13 madde hakkındaki ret kararı oyçokluğuyla alınırken, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan 5 binin üzerinde avukatın olduğu illerde ikinci baro kurulmasını düzenleyen maddeye karşı oy kullandı. Arslan ret gerekçesinde 2017 yılında yapılan Anayasa değişikliğine atıfta bulunarak, kamu tüzel kişiliklerinin, ancak kanun ve Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulabileceğini belirtti ve yasa koyucudan bu konuda ‘titiz’ davranmasını istedi.
AKP ve MHP’nin oylarıyla TBMM’de kabul edilen ve kamuoyunda ‘çoklu baro yasası’ olarak bilinen kanun değişikliğinin iptali için CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yaptığı başvurunun ret gerekçesi bugün Resmi Gazete’de yayımlandı.
AKP ve MHP’nin oylarıyla TBMM’de kabul edilen ve kamuoyunda ‘çoklu baro yasası’ olarak bilinen Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un iptali istemiyle CHP’nin AYM’ye yaptığı başvuru reddedilmişti. CHP’nin 21 madde hakkında yaptığı başvurunun ret gerekçesi bugün Resmi Gazete’de yayımlandı.
İptali talep edilen maddelerden 13’ü hakkında oy çokluğuyla karar alındı. Oy çokluğuyla alınan kararlara karşı çıkan AYM üyeleri muhalefet şerhi yazdı. Kanun değişikliğinde 5 binin üzerinde avukatın olduğu illerde ikinci baro kurulasının önünü açan 18. Maddenin 3. Fıkrasına AYM Başkanı Zühtü Arslan, üyeler Hasan Tahsin Gökcan, Engin Yıldırım, Emin Kunduz ile Yusuf Şevki Hakyemez karşı oy kullandı.
‘KAMU TÜZEL KİŞİLİĞİ ANCAK KANUN VE CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ İLE KURULUR’
AYM Başkanı Zühtü Arslan ret gerekçesinde, Anayasa’nın 123. Maddesi’ne atıfla kamu tüzel kişiliklerinin ancak kanun ve Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulabileceğini kaydetti. Arslan, söz konusu değişiklikle ‘artık kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak kamu tüzel kişiliği kurulması imkanının kaldırıldığını’ belirterek, “Bunun yerine yeni hükümet sisteminin mantığına uygun olarak kamu tüzel kişiliğinin kanunla veya kanunun herhangi bir yetki vermesine gerek olmaksızın doğrudan Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulacağı öngörülmüştür” dedi.
Arslan kamu gücünü kullanan ve yargı sürecinin en önemli bir unsuru olan avukatların meslek kuruluşları olan baroların kurulması konusunda kanun koyucunun çok daha titiz davranması gerektiğinin altını çizerek, “Nasıl ki yasama organı her bir üniversitenin kuruluşunu titizlikle inceleyip kanunla kurulmasını sağlıyorsa, baroların kuruluşu bakımından da bunu yapması elzemdir. Kaldı ki bu bir tercih meselesi değil, son Anayasa değişikliği karşısında bir zorunluluktur” dedi.
YENİ SİSTEM HATIRLATMASI YAPTI
“Işıklar yanıyor” paylaşımıyla gündeme gelen AYM Üyesi Engin Yıldırım ise muhalefet şerhinde, 2017 yılında yapılan Anayasa değişikliğiyle Cumhurbaşkanlığı makamına yetki verilirken “… ancak kanunla veya kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak” hükmünün Anayasa’nın 123. Maddesinden çıkarıldığını hatırlatarak, şunları belirtti:
“Anayasa değişikliği öncesinde bir kamu tüzel kişiliğinin ancak kanunla veya kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak kurulması mümkündü. Yeni sistemde ise Anayasa’nın 123. Maddesine göre ancak kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kamu tüzel kişiliği kurulabilir. İptal talep edilen kurallar kanun özelliği taşımakla birlikte doğrudan baro kurmamaktadır. Bu kurallar, baroların nasıl kurulabileceğine, nasıl kamu tüzel kişiliği kazanacaklarına veya kaybedeceklerine dair yöntemle ilgilidir. Bir kamu tüzelkişisi olan baro kurulması için iki bin avukata veya Türkiye Barolar Birliği de dahil olmak üzere başka bir organa yetki verilmesi mümkün değildir.”
'İDEOLOJİK DÜŞÜNCELERLE BARO KURULMASINA İMKAN VERMEK ANAYASA'NIN RUHUNA AYKIRI'
'Çoklu baro' düzenlemesine karşı oy kullanan AYM üyelerinden Celal Mümtaz Akıncı ise, 'meslek kuruluşu' niteliğine, bu kuruluşların meslek standardı oluşturma görevine vurgu yaparak şu değerlendirmeyi yaptı:
'Bu kurumların oluşturulmasında esas alınan öge meslek olup ideolojik, siyasi vb. düşüncelerle bu kurumların teşkilatlandırılması, çoklu baro kurulmasına imkan verilerek bu tür oluşumlara zemin hazırlaması Anayasa'nın ruhuna ve amacına uygun düşmemektedir. (...) Aynı ildeki farklı barolar arasındaki rekabet, üyeleri arasındaki ideolojik, etnik, siyasi dayanışma, daha fazla üye sahibi olma, mevcut üye sayısını koruma gibi kaygılarla disiplin hükümlerinin uygulanamamasına ya da farklı uygulanmasına yol açabilecektir.'
Baroların kamu makamları nezdinde mesleği temsil ettiğine dikkat çeken Akıncı, 'Aynı bölgede birden fazla kurumun bulunması ve her bir kurumun farklı farklı ve birbiriyle çelişebilecek taleplerinin olması ihtimali mesleğe dair ihtiyaçlarla ilgili kamu makamlarıyla yapılacak çalışmalarda sorunlara yol açabilecektir' ifadelerine yer verdi. Kamu tüzel kişiliklerinin yönetmelik çıkarma gibi düzenleme yetkileri olduğunu hatırlatan Akıncı, birbiriyle çelişen düzenleyici işlemler yapılabileceğini, bunun da meslek standartlarının oluşmasında sorunlar çıkarabileceğini belirtti.