Ak Parti İçindeki akepeliler ve Fetö’cülerle oldu, olacaktır' diyen AKP Mumcular eski Belediye Başkanı Kazım Avcı, 'Zat-ı âlinize 2013, 2015, 2018, 2021 yıllarında gönderdiğim mektuplar iletildi mi? Okuyabildiniz mi Sayın Cumhurbaşkanım? Milletimizde oluşan, Reis’in etrafı perdeleniyor, bazı çevrelerce kendisine hakkaniyetli bilgiler verilmiyor aksi halde gereğini yapardı söyleminin doğru çıkması duamızdır Sayın Cumhurbaşkanım' ifadelerini kullandı.
İşte Avcı'nın yayınladığı o mektup:
27 Mayıs gecesi, Facebook sayfamda gündeme ilişkin duygu ve düşüncelerimi paylaşmıştım. Arkadaş listemdeki basın mensubu Bodrumlu hemşehrim Sayın Yaşar ANTER’in; bu paylaşımımı, haber değeri olduğu düşüncesiyle medya/haber portallarında paylaştığını gün içerisinde öğrendim. Olanda hayr vardır.
Gelinen noktada kamuoyunu aydınlatmak adına yazılı olarak basın açıklaması yapmam gerektiğini gördüm.
Bu açıklamamı Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN’a açık mektup olarak da okuyabilirsiniz. Saygılarımla
2003 yılında Bodrum ilçe Başkanlığına atanmasına karşı çıktığım ve kongrede seçilmesini delegelerin oyları ile engellediğim Mustafa MERTER ve zabıta memurum Bİrol AYDIN’ın şahsımı hedef aldıkları düzmece, kurmaca sahte imza ama kendi el yazısıyla yaptığı şikayetler ile açılan ve 4 yıl süren GİZLİ” soruşturmalar ve kumpaslarla açılan davada; 29 değişik suçlama ve toplamda 175 yıl hapis cezası istemiyle “suç örgütü lideri olduğum” suçlamasıyla 2009 yılı 1 Mayıs günü önce tutuklandım 4 ay tutuklu kaldıktan sonra ilk mahkemede tahliye oldum.
Hakkımdaki 27 suçlamadan beraat ettim. İlk derece mahkemesi “Denetim görevini ihmal etmek”ten 2 ay 15 gün hapis cezasına ve Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi daha sonra da dava düştü. İkinci olarak, HAMiLİNE düzenlenen ve bankada tahsil edilen bir çekle ilgili zimmet suçundan, yerel mahkeme (kanuna açıkça aykırı olarak) hakkımda 5 yıl 2 ay hapis cezasına hükmetti. Niye açıkça kanuna aykırı yazdım açıklayayım. Sözü edilen çekin tahsilatını, şahsımla ilgili asılsız şikayetleri yaptığını sonradan öğrendiğim