Erdoğan ile Şentop, bombanın ilk düştüğü yere karanfil bıraktı. Erdoğan, “Hiç kimsenin özellikle bu güzide çatı altında görev yapanların, 15 Temmuz gecesi milletin verdiği şanlı mücadeleyi önemsizleştirmeye hakkı yoktur… Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlayacağımız 2023’e eski Türkiye’nin alışkanlıkları ve kamburlarıyla değil, inşallah yeni Türkiye’nin heyecanıyla girmek istiyoruz” dedi.
15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla TBMM’de bir dizi program düzenlendi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, TBMM Başkanlık Divanı üyeleri, Kabine üyeleri ve milletvekillerinin katılımıyla TBMM Şehitler Anıtı’nda anma töreni yapıldı.
Törene; MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de dahil olmak üzere siyasi parti liderleri katılmadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı TBMM girişinde Cumhurbaşkanlığı Tören Birliği Kıtası karşıladı. Erdoğan ile Şentop, 15 Temmuz darbe girişiminde bombanın ilk düştüğü yere karanfil bıraktı. Tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Kuran okundu ve dua edildi.
ŞENTOP: UNUTULAN HER İHANET, YENİ SALDIRILARIN ÖNÜNÜ AÇMAKLA EŞDEĞERDİR
İlk konuşmayı, TBMM Başkanı Mustafa Şentop yaptı. Şentop, şöyle konuştu:
“15 Temmuz darbe girişimi Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı en hain saldırılarından birisidir. Anıtın olduğu yeri bombalamışlar ve bununla da milletin iradesini hedef aldıklarını göstermişlerdir. 15 Temmuz darbe girişiminin diğerlerinden farkı, Gazi Meclis’in doğrudan hedef alması ve yüce mekanın bombalanmış olmasıdır. Meclis’i terk etmeyen her bir milletvekili arkadaşıma şükranlarımı sunuyorum. Hem burada hem illerinde o darbe girişimine karşı duran milletvekili arkadaşlarımız, Gazi Meclis’in şanına ne kadar layık olduğunu göstermişlerdir.
Unutulan her ihanet yeni saldırıların önünü açmakla eşdeğerdir. Tarihimizde çeşitli sebeplerle millet ve vatan düşmanları ile iş birliği yapacak hainler olduğunu biliyoruz… Türkiye’nin dış düşmanları kimi zaman içeriden bazı hainleri kullanabilmişlerdir. Fakat netice değişmemiş kazanan daima milli vatan evlatları olmuştur. 15 Temmuz darbe girişimine karşı sergilenen tam da bunun ispatıdır. 15 Temmuz hain darbe girişimin bastırılmasıyla Türkiye, art arda hamleler yapmış. FETÖ aparatı yerinden söküldükçe Türkiye, kararlı adımlar atmıştır. Bu mücadele bundan sonra da sadece FETÖ’ye değil bütün terör örgütlerine karşı artan kararlılıkla sürdürülecektir. 15 Temmuz siyasi bir tartışma başlığı değil milletimizin varlık yokluk mücadelesidir. Bu darbe girişimi işgal hareketidir. Şükür ki kararlı liderlik ve milletimizin iradesiyle mağlup edilmiştir.”
ERDOĞAN: 2023’E ESKİ TÜRKİYE’NİN KAMBURLARIYLA DEĞİL, YENİ TÜRKİYE’NİN HEYECANIYLA GİRMEK İSTİYORUZ
Erdoğan, Abdurrahim Karakoç’a ait “Kardan Aydınlık” şiirini okudu. Erdoğan, daha sonra şunları söyledi:
“15 Temmuz destanının 5. yıl dönümünde sizlerle beraber olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Ülkemizin bekası, milletimizin istiklali uğrunda can veren kahraman şehitlerimize Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Gazilik mertebesine erişmiş tüm gazilerimize sağlıklı, hayırlı, uzun ömürler diliyorum. O gece özgürlüğüne, ezanına, bayrağına, vatanına, devletine, geleceğine sahip çıkan milletimin tüm fertlerine şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum.
O gece, çıplak elleriyle tankları durduran, ölüm kusan silahlara meydan okuyan cesaret abidelerinin hakkını ödeyemeyiz. O gece, yurdu yaşatmak için can veren ama canından aziz bildiği vatanından vazgeçmeyen kahramanların haklarını ödeyemeyiz.
