Erdoğan'ın, partisinin il kadın kolları kongrelerinde yaptığı konuşmasının satır başları şöyle:
'AK Parti olarak, şu gerçeği çok iyi biliyoruz. Türkiye'de kadınları yok sayan, görmezden gelen bir siyaset başarıya ulaşamaz. Kadınlara sadece vitrin süsü olarak bakan bir siyasi hareketin milleti temsil etmesi mümkün değildir. Birileri kadınları istismarın peşindeyken biz haklarına, özgürlüklerine kavuşturmak için çalıştık.
Kadınlarımızla birlikte tüm önyargıları aşarak bulunduğumuz seviyeye geldik. TBMM'deki AK Parti Grubu'nda 54 kadın milletvekilimiz bulunuyor, kabinede 2 kadın bakanımız yer alıyor. Öğretmenlerin yüzde 60'ı, akademisyen ve yargının yarısı kadınlardan oluşuyor. Kadınların iş gücüne katılımı yüzde 31'i geçti. Siyasette de kadınların görünürlüğü ve etkisi artıyor.
Bugün AK Parti Kadın Kolları 5,3 milyon üyeyi aşan sayıyla tüm siyasi partilerin üye sayısına yakındır. Kalenin içten fethedileceği gerçeğini unutmadan davamızı, yaptıklarımızı, yapacaklarımızı anlatıyoruz. Kadınlarımızın çoğunluğunun desteğini yanımızda tutmayı sürdürürsek yükselişimizin önüne kimse geçemez. Kadınların sırtını döndüğü, desteği ve duasından mahrum kalan hiçbir yapının iflah olma şansı kalmaz. Hayatın yarısında erkek, diğer yarısında kadın vardır. Kadınlarımızdan kendi haklarına sahip çıkmalarını istiyorum.
'İKİ KIRMIZI ÇİZGİMİZ VAR'
Bizim bu konuda iki kırmızı çizgimiz vardır. Birincisi rabiamızdır. İkincisi inancımızın da bedenimizin de ruhumuzun da nüvesini oluşturan ailemizdir. Ailelerimiz bizim için çok kutsaldır. Ailenin, aile kurumunun önemine işaret ediyoruz. Batı dünyası aile kurumunu yıktığı için temellerinden sarsılıyor. Ailenin değersiz hale getirilmesini, alkol ve uyuşturucu bağımlılığından nihilizme kadar pek çok sorun takip ediyor. Türkiye olarak bugüne kadar maruz kaldığımız saldırılara karşı koyup, geleceğimize güvenle bakabilmemizi aile yapımıza borçluyuz. Ailenin direği ailedir. Lezbiyenlerin söylediklerine takılmayalım, biz analarımıza bakalım.
'EN AZ 3 ÇOCUK'
Dün 2020'nin nüfus verileri açıklandı. 84 milyona merdiven dayamamızla birlikte ne yazık ki yaş ortalamamız yükseliyor. Bizim inancımıza göre her çocuk kendi kısmetiyle hayata gözlerini açar. En az 3 çocuk. Bunu söylerken derdim var. Bunu başardığımızda Türkiye çok daha güçlü olacak. Hükümet olarak kadınlara, çocuklara, gençlere, yaşlılara, engellilere yönelik hizmetlerimizle milletimizin yanında olduğumuzu söylüyoruz.
'SOKAKLARI TERÖRİZE EDENLERİ MASUM GÖSTERENLERİ ÖNEMSEMİYORUZ'
Gözümüzün nuru olan çocuklarımızın sadece kariyerlerini değil, milli ve manevi değerlerle donanmasını düşünmek mecburiyetindeyiz. Milli ve yerli şuur sahibi olanlar çoğunluktadır. İstanbul'daki hadiselerde gördüğümüz gibi zihni ve kalbi ülkemizle, değerlerimizle bağı kopmuş bir kesme de şahit oluyoruz. Kendi ülkelerinde senato basanları terörist ilan edenlerin, Türkiye'de rektörlük basmaya kalkanları hak arayıcısı göstermelerindeki ikiyüzlülük bize sorumluluklarımızı unutturamaz. Ülkemizde sokakları terörize edenleri masum gösterenleri önemsemiyoruz. Teröre bulaşmış olan, örgütlerin oyuncağı haline gelen hiç kimsenin gözünün yaşına bakmayacak, yakalarından tutup yargının karşısına çıkaracağız. Teröre bulaşmamış, devletine ve milletine husumeti hayatının merkezine yerleştirmemiş evlatlarımızı sahiplenmek görevimizdir.
“ÇOCUKLARIMIZIN AİLELERİNE SESLENİYORUM; ÇOCUKLARINIZA SAHİP ÇIKIN”
Kısmi bir azınlık rektörünün odasını işgale yelteniyor. Oradaki bir kısım genç, ne yazık ki dışarıdan tahriklerle böyle bir oyuna geliyor. Bu işin içinde; ana muhalefet partisi il başkanı kadın var, yine bir siyasi partinin genel başkan yardımcısı daha var. Sizin orada ne işiniz var? siz gidin siyaset yapın. Gençleri tahrik etmenin anlamı ne? Ana muhalefetin başı her gün konuşuyor. Öbürü dağdan destek alıyor. Dün Kadıköy'de gösteri yapmaya yeltendiler. İsmi iyi ama kendisi maalesef bu işe karıştı. Biz bunlara cevap vermeyecek miyiz? 206 üniversitede bir şey yok, bunu niye konuşmuyorsunuz? Buralar bizim ilim yuvalarımız. Buraları tahrik etmeye kimsenin hakkı yok, buna da müsaade etmeyiz.
Sokaklarda küresel fitnecilerin ve içimizdeki aparatlara meze edilemeye çalışılan çocuklarımızın ailelerine sesleniyorum; çocuklarınıza sahip çıkın. Meydanı onların heyecanı, hayallerini kendi çıkarları için kullanan provokatörlere bırakmayın. Bu sinsi oyunu bozmak için üzerine eğilmemiz gereken yer ailedir. Aile yapımızın doğrudan veya dolaylı bir saldırı dalgası altında odluğunu biliyoruz. Medya yoluyla dayatılan çarpık mesajların aile yapımızı çökertme olduğunu biliyoruz. Bu senaryoda kısmen de olsa bir ilerleme sağlanmıştır. Bu sinsi oyunu hep birlikte bozacağız.'
