İnsan H
akları Derneği (İHD), İskenderun Şube Başkanı Çoşkun Selçuk, İçişleri Bakanlığı kararı ile Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediye başkanlarının görevden alınmasına dair açıklama yaptı.Selçuk, İHD İskenderun Şube binasından gerçekleşen basın açıklamasında: “31 Mart 2019 tarihinde gerçekleştirilen yerel seçimlerde yüksek oy oranıyla kazanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş-Başkanı Adnan Selçuk Mızraklı, Mardin Büyükşehir Belediye Eş-Başkanı Ahmet Türk, Van Büyükşehir Belediye Eş-Başkanı Bedia Özgöçke Ertan haklarında devam eden soruşturma ve kovuşturmalar gerekçe gösterilerek görevden alınmışlardır. Dayanak olarak da Anayasa’nın 127. maddesi ile 5393 sayılı Belediyeler Kanunu’nun 674 sayılı OHAL KHK’sı ile değiştirilen 45. maddesi ile 47. maddesi gösterilmiştir. Anayasa’nın 38. maddesinde masumluk hakkı düzenlenmiş olup kesinleşmiş mahkeme kararı ile hüküm giymedikçe kimsenin suçlanamayacağı kuralı bulunmaktadır. Bugün gerçekleştirilen görevden alma ve belediyeye 0. Bakanlık gerekçesinde ifade edilen görevden alınma prosedürü geçici olup bu durumda belediye meclisinde geçici olarak belediye başkanlığına vekâlet edecek kişinin seçilmesi gerekmektedir. Ancak bunun yapılmayıp doğrudan doğruya valilerin görevlendirilmesi tam anlamıyla bir OHAL işlemidir.
31 Mart yerel seçimlerinde YSK eli ile çok sayıda anti-demokratik karar alınmıştır. Bunların en önemlisi aday olmalarına onay verilerek seçime girmeleri sağlanan 5 HDP’li belediye başkanı adayının seçimi kazanmalarına karşın mazbatalarının verilmemesidir. Bu belediyeler Diyarbakır’ın Bağlar ilçesi, Van’ın Edremit, Tuşba ve Çaldıran ilçeleri ile Erzurum’un Tekman ilçesi belediyeleridir. YSK bununla da yetinmemiş, aday olmalarına onay verdiği ancak belediye meclis ve il genel meclis üyeliklerine seçilen HDP’li kişilerden OHAL KHK’ları ile kamudan ihraç edilenlerin mazbatalarını iptal etmiştir. YSK, yerel seçimlerde HDP’li adaylara tuzak kurmuş ve bu şekilde halk iradesine müdahale ederek seçim sonuçlarını değiştirmiştir. Mazbataları verilmeyen HDP’li başkanlar yerine onlardan sonra en çok oyu alan AKP’li adayları belediye başkanı yapmıştır.
Son 4 yılda halk iradesine yönelik müdahaleler OHAL kalktığı halde yerel seçimlerde de sürdürülmüş ve bugün adeta doruk noktasına ulaşmıştır. Daha önce her fırsatta ısrarla dile getirdiğimiz üzere OHAL Türkiye’de kalıcı hale gelmiştir. OHAL zamanında çıkarılan 32 adet KHK olduğu gibi kanunlaştırılmıştır. Şimdi bu kanun vasfı kazandırılmış KHK’ların pratik uygulamaları ile karşı karşıya bulunmaktayız. Bu KHK’lerde kalıcı olarak düzenlenmeyen hususlar ise 7145 sayılı kanunla düzenlenmiş ve OHAL adeta 3 yıllığına uzatılmıştır.
Halk iradesine bu kadar fütursuzca müdahale edilmesi çeşitli barış çabalarının olduğu bir döneme denk getirilmiştir. HDP, DTK ve HDK ile birlikte 4 Ağustos 2019 tarihinde kamuoyuna barış çağrısı yapmıştır. Keza, avukatları ile görüşen Abdullah Öcalan da yeni bir barış süreci için inisiyatif alabileceğini duyurmuştur. Böylesi dönemlerde siyasi iktidarın tamamen güvenlikçi politikaları devreye sokması anlaşılır değildir.
Türkiye’nin kronikleşmiş siyasal, sosyal ve ekonomik sorunlarının çözümünün tek yolu amasız ve fakatsız bir şekilde ülkede insan haklarına saygıyı güçlendirmek, barışı ve demokrasiyi tesis etmektir. Bugün halkın/seçmenin iradesine bu kadar fütursuzca müdahale edilmesiyle barış ve demokratikleşme çabalarına çok ağır bir darbe vurulmuştur. Siyasi iktidarı bu müdahaleden vazgeçmeye ve seçilmiş belediye başkanlarını göreve iade etmeye davet ediyoruz: Çünkü halkın/seçmenin iradesine sahip çıkmak, barış ve demokrasiyi korumak, yurttaş olmayı sürdürebilmek için herkesin görevidir” ifadelerine yer verdi.