15 Temmuz şehitleri; Bedir’den Çanakkale’ye, İstiklal Harbi’nden Kıbrıs Barış Harekatı’na, terörle mücadeleden yurt dışı operasyonlarımıza bütün bunlarla birlikte batıla, zalime ve küfre karşı yürütülen hak mücadelesinin günümüzdeki temsilcileridir. Onlar; tarihiyle, değerleriyle büyük, vicdanı, merhameti, adaleti ile büyük bir milletin gözbebekleridir.
Her kim bunu gölgelemeye çalışıyorsa; ülkesine, milletine hepsinden önemlisi o gece kanları ile destan yazan aziz şehitlerimize ihanet ediyor demektir. Biz şehitleri yaşayan, şühedanın ölmediğine inanan, diri olduklarına iman eden bir dinin müntesipleriyiz.
Günde beş vakit ezanlarımız eğer gökyüzünü süslüyorsa, bağımsızlığımızın timsali al bayrağımız 780 bin kilometrekarenin her karışında gururla dalgalanıyorsa, bu millet geleceğine umut ve güven ile bakabiliyorsa, Türkiye hedefleri ve idealleri doğrultusunda kararlılıkla ilerleyebiliyorsa, bunların hepsinin gerisinde, ölümü öldüren kahramanların canı, kanı, gayreti, fedakarlığı vardır.
“BU MİLLET, TÜRKİYE’NİN GEÇİLMEZ OLDUĞUNU BİR KEZ DAHA GÖSTERMİŞTİR”
Hiç kimsenin, özellikle bu güzide çatı altında görev yapanların, 15 Temmuz gecesi milletin verdiği şanlı mücadeleyi önemsizleştirmeye hakkı yoktur. 15 Temmuz, milletin milli iradenin, demokrasiye görül verenlerin zaferidir. Milletimiz, 15 Temmuz’daki direnişiyle hem darbe girişimini püskürtmüş hem bir işgal teşebbüsünü engellemiştir. Genci yaşlısı ile bu millet Türkiye’nin geçilmez olduğunu dünyaya bir kez daha göstermiştir.
Türk milleti, sokakta istiklalini korurken; milletin vekilleri de bu yüce çatı altında demokrasiye, milli iradeye sımsıkı sahip çıkmıştır. Milletvekillerimiz, bu Gazi Meclis’in şanına yaraşır bir şekilde tepelerine atılan bombalara rağmen halkın emanetini yere düşürmemiştir. Bu vesileyle o gece engelleri aşarak tankların çevresinden dolanarak, TBMM’ye gelen milletin vekili olma sorumluluğunu yerine getiren herkese şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.
Tarih, bu dayanışmayı da altın harflerle yazacaktır. Şehitlerimizin uğruna canları feda ettikleri kutlu emanete halel getirmemek bizim önemli gayemizdir. Özünde rekabet bulunan siyaseti, ülkenin ve milletin hayrına olan işlerde yarışmak olarak gördük. Milletimizin hakkını savunurken 84 milyonun tamamını kucaklamaya çalıştık. Milletin huzurundan başka hiçbir hedef peşinde koşmadık. Önceliği millet ve memleket olan herkese ortak paydada buluşmaya gayret ediyoruz. Siyasi partilerimiz, fikirlerimiz, bakış açılarımız farklı olsa da hepimiz aynı vatanın insanlarıyız. Kökenlerimiz, görüşlerimiz ayrı olsa da binlerce yıllık mazinin inşallah ortak bir geleceğin sahibiyiz.
Son bir buçuk yıldır ülkemizi de etkileyen salgın, millet olarak kaderimizin de kederimizin de ortak olduğunu göstermiştir. Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlayacağımız 2023’e eski Türkiye’nin alışkanlıkları ve kamburlarıyla değil, inşallah yeni Türkiye’nin heyecanıyla girmek istiyoruz. 84 milyonun her bir ferdinin de bizimle aynı hissiyatı paylaştığını düşünüyorum. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi daim etsin.
Rize’mizde birçok kardeşimiz rahmeti rahmana kavuştu. Üç bakanımız orada, tüm görevlilerimiz arama tarama çalışmalarını devam ettiriyor. Rabbim bu felaketleri bize yaşatmasın diye niyazım var.”