Meral Akşener, Beşiktaş İskele Meydanı'ndaki Kadın Emeği Pazarı'nı ziyaret etti. Tek tek dolaştığı tezgahların başındaki kadınlarla sohbet eden Akşener, sattıkları ürünler hakkında bilgi aldı bazı tezgahlardan el örgüsü ürün satın aldı.
Akşener, Beşiktaş'taki Kadın Emeği Pazarı'nı ziyaretinin ardından, kadın cinayetlerini protestonun simgesi olan üzerinde 'İstanbul Sözleşmesi'ni uygulayın' yazan mor renkli maskeyi takarak basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
'DIŞ POLİTİKADA İNŞALLAH KAVGANIN, GÜRÜLTÜNÜN YERİNİ BARIŞ, HUZUR ALIR'
Meral Akşener, bir gazetecinin soru üzerine yeni yıl mesajını şöyle dile getirdi:
'2020’in yılının son gününde, inşallah 2021 ülkemize ve dünyaya geçtiğimiz yıla göre çok daha sağlıklı, sıhhatli, mutlu huzurlu yıl olur. Ülkemiz ve milletimiz açısından özellikle gençler, çocuklar ve kadınlar geçtiğimiz yıllara göre çok daha mutlu olduğumuz, onlar adına endişelenmediğimiz bir yıl olur diye ümit ediyorum. Dış politikada inşallah kavganın gürültünün yerini barış alır huzur alır. Çünkü bizim coğrafyamız ekonomik coğrafya diye tanımladığımız bir coğrafya, İYİ Parti olarak komşuları ile iyi geçinen, komşuları ile kavga etmek yerine ticaret yapabilen gelirini ve vatandaşın gelirini arttıran bir dış politikaya 2021’de sahip oluruz diye dua ediyorum.'
'PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİNE GEÇMENİN BEDELİNİ SANDIKTA ÖDEYECEKLER'
Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniyıl mesajında ekonomik reform vurgusu yapmasıyla ilgili bir soru üzerine de şu değerlendirmeyi yaptı:
'Erdoğan’ın ağzından reform çıktığında kendisine parmak sallanıyor, cıs deniliyor. Dolayısıyla reform konusunda; gerek ekonomide gerek hukuk alanında reforma gerçekten ihtiyaç var ama bu yapılabilir mi? böyle bir ümidimiz yoktur. Çünkü partili cumhurbaşkanlığı sistemi, maalesef bütün sistemi kilitledi. Tek bir kişinin iki dudağı arasında her türlü kararın verildiği bir süreç bu. Milletin sesinin Meclis'e yansımadığı, milletvekillerinin hiçbir kıymeti harbiyesinin kalmadığı, seçilmişin seçene karşı görevlerini yerine getiremediği, atanmışların seçilmişleri tahkir ettiği bir sistemde yaşıyoruz. Bütün bu ekonomide ve hukukun üstünlüğü adalet anlamında reform ya da iyileştirme söz konusu olacaksa Sayın Erdoğan’a tavsiyem hemen en hızlı biçimde iyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter sistem için tarafları biraraya toplaması, bizim önerdiğimiz memleket masasını toplamasıdır. Milletimizin nefes alabilmesi için behemahal güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş yapılmasının sağlanmasıdır. Buradan ümidin var mı diye sorarsanız, ümidim yoktur. İnşallah biz İYİ Parti olarak bu konuda üzerimize düşeni yapacağız ve ilk seçimde bu sisteme dair vatandaşımız tepkisini ortaya koyacak, bu sisteme geçmiş olmanın cevabını milletimizden alacaklar ve bedelini sandıkta ödeyecekler diye düşünüyorum ve buna inanıyorum.'
Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sanatçılara yönelik tanımlamasını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Atatürk'ün 'Efendiler hepiniz milletvekili olabilirsiniz. Bakan olabilirsiniz, hatta Cumhurbaşkanı olabilirsiniz. Fakat sanatçı olamazsınız' sözünü hatırlatarak, 'Onun için Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bu sözünü hatırlatmakla yetineyim' dedi.
'BU ADAMLARDAN BİR ŞEY ÇIKACAĞI YOKTUR'
Akşener, Partisinin Kadın Politikalarından Sorumlu İl Başkan Yardımcısı'nın organizasyonuyla hazırlanan siyah tülbentler ile üzerinde 'İstanbul Söleşmesini uygulayın' yazılı mor maskeleri kadınlara dağıttıklarını belirterek, bu tülbentlerin bir yılda öldürülen 385 kadını sembolize ettiğini söyledi. Aynı gün üç kadının öldürülmesini de hatırlatan Akşener, şöyle konuştu:
'Bir günde bir kadını oğlu, bir kadını kocası, bir kadını iddiaya göre arkadaşı ve en vahşi bir biçimde katlettiler. Biri anne, biri eş, biri de arkadaş. Ben özellikle akademisyen arkadaşımızı da andığım bir Twitter mesajından sonra bilerek sustum, bakalım ne olacak diye... Bol bol konuştu adamlar, eylem sıfır. Konuştular, bağırdılar, ortada hiçbir şey yok. Buradan sizler aracılığıyla kadınlarımıza sesleniyorum: Bu adamlardan bir şey çıkacağı yok, laf çok icraat yok. Dolayısıyla birbirimize biz kadınlar sarılmak zorundayız. Benim hayalimdeki Türkiye'de bir kadına elini uzatan o alçağın elinin kırıldığı bir Türkiye var. Bir kadına uzanan ellerin kırıldığı bir Türkiye'yi biz, birbirimize, ellerimizi tutarak, birbirimize sarılarak kadınlar başarmak zorundayız. Eğer erkeklerden, bol bol konuşup icraat yapmayan adamlardan beklersek pek çok kadın öldürülmeye, şiddet görmeye devam eder.'