Yurttaşlar, 2022 yılına art arda gelen zam haberleriyle girdi. 150 kilowatt’a (KW) kadar olan elektrik tüketimleri yüzde 50 zamlanarak 1,37 TL, 150 KW'ın üzerindeki kısım için ise elektrik tüketiminin birim fiyatı yüzde 125 zamlanarak 2,06 TL oldu.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'ndan (EPDK) yapılan açıklamada ise yeni yılla beraber kademeli tarife uygulamasına geçildiği bildirildi.
TEPKİLER SONRASI YENİ DÜZENLEME
Ocak ayında kademeli tarifenin etkisiyle yüklü gelen elektrik faturaları yurttaşı isyan ettirince, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan bir hamle geldi. Erdoğan, Kabine Toplantısı sonrası yaptığı açıklamada 'Enerji piyasalarında sürdürülebilirliği sağlamak için tarifelerde zorunlu düzenlemeye gitmek durumunda kaldık. Vatandaşlarımızın şikayetleri üzerine ilgili kurumlara elektrik faturalarının yeniden düzenleme talimatını verdik. Bu çerçevede aylık tüketimi 150 kilowattan 210 kilowata çıkartıyoruz' ifadelerini kullandı.
'YAPILAN BİR ALGI YÖNETİMİ'
Erdoğan’ın bu hamlesi bazı kesimler tarafından ‘indirim’ olarak yorumlanırken; Cumhuriyet’ten Miray Özbilek'e konuşan Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) İstanbul Şube Başkanı Cemil Kocatepe, yapılanın bir algı yönetimi olduğunun altını çizdi.
'KABUL EDİLEBİLECEK BİR ZAM DEĞİL'
Yeni düzenlemeyle 210 kilowattlık bir faturada 41 küsur liralık bir azalma söz konusu olduğunu belirten Kocatepe, 'Buna biraz algı yönetimi diyelim. Çünkü zam çok büyük. Zam gerçekten kabul edilebilecek bir zam değil. Hepimizi şok eden bir zam. Elektrik Üretim A.Ş.’nin dağıtım firmalarına satışı yaklaşık 32 kuruş. Yani, Elektrik Üretim A.Ş. bir kamu kuruluşu olarak 31,86 kuruşa dağıtım firmalarına elektrik satıyor. Birinci kademede konutlarda ise 79 kuruş enerji bedeli oluyor, 100 kilowatt ve altı için. Şimdi siz 32 kuruşa alınan bir şeyi, 79 kuruşa satıyorsunuz. Bu dediğim enerji bedelidir. Giydirilmiş bedel olarak zaten 1,37 lira. Böyle baktığınız zaman, zammın ne kadar büyük olduğunu, halkın enerji ve elektrik alanında nasıl gerçekten bir soyguna maruz kaldığını görüyorsunuz' dedi.
'ELEKTRİK ÜRETİMİNİN YÜZDE 80'İ, DAĞITIMIN İSE TÜMÜ ÖZELE GEÇTİ'
Zamların gerekçesini, elektrik sisteminin kuruluşuna bağladıklarını söyleyen Kocatepe, şöyle konuştu:
'Üretimin yüzde 80’i eskiden kamudayken, yüzde 80’i bugün özele geçti. Dağıtımın ise tümü özele geçti. Kurdukları sistem içerisinde dağıtım ve üretimin hepsi dolar bazında satıldı. Bu firmalar dolar bazında borçlandılar. İkinci olarak ise üretime dolar bazında çeşitli destekler veriliyor. En çok bilineni ‘Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması’ adı altında. Destek, 7.3 sentten başlıyor, 13.3 sente kadar çıkıyor. Ayrıca, bazı kömür santrallerine ikili anlaşmayla neredeyse 16 sent destek veriliyor. Bunların hepsi elektriğin maliyetine giriyor. Böyle olduğu zaman da, elektriğin üretimden kaynaklı maliyeti neredeyse bugün 2 liralara geliyor.'
'KURDUKLARI SİSTEM SÜREKLİ ZAM ÜRETİYOR'
“Kurdukları sistem, sürekli zam üretiyor ve üretecek de” diyen Kocatepe, sistemin çok büyük bir yoksullaşmaya yol açtığını ve onun için bu sistemin değişmesi gerektiğini vurguladı.
'DÖVİZ BORÇLARI SİSTEMİN ÜZERİNDEN KALKMALI'
“Üretim ve dağıtımın mutlaka kamuya geçmesi lazım. Ve bu dolar, döviz borçlarının da bu sistemin üzerinden kalkması lazım” diyen Kocatepe, “Bu kalkmadığı sürece bu sistem zam üretecek. Bugünkü zamların en önemli gerekçesi AKP’nin kurduğu enerji, üretim ve satış sistemi. Önümüzdeki aylarda da biz korkuyoruz ki, bu sistem yeniden zam getirecek. Ama temelde kamuda olduğu zaman bunu daha ucuza mal etmek söz konusu. Onun için 32 kuruşa mal edilen şey, vergiler dahil 78 kuruşa mal oluyor” diye konuştu.
