Eski İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla, Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeliğine seçildi.
27 Kasım’da Yargıtay üyeliğine seçilen ve Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeliğine aday olduğunu açıklayan eski İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan AYM üyeliğine seçildi. Yargıtay Büyük Genel Kurulunca Nevzat Özsoy ve Mustafa Erol'un da aday gösterildiği seçime ilişkin karar bugünkü Resmi Gazete'de yayımlandı.
soL'da yer alan habere göre ise, Fidan'ın bu 'jet' yükselişinin bununla kalmayacağı, Erdoğan'ın Fidan'ı AYM'nin de başına geçirmek istediği belirtiliyor.
İrfan Fidan, hiçbir faaliyette bulunmadığı Yargıtay'dan en yüksek oyu almıştı.
İRFAN FİDAN KİMDİR?
Fatsalı olan İrfan Fidan, ilk görevine Akkışla Cumhuriyet Savcısı olarak 1999 senesinde başladı.
Sırasıyla Aşkale, Çaycuma, Dörtyol, Şişli ve İstanbul Cumhuriyet Savcısı görevlerinde bulundu.
2015 yılında İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili oldu. Bir yıl sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı görevine getirildi.
27 Ekim 2020'de HSK Genel Kurulu tarafından Yargıtay üyeliğine seçildi.
23 Ocak'ta ise AYM üyeliğine atandı.
AKP'NİN KRİTİK DAVALARINA BAKIYORDU
Fidan, özellikle 2015 yılında yapılan atama sonrası AKP için kritik birçok soruşturmayı yürüten isim oldu.
Selam Tevhid, MİT tırlarının durdurulması, Balyoz gibi Cemaat sonrası 'formatlanan' davalara bakan Fidan, Can Dündar-Erdem Gül, Gezi ve Osman Kavala davalarını da yürütüyordu.
'TÜRKİYE'NİN KADERİ BU MASADA BELİRLENİYOR'
AKP'den istifa ederek Deva Partisi'ne katılan İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, İrfan Fidan ile savcılık görevindeyken yaptığı bir görüşmeyi şöyle anlatmıştı:
'Kendi odasında çay içtik. Tabii orada havadan sudan konuşurken kendisi, Türkiye’nin durumundan, üzerlerinde çok büyük bir yük olduğundan, bunun mücadelesini verdiklerinden falan bahsetti. Aynı zamanda önünde büyük bir masa vardı. Masasını gösterdi. ‘Devletin kaderi bu masada belirleniyor’ gibi bir cümle kurdu. Ben, tabii o cümleyi duyunca inanın aklıma doksanlı yılların başı geldi zaten. Bu gibi tiplerden hep ürkerim. Sabah kalkarlar devlet kurarlar, akşam devlet yıkarlar, devleti sırtında taşıdıklarını zannederler, onlar olmazsa yani sonuçta kim bilir artık devletin başına ne gelecek şeklinde bir tasavvur içerisinde yaşarlar ki bir hukuk adamının böyle düşünmesi normalde kabul edilebilecek bir şey değil. Hukuk adamı rasyonel düşünür, mantıklı düşünür, soğukkanlıdır. Olguları serinkanlı bir biçimde ele alır, değerlendirir; ama ben, orada tamamen komplolar içerisinde bir Türkiye tasavvuruna sahip bir yaklaşım biçimi gördüm. Bunun da aslında yargı camiasında son yıllarda ciddi manâda arttığı kanaatindeyim; çünkü bununla ilgili çok somut veriler de var maalesef.”
Fidan'ın 'Türkiye’de önümüzdeki zamanlarda ne olduğunu öğrenmek istiyorsanız, bazı yazarları okumanız gerekir' dediğini de aktaran ve Karar yazarlarının ismini verdiğini belirten Yeneroğlu, 'Ben, o gün oradan çıkarken ‘Eyvah!’ diye çıkmıştım. Hatta birkaç gün sonra Karar gazetesindeki arkadaşlarla bir araya geldiğimde, ‘Ya arkadaşlar, siz neler yapıyormuşsunuz!' diye şakalaşmaya başlamıştım; fakat böyle bir zihin dünyası içerisindeki bir insanın, bugün Anayasa Mahkemesi’ne giden bir yolda Yargıtay üyelerinin de 107’si tarafından tercih edilmesi, seçilmesi, gerçekten çok korkunç bir şey. Derin derin düşündüren bir husus benim açımdan' ifadesini kullanmıştı.