DEMİRTAŞ: SİYASET, KÜLTÜR, SANAT, MEDYA, AKADEMİ DÜNYASINI SESSİZ KALMAKLA ELEŞTİRDİ

DEMİRTAŞ: SİYASET, KÜLTÜR, SANAT, MEDYA, AKADEMİ DÜNYASINI SESSİZ KALMAKLA ELEŞTİRDİ

Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, herhangi bir isim vermeden haksızlıklar karşısında sessiz kalanları eleştirdi. "Yıkımın, enkazın bu kadar ağır olmasında sizin suskunluğunuzun epey bir payı var, unutulmayacak" d

Kasım 2016'dan bu yana Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, siyaset, kültür, sanat, medya, akademi dünyasından sessiz kalmakla eleştirdiği kişilere isim vermeden tepki gösterdi.
T24 için kaleme aldığı yazısında Meclis grup toplantılarından sonra odasına döndüğünde annesinden gelen cevapsız aramaları görüp onu geri aradığını söyleyen Demirtaş, 'Üniversite yıllarımdan beri bıkmadan usanmadan söylediği şeyleri aynı anne şefkati ve korkusuyla tekrarlardı; oğlum, dikkatli ol. Böyle şeyler söyleme, bunlar senin başına bir film getirirler' ifadesini kullandı. Ardından şunları kaydetti:
'Anneler, evlatlarını kendi elleriyle o 'filmlerin' içine sürüklemeyi asla istemezler, koruma güdüsü çok baskın gelir. Anneler bunu doğaları gereği yaparlar. Bu nedenle onlara kızacak halimiz yok, sadece minnet duyarız. Ama eğer tarih boyunca annelerin bu konudaki sözlerini dinlemiş olsaydık dünya çok daha berbat bir yer olurdu. Anneler anneliklerini yaparlar, evlatlar da yapmaları gerekenleri.
'HEPİNİZ NE ARA BU KADAR HAYIRLI EVLATLAR OLDUNUZ?'
Altı yıla yakındır hapishaneden dışarıyı izliyorum, anneler kazanmış gibi görünüyor. Memlekette anne sözü dinleyen bunca insanın varlığı gözlerimi yaşartıyor doğrusu (!) Hepiniz ne ara, bu kadar hayırlı evlatlar oldunuz?
'NASIL BİR MAZERETİ OLABİLİR Kİ?'
Bir avuç hukuk tanımaz siyaset erbabının ele geçirdiği devlet aygıtını zorbalık ve zulüm için pervasızca kullanıp halkın anasını ağlatırken anne sözü dinlemenin nasıl bir mazereti olabilir ki?
'HAPSE ATILMAKTAN, MAHALLEDEN KOVULMAKTAN MI KORKUYORSUNUZ?'
Siyaset, kültür, sanat, medya, akademi dünyasınadır sözüm. İşten atılmaktan, işsiz kalmaktan, hedefe konulmaktan, linç edilmekten, hapse atılmaktan, mahalleden kovulmaktan mı korkuyorsunuz?
'YİNE DE SUSUYORSUNUZ, KENDİ BUNALIMINIZIN HAKLI (?) TEORİSİNİ YAZIYORSUNUZ'
Sizin tarihsel göreviniz toplumu, bireyi tam da bu tür saldırılara karşı korumak, bunun mekanizmalarını geliştirmek, açığa çıkarmak, örgütlemek değil mi? Siz korkularınıza teslim olduğunuz için sesini çıkaran bir avuç insanın daha ağır şekilde hedef haline geldiğinin farkında değil misiniz? Dahası, korkunun ecele faydasının olmadığını, böyle davrandıkça toplumun çöküşe sürüklendiğini görmüyor musunuz? Elbette görüyorsunuz, sizin uzmanlık alanınız bu; görmek. Ama yine de susuyorsunuz, kendi bunalımınızın haklı (?) teorisini yazıyor veya tatlı melankolisini yaşıyorsunuz.
'BUNLARI SİZE MUTLAKA HATIRLATACAĞIM'
İşin en acı kısmı da ne, biliyor musunuz? Bütün bu zulüm günleri geçip gittiğinde, güzel günler geldiğinde en önde, en çok görünen, en çok övünen siz olacaksınız. Bunları size mutlaka hatırlatacağım ya da size hatırlatan birileri olacak. Yıkımın, enkazın bu kadar ağır olmasında sizin suskunluğunuzun epey bir payı var, unutulmayacak.'
Demirtaş, yazısını 'Bu arada hep senin sözünü dinliyorum, olaylara karışmıyorum, bizzat olay oluyorum anne. İçin rahat olsun' sözleriyle sonlandırdı.