'DAĞITIM FİRMALARI YERİNE, DOĞRUDAN MESKENLERE YÖNLENDİRİLSİN'
Elektrik Üretim A.Ş.’nin ürettiği elektriği dağıtım firmaları yerine, doğrudan meskenlere yönlendirmesi talebinde bulunan Kocatepe, “Elektrik Üretim A.Ş.’nin ürettiği elektrik meskenlerin tüketimine yetiyor. Böylesi bir denge var arada. Acil yapılması gereken şey, bu. Hem zam geri alınmış olacak, hem de kamunun ürettiği elektrik en azından konutlarda faturaların daha az çıkmasına neden olacak ve halk bu anlamda rahatlayacak” dedi.
'SERMAYEYE SOYGUN DÜZEYİNDE BİR PARA AKTARIMI VAR'
Sanayi ve ticarethanelere gelen yüzde 125’lik zamma da değinen Kocatepe, şöyle konuştu:
'Bugün dükkanlara kiralarından fazla elektrik faturaları geliyor. Yani bu hakikaten kabul edilebilecek bir şey değil. AKP’nin, kurduğu elektrik ve enerji sistemi üzerinden sermayeye soygun düzeyinde bir para aktarımı söz konusu. Bu sistemin ortadan kaldırılması lazım. Bu sistem ortadan kalkmadığı sürece bu zam mekanizması işliyor. Ama onlar olmazsa, elektrik çok ucuza mal olup, halka ucuza verilecek durumda.'
'ELEKTRİK TEMEL BİR İNSAN HAKKIDIR'
“Elektrik, temel bir insan hakkıdır. Elektrik, ticaretin aracı olamaz” diyen Kocatepe, “Üretim ve dağıtımın derhal kamulaştırılması lazım. Türk Lirası değil bu destekler, döviz bazında veriliyor. 7.3 sent rüzgara veriliyor. Güneşe 13.3 sent veriliyor. Jeotermale 10.5 sent destek veriliyor. Bir de kömür santrallerine ikili anlaşmalarla saat başına 15.82 sent destek veriliyor. Bunların hepsi onların maliyetine giriyor ve bu para devletten her ay tıkır tıkır ödeniyor. Onlar ne kadar elektrik üretiyorsa, dolar Türk Lirasına çevirip ödeniyor. 13.3 sent dediğimiz şey şu anda 2 lira” sözlerini kullandı.
'KDV DE KALDIRILMALI'
“Halka bu kadar yüksek fiyattan elektrik satılamaz” diyen Kocatepe, “Biz KDV’nin de kaldırılması gerektiğini söylüyoruz. Çünkü temel bir girdi olarak, yüzde 18 KDV ile vergilendirilmesi, temel insan bağlamında olabilecek bir vergilendirilme değildir. Çünkü elektriğe yapılan bir zam, tek başına elektriğe yapılan bir zam değildir. Hayatın her alanını pahalılaştırıyorsunuz” diye konuştu.
'DAR GELİRLİLER 'YÜKSEK TÜKETİMLİ' CİHAZLAR KULLANMAK ZORUNDA KALIYOR'
“En büyük problem, Türkiye’de ortalama gelirin asgari ücret olması” ifadelerini kullanan Kocatepe, bugün elektrik faturalarının, bu gelirin yüzde 10’una gelmeye başladığının altını çizdi.
Evlerde bulunan eşyaların da tüketimi yüksek cihazlar olduğunu aktaran Kocatepe, “Çünkü bunlar eski ve enerji tüketimi daha yüksek. Gelir seviyesi yüksek olanlar daha tasarruflu olan yeni cihazları kullanıyor, dar gelirli yurttaşlar daha yüksek tüketimli cihazlar kullanıyorlar. Tasarruflu cihazların devlet tarafından dar gelirlilere ücretsiz olarak verilmesi lazım” dedi.
ERDOĞAN'IN 'MUM IŞIĞI' AÇIKLAMASINA YANIT
Önceki gün Türkiye Genç İş Adamları Konfederasyonu (TÜGİK) Genel Kurulu’nda konuşan AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, 'İşte 100 bin megawatta Türkiye'nin enerjisini çıkaran iktidar biziz. Sizin hayatınızda sadece mum vardı mum, gaz lambası vardı. Biz ise bunu bu hale getirdik” sözlerine de değinen Kocatepe, şöyle konuştu:
'Evet bugün 100 bin megawatt kurulu gücümüz var ama insanlar faturalarını ödeyemedikleri için mum ışığında oturuyorlar. Sanayinin elektriği kesildi 1 hafta bu ülkede. Bu, kabul edilebilecek bir şey değil. Milyarlarca dolar zararı oldu bunun ülkeye. Bugün insanlar o kadar yüksek bedel ödememek için mum ışığında oturacak duruma geldiler. Esas ayıp olan, 100 bin megawatt kurulu güce karşılık, böyle bir şeyin yaşanması.'
'SORUMLULAR, YÖNETENLER İSTİFA ETMELİ'
'Kurdukları sistemin bir kısır döngüye dönüştüğünü, zam ve pahalılık üreteceğini görüyoruz' diyen Kocatepe, sözlerini şöyle noktaladı:
'Bunun oluşmaması için sorumluların, yönetenlerin derhal istifa etmesi gerektiğini savunuyoruz. Bu ülke, daha bunu kaldıracak düzeyde değil. Görüyoruz, gözümüzün önünde oluyor bütün şeyler. Biz, işin uzmanları olarak; elektrik ve enerjide kullanılan sistemin doğrudan sermayeye para aktarmak üzerine kurulduğunu ve bu zamları da bütçede para kalmaması sebebiyle, halktan para koparmak için yapıldığını biliyoruz.'