İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde pazartesi günü görülen Gezi davasında, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, ceza yağdırdı.
Mahkeme heyeti, Osman Kavala’ya ‘hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet cezası verdi; tutuksuz sanıklar Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi 18’er yıl hapis cezası aldı ve mahkeme salonunda tutuklandı.
Tartışma yaratan cezayı veren mahkeme heyetinin üyesi Murat Bircan’ın 2018’deki genel seçimde AKP’den milletvekili aday adayı olduğu ortaya çıktı. Bircan’ın eşinin de FETÖ itirafçısı olduğu haberlere yansıdı.
DAVANIN MAĞDURLARI AKP YÖNETİCİLERİ
Gezi davasının iddianamesinde, mağdurlar olarak başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere AKP yöneticileri yer alıyor.
Partinin yöneticilerinin mağdur olduğu davaya bakan hakimin ise AKP’den aday aday olması, hukukçuların tepkisini çekti.
EMİNAĞAOĞLU: KENDİ GETİRDİĞİ YASAĞI İHLAL EDEN BİR HÜKÜMET VAR
Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) ve Yargıçlar Sendikası’nın kurucusu, Yargıtay'da yargıçlık ve Cumhuriyet savcılığı görevlerinde bulunan Ömer Faruk Eminağaoğlu, Gezi davasında yaşananları Gerçek Gündem’den Sami Menteş'e değerlendirdi.
Eminağaoğlu, hakimlerin siyaset yasağının AKP tarafından 2005 yılında getirildiğini belirterek, Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunu’nda AKP’nin yaptığı değişikliği hatırlattı.
Söz konusu değişiklikle, hakim ve savcıların aday ya da aday adayı olmaları ve seçimleri kaybetmeleri durumunda görevlerine dönmeleri yasaklanmıştı. Bu değişiklik yargı mensuplarına uygulanan siyaset yasağının dozunu arttırmak olarak değerlendirilmişti.
Ömer Faruk Eminağaoğlu, 2005 yılında AKP’nin yaptığı değişikliği hatırlatarak, “Daha önce hakim savcılar için siyaset mümkünken, yasağı AKP'nin kendisi getirdi. Kendi getirdiği yasağı ihlal eden bir hükümet var” dedi.
“AKP’DE SİYASET YAPANLARDAN MESLEĞE TOPLU ALIMLAR YAPILDI”
Mahkeme heyetinin üyesi hakim Murat Bircan, 15 Temmuz sonrası avukatlıktan yargıçlığa geçenler arasında…
Eminağaoğlu, bu şekilde çok sayıda yargı mensubunun olduğunu kaydetti:
“Bu uygulama özellikle 15 Temmuz sonrasında ortaya çıktı. 15 Temmuz sonrasında da bu ilk örnek değildi. Bir dönem avukatlardan toplu alım yapıldı. Özellikle AKP'li; gerek il-ilçe örgütlerinde görev yapan gerekse seçimlerde aday olan kişilerden çok ciddi sayıda toplu alımlar yapıldı.”
“İKTİDARIN ETKİSİ TARAFSIZ GÖRÜNME UNSURUNU ORTADAN KALDIRIYOR”
Eminağaoğlu, Avrupa’daki durumun daha farklı olduğunu kaydetti:
“Avrupa'da yargıçlara siyaset yasağı yok; bir taraftan parti üyesi bir taraftan yargı görevlisi. Ama bu o ülkenin demokrasi kültürüyle ilgili. Yargıcın görevini yaparken ne denli siyasi düşüncelerinin etkisi altında kalıp kalmadığıyla ilgili...
Şu an Türkiye'de yargının bağımsız olmadığı bir ortamda bu son derece sakıncalı. Yargı bağımsızlığı tam anlamıyla gerçeklemiş olsa Avrupa'daki gibi o zaman sorun oluşturmaz diyebilirsiniz ama yargı bağımsızlığının olmadığı bir ortamda bunu söylemek mümkün değil.
İnsan Hakları Mahkemesi, bu durumu özellikle tarafsız olmak ve tarafsız görünmek diye geniş yorumluyor. Sadece tarafsız olmanız değil, karşı tarafa da tarafsız olduğunuzu göstermeniz gerekiyor.
İktidardaki bir partiyle böyle bir bağınızın olması, iktidarın HSK üzerinde etkisinin olması tarafsız görünme unsurunu ortadan kaldırıyor.”
