Tarih: 06.10.2020 20:12

ERDOĞAN'DAN DİYANET'E ÖVGÜLER

Facebook Twitter Linked-in

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde, Camiler ve Din Görevlileri Haftası Programı'nda konuştu.
Erdoğan'ın açıklamalarının satırbaşları şöyle:
'Ülkemizin dört bir yanındaki din görevlilerimizi temsilen bu gazi mekana teşrif eden siz kıymetli hocalarımıza teşekkür ediyorum. Sizlerin aracılığıyla yurtiçinde ve yurtdışında görev yapanlara selamlarımı gönderiyorum. Tüm imamlarımızın, müezzinlerimizin, hocalarımızın, vaiz ve vaize, müftülerimizin, din hizmetleri görevlilerimizin Camiler ve Din Görevlileri Haftası'nı tebrik ediyorum.''
DİYANET'E ÖVGÜLER
''Diyanet İşleri Başkanlığımız, 81 ilimizin tamamında Asya'dan Avrupa'ya ilim ve irşat çalışmaları yürüten göz bebeği kurumumuzdur. Camiler ve Din Görevlileri Haftası sizlerin bu çalışmalarınızın bilinmesi açısından bir fırsat teşkil ediyor. Toplumun bir kesimi Diyanet İşleri Başkanlığı'nın görevinin camiyle sınırlı olduğunu düşünüyor. Eğitim ve irşat faaliyetlerinde, milli bünyemize yabancı sapkınlıklarla mücadelede önemli görevler üstleniyor. Milletimizin birlik ve beraberliğini korumasında Diyanet'in katkıları göz ardı edilemez. DEAŞ belasının atlatılmasında da Diyanet'in payı büyük olmuştur. 15 Temmuz'un savuşturulmasında, FETÖ'nün açtığı yaraların kapanmasında Diyanet İşleri Başkanlığımız ön saflarda yer almıştır. Koronavirüse karşı yürüttüğümüz mücadelede de görev aldı. O sıkıntılı dönemi diğer ülkelere nazaran daha rahat atlattık.
Bu kurallara uymamak kul hakkına girmektir. Hiçbir vatandaşımın böylesi ağır bir vebalin altına girmeyeceğine inanıyorum. Diyanet camiamızdan toplumun bilinçlenmesinde oynadığı rolü devam ettirmesini bekliyorum.
Bizim inancımızda dünya ahiretin tarlasıdır. Burada ne ekersek, yarın onu biçeriz. Dünya tarlasında iyilik, güzellik eken, ahirette iyilik, güzellik toplar. Bu hayatın albenisine kendisini kaptırıp, nefsinin esiri olan dünyasını ve ahiretini kaybeder. Müminin görevi varlıkta şımarmamak, yoklukta da sabretmektir. Kur'an-ı Kerim bizlere her zorlukla birlikte bir kolaylık olduğunu müjdeliyor.
Rabbimizin birçok müjdesine mazhar olduk. Karadeniz'de tarihimizin en büyük doğalgaz rezervini keşfettik. Daha büyük keşifler için inancımızı artırdı. Doğu Akdeniz'deki sondaj çalışmalarında da güzel haberler almayı ümit ediyoruz. Ayasofya'yı asli kimliğine döndürmenin bahtiyarlığını yaşadık.
Türkiye dini hak ve özgürlükler konusunda örnek bir tavır sergilerken, batı dünyasında tam zıt bir atmosferin hâkim olduğunu görüyoruz. Uzun yıllar demokrasinin beşiği olmuş Batı ülkelerinde, ırkçılık, ayrımcılık İslam düşmanlığı zehirli bir sarmaşık gibi yayılıyor.
Neo-Nazi terörü bizim vatandaşlarımız kadar Afrikalı, Asyalı göçmenleri, Müslümanlar kadar Musevileri de hedef alıyor. Çok açık ve net söylüyorum. Birçok Batı ülkesinde ırkçılık ve İslam düşmanlığı bizzat devlet tarafından himaye edilmektedir.
Neo-Nazi yapılar ordu ve emniyet içinde rahatça örgütlenmektedir. Medya adeta bu örgütlerin halkla ilişkiler faaliyetlerini yönetmektedir. Türkiye’yi sustururlarsa meselenin çözüleceğini zannediyorlar. Nasıl deve kuşu kafasını kuma gömünce gözden kaybolmuyorsa, sorunlar da yok sayılınca ortadan kalkmıyor.
Irkçılık ve İslam düşmanlığıyla yüzleşmek yerine hedef saptıranlar en büyük kötülüğü kendi toplumuna yapmaktadır. Bugün görmezden geldikleri sorunlar yarın daha büyük felaketler olarak karşılarına çıkacaktır.''
MACRON'A TEPKİ
''Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Müslümanların yoğunlukta olduğu bir şehirde yaptığı ‘İslam krizde’ açıklaması açık bir provokasyondur.
Fransız devlet başkanı olarak daha 1 hafta 10 gün önce görüşmelerimizi geliştirelim derken nasıl da çabucak unutuveriyor. Bu açıklamayı yapması kendisine ne denli saygı duyulacağını gösteriyor. İslam’ın yapılandırılmasından bahsetmesi ise hadsizliktir, edepsizliktir. 
Bizim ağzımızdan bugüne kadar Hristiyanlığın yapılandırılmasını, Museviliğin yapılandırılması diye bir şey duydunuz mu? Sen kimsin ki ‘İslam’ın yapılandırılması’ diye bir ifadeyi ağzına alıyorsun. Aslında Macron Fransa ve Fransız toplumunun içinde bulunduğu krizi perdelemek istiyor.''




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —