ELAZIĞ'DAKİ AĞIR HASARLI BİNALARIN YIKIMLARIYLA İLGİLİ MHP'Lİ ÜYEDEN FLAŞ İDDİALAR 

ELAZIĞ

Elazığ İl Genel Meclisi Grup Başkanvekili Osman Dilek, 24 Ocak 2020 tarihinde Elazığ'da meydana gelen depremin ardından ağır hasarlı binaların yıkım ihalelerinde yapılan usulsüzlükler nedeniyle kamunun zarara uğratıldığını ifade

Sivrice merkezli Elazığ’da meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremde 5 bina yıkılmış binlerce bina ise hasar almıştı. Deprem sonrasında hasar alan binaların yıkımlarıyla ilgili açıklamalarda bulunan Elazığ il Genel Meclisi MHP grup başkanvekili Osman Dilek, burada katrilyonlarca para döndü aradaki para tefecilerin cebine gitti. Biz bağırıyoruz, sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Ama sesimizi duyuramıyoruz diye kaydetti.
850 BİN TL’LİK YIKIM İŞİ 278 BİN TL’YE VERİLMİŞ
Kentte yapılan bazı yıkım çalışmalarının resmiyete dayandırılmadan yapıldığını söyleyen MHP'li meclis üyesi Osman Dilek, “Yıkım için resmi yazı ve tebligat gelmeden yıkımlar başlayınca diğer yıkım firmaları devreye giriyor ve savcılık kanalıyla yıkım duruyor. Harput Yetiştirme Yurdu yıkımı savcılıkça durdurulunca  Baskil Yatılı Bölge Okulu'nun yıkımını da askıya alıyorlar. Baskil'deki yıkım, tam 21 gün sonra yine doğrudan temin usulü ile aynı kişilere eski sözleşmeye istinaden verilerek kılıf bulunuyor. Yani  Baskil Yatılı Bölge Okulu yıkım işi 278 bin TL'ye aynı kişiye doğrudan temin usulü ile veriliyor ve bu durumdan sonra bir vatandaş Valiliğe ve Özel İdareye dilekçeyle başvurarak, ‘Katılımcı firma sayısının artmasıyla işin bedeli 1 milyon TL'yi bulacaktır. Gerekli rekabet şartlarını oluşturmadınız, 850 Bin TL'yi bugün nakit yatırarak bu işi mevzuata uygun bir şekilde yapmayı taahhüt ediyoruz' diyerek dilekçe veriyor. Baskil'deki yıkım çalışmalarına tekrar başlanmış ancak yıkımın iptal edileceği söyleniyor, bekleyip göreceğiz. Bu şehri kim idare ediyor, bunlara bu yıkım talimatlarını kim veriyor, doğrudan temin talimatlarını kim veriyor? Asıl sorulması gereken sorular bunlar. Yazık günah bu memlekete. 850 bin TL nere 278 Bin TL nere… 572 Bin TL fark var” diye konuştu.
'YIKIM ÇALIŞMALARINDA ŞEFFAFLIK İLKESİNE UYULMUYOR'
Yıkım işlerinde yapılması gereken mevzuata uygunluk, şeffaflık, rekabet ve açık ihale kuralları ve yıkım işlerinin verilme kriterlerinin yasalarda açıkça belirtilmiş olmasına rağmen kurallara uyulmadığını belirten Dilek, ”Harput Yetiştirme yurdu binasının yıkımı, bu işlerle hiçbir ilgisi olmayan, tek özelliğinin, ilimizin, ülke yöneticilerinin çok değer verip itibar gösterdikleri bir kanaat önderinin oğlu olan bir şahsa verildiği ifade ediliyor. Hangi özelliğinden bilinmez aynı şahsa Elazığ'dan 3 adet yıkım daha verildiği söyleniyor. Bu şahsın da diğerleri gibi aracılık edip komisyonunu aldığı ifade ediliyor. Yıkımı yapılacak resmi kurum binası ve okullardaki demirbaş malzemeleri olan; yakıt tankları ve kazanı, kalorifer petekleri, metal büro malzemeleri, metal ranzalar, güneş enerjisi sistemi gibi demirbaş eşyalar için kanunen Makine Kimya Enstitüsü'nün ihale yapması lazım, tespit edilip buraya bildirilmesi lazım. Bugüne kadar yıkılan bütün kurumların içerisinde 1 adet bile oraya dilekçe gitmedi. Bu konuyu Makine Kimya Enstitüsü'ne de sordum ancak Elazığ'dan giden bir tane ihale dahi olmadığını söylediler” diye konuştu.
'BURADA MİLYONLARCA PARA DÖNDÜ ARADAKİ PARA TEFECİLERİN CEBİNE GİTTİ'
Hiçbir yasa, mevzuat ve açık ihale şartları gözetilmeden verilen yıkım işlerinde kamunun ciddi zarara uğratıldığını belirten Dilek, “1 milyonluk yeri 200 Bin TL'ye veriyorlar, arada iki üç kişi de yolunu buluyor, yapan da memnun alan da memnun, ne karışırız ne ederiz diyorlar. Bunları kim soracak veya bunları kim yapıyor? Zaten kullanılmayan ve boş olan Harput Yetiştirme Yurdu binasının yıkım işinin depremden 20 ay sonra ‘acil yıkım' gerekçesi altında, doğrudan temin usulü ile verildi. Hani bina acil yıkımdı? Acil yıkımsa  neden durdurdunuz? 1 ay neden beklediniz de yine aynı insanlara, aynı usul ile daha düşük fiyattan verdiniz? Nerede kamu yararı? Çok acil yıkım ise burada Valilik, İl Özel İdaresi ya da belediyeyi ilgilendiriyorsa belediyeden müsaade alırsınız ve demirbaşları da tutanak altına alırsınız.  Milli Emlak Müdürlüğü'ne tutanağı verirsiniz. Onlar da Makine Kimya Enstitüsü'ne tutanağı verir, yıkarsınız orayı. Ne karşılığında başınızı ağrıtıyorsunuz? Burada milyonlarca para döndü aradaki para tefecilerin cebine gitti. Biz bağırıyoruz, sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Ama sesimizi duyuramıyoruz” diye kaydetti.
VALİ, ŞİRKETİN YÖNETİM KURULUNA GİRME TALEBİMİ KABUL ETMEDİ
İl Özel İdare Genel Sekreterliği'nin Yatırım A.Ş isimli şirketi olduğunu belirten Dilek, “Bunu özellikle söylüyorum, doğrudan temin işleri bu şirket üzerinden yapılıyor. Bunlar talimatla yapılıyor, Özel İdare yapamaz bunu şirket talimatla yapılıyor. Biz dedik ki ‘bir tane Ak Parti'den bir tane MHP'den şirketin yönetim kuruluna girmek istiyoruz, hiçbir ücret ve huzur hakkı talebimiz yok' bunu dilekçe yoluyla bildirdim.  Ancak Vali Bey kabul etmedi. Neden kabul edilmedi onu da bilmiyorum. Ücret talep etmeyen, fahri görev yapmak isteyen, bu milletin 92 bin oyuyla İl Genel Meclisi'ne seçilmiş Osman Dilek olarak ücretsiz görev almak istedim, bizim olduğumuz yerde kimse kanunsuz bir şey yapamaz dedim, neden şirketin yönetim kuruluna kabul edilmedim hala bilmiyorum” ifadelerini kullandı.