya koyamamıştır.Son yıllarda ise Suriyeli sığınmacıların yanı sıra, özellikle Afganistan ve Pakistan üzerinden kaçak yollarla ülkemize giren göçmenlerin sayılarının hızla arttığına şahit oluyoruz.Hükümet, her alanda olduğu gibi bu konuda da yetersiz kalmıştır. Ne sınır güvenliğini sağlayabilmiş ne de bir göç politikası oluşturabilmiştir. Daha da üzücü olanı, göç konusunda kontrolsüzlüğü bir politika olarak benimsemiş gibi görünmektedir.
'SİYASİ MÜHENDİSLİĞE ZEMİN HAZIRLANIYOR'
Bununla birlikte, bazı siyasilerin hükümetin göçmen politikasındaki bu eksikler üzerinden, mağdur ve mazlum mülteciler de dahil olmak üzere, tüm yabancıları kriminalize etme çabalarını da üzülerek izliyoruz ve asla doğru bulmuyoruz.
Bu siyasilerin sığınmacılara yönelik söylemlerinin yol açtığı tepkisellik, hükümetin seçim sürecine girerken aradığı güvensizlik ortamına hizmet etmekte ve siyasi mühendisliğe zemin hazırlamaktadır.Suriye iç savaşının başladığı günlerden bu yana, insani ve vicdani saiklerle, sığınmacılara kapılarını açan Türkiye, gösterdiği hamiyetperverlikle dünyaya insanlık dersi vermiştir şüphesiz.
Ancak unutulmamalıdır ki, Suriye'nin sürüklendiği bu iç savaş ortamının oluşmasında baş sorumlularından birisi de AK Parti iktidarıdır. Yazık ki, Ak Parti iktidarı attığı bu adımda siyasi ve ekonomik menfaatleri de gözetmiştir.Cumhurbaşkanı Erdoğan 2019 yılında “Bugün Avrupa ülkeleri, hala huzur içinde olmalarını, Türkiye'nin 4 milyon sığınmacıyı kendi topraklarında misafir etmesine borçludur” diyerek bunu açıkça itiraf etmişti.
'IRKÇI VE NEFRET SÖYLEMLERİNDEN VAZGEÇİLMELİDİR'
Avrupa ülkeleri, kendi refahları ve güvenlikleri için, bir miktar para karşılığında Türkiye'ye sığınmacıları tutan bir set görevi vermiştir.Ancak geldiğimiz noktada, hükümetin göç konusundaki politikasızlığı ve artan ekonomik krizle birlikte bu durum sürdürülemez bir noktaya gelmiştir.Hükümetin kontrolsüz göç politikası, yasal yollarla ülkemizde bulunan mazlum sığınmacıları da zor durumda bırakmaktadır.
Yaşadığımız ekonomik ve sosyal sıkıntıların faturası mültecilere değil, hükümete kesilmeli ve bizzat hükümetten hesap sorulmalıdır.İktidar, biran evvel sınır güvenliğini sağlamalı ve toplumun geleceğe yönelik endişelerini giderecek kapsamlı bir göç politikası ortaya koymalıdır.Hükümete yönelik eleştirileri bir kenara bırakıp, mültecileri hedef gösteren siyasiler ise, ırkçı ve nefret dolu söylemlerinden vazgeçmelidir.
'HERKES SÖYLEM VE EYLEMLERİNE DİKKAT ETMELİDİR'
Unutulmasın ki, tarihe kara leke olarak geçen üzücü olaylar, genelde önemsenmeyen ve sonucu hesap edilmeyen sorumsuzca sözlerden kaynaklanmıştır.Bu nedenle başta siyasiler olmak üzere herkes yaşadığımız zor günleri de dikkate alarak, toplumun dinamiklerine kast edecek sözlerden ve eylemlerden kaçınmalıdır.
Bölgemizdeki ülkelerle normalleşmeden iç çatışmalar durmadan bu sorunların çözümü mümkün değildir; önce bu husus iyi idrak edilmelidir.Özellikle de birbirlerini ucuz kahramanlıklarla parlatmaya çalışan siyasiler akıllarını başlarına devşirmelidir.
Türkiye Cumhuriyetinin İçişleri Bakanı olma sıfatını taşıyan birisi ise, bu tarz süreçlerde herkesten çok daha hassas ve duyarlı davranmalıdır.Cumhurbaşkanı Erdoğan da olayları önce sadece seyredip, kamuoyunun nabzına göre şerbet vermek yerine; ivedilikle sorumluluk almalı ve olayların büyümesine engel olmalıdır.Son olarak, buradan, herkesi aklıselime ve sağduyuya davet ediyorum.
'ÇİRKİN KABADAYILIKLAR İŞİMİZ DEĞİLDİR'
“Önceliğimiz ülkemizin problemlerini çözmek, tercihimiz insanımızın sıkıntılarını gidermek olacak” diyen Karamollaoğlu, şöyle sürdürdü:Ucuz şovlar, çirkin polemikler, basit kabadayılıklar bizim işimiz değildir!Biz ülkemizi yeniden derleyip toparlamaya, insanımızın yüzünü güldürmeye talibiz. Yani biz zora talibiz.Kurulan tuzakların, senaryosu yazılmış oyunların farkındayız.
'6’LI MASA KARARLI BİR ŞEKİLDE YOLUNA DEVAM EDİYOR'
6’lı masa kurulmasın diye binbir türlü plan yaptılar, masa kurulduktan sonra yine akla hayale gelmedik iftiralar attılar…Seçim kanununu değiştirdiler, baktılar ki yine olmadı…6’lı masa topluma umut oldukça ve insanımızın güvenini kazandıkça; şimdi de senaryosu epey kötü olan, figüranlarının da epey kötü performans sergilediği yeni oyunları gösterime aldılar..
Ne yaparlarsa yapsınlar, biz, yersiz-gereksiz ve ne insanımıza ne de ülkemize hiçbir faydası olmayan tartışmalardan uzak duracak; gerçek gündemimize odaklanacağız..Bu masa uzlaşı, normalleşme, sağduyu ve istişarenin masasıdır.
'BU TEZGAHI DEĞİŞTİRECEĞİZ'
Artık bu bozuk tezgâhın başındakileri de, onlara yardımcı oyunculuk yapanları da ve bu tezgâhı da değiştireceğiz…Artık bu bayat oyunlar bir daha ülkemizde sergilenemeyecek, bu düzen değişecek.Kararlıyız! Hep birlikte yeni bir başlangıç yapacak ve her geçen gün umudu büyüteceğiz Allah’ın izniyle..
Başlangıçta, seçim sathı maline girdiğimizi ifade etmiştik,Bu demektir ki, çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız.Bölge ve il sorumlularımız daha büyük bir şevkle sahaya inecektir.İlk bir aylık hedeflerimiz sonrasında 50.000 üye. Hep birlikte bu hedefi yakalayacağız.
9367,77%3,72
34,47% 0,05
36,42% 0,21
2956,00% 0,72
4956,37% 0,55