'Herkeste bir atar bir gider. Yumuşak tonda konuşan yok. Hele hele iktidar kanadında. Hayat pahalılığı açıkça ortadayken, kira artışları ve özellikle de gıdadaki enflasyon orta sınıfı yok edip, herkesi fukaralaştırmışken, hatta aç bırakmışken iktidarın 'atarı' hiç ama hiç çekilmiyor. Çekilmeyenlerin başında da Tarım Bakanı geliyor.' ifadelerini kullanan Altaylı, şunları söyledi:
20 yılda ülkenin tarımı çökerten sanki onlar değilmiş gibi, tüm ürünlerde dışa bağımlı hale gelmemize neden olan sanki benmişim gibi, 2 ay önce 380 dolara dışarı sattığımız şekeri şimdi 600 dolara geri alıp iç piyasaya 1000 dolara veren sizmişsiniz gibi, Konyalı çiftçiden 2500 TL’ye aldıkları buğdayı Rusya’dan 5500 TL’ye millet ithal etmiş gibi davranan bakanlığın koltuğuna son oturan Vahit Kirişçi Bey, “Bu ülkede o yok bu yok diyenlere kapak olsun, hiçbir şeyin eksikliğini çekmiyoruz” buyurmuş.
Kirişçi başta olmak üzere “tuzu kuru”ların anlamadığı da bu zaten. Kimsenin “Ülkede şu yok bu yok” dediği yok. Her şey var çok şükür. Olmayan şey o olanları alacak gelir yok. Çeşitlilik ve kalite azılıyor ama şimdilik her şey var. Mesele o var olanları alabilmek. Millet de para yok. TL tarihinin en düşük alım gücünde. Alım gücü yok. Ama anlaşılan iktidar ve çevresinin böyle bir derdi yok. Onlar var diyor, millet ise “Alamıyoruz” diyor. Bu arada “Kapak olsun” lafı da biraz ağır olmuş. Vahit Bey bir ara Cumhurbaşkanı’nın yanında Murat Bardakçı’yı görürse bu cümlenin kökenini sorsun. Sonra kapak olmasın…
NE OLMUŞTU?
Geçtiğimiz gün Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 'Bursa Sektör Toplantısı''nda konuşan Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, şunları söylemişti:
'Bu ülkede 'o yok, bu yok' diyenlere de biraz kapak olsun diyorum. Bu ülkenin eli öpülesi tüm üreticileri, sadece 85 milyonu doyurmakla kalmıyor, aynı zamanda bu ülkede bulunan, bize sığınmak adına bizler de misafir konumunda bulunan 5 milyona, bu da yetmez ülkeye gelen 50 milyonun üzerinde turiste ve arta kalanını da yurtdışına ihraç ederek bu zamana kadarki çabalarını başarıyla sürdürüyor. Bundan sonra da sürdürecekler. Biz, bu üreticilerimizin her daim olduğu gibi daha güçlü şekilde yanlarında yer alacağız ve onları desteklemeye devam edeceğiz. Üreticimize 'Sen üret, yeter' diyoruz. Üreticilerimize hizmet etmek bizler için ibadet düzeyindedir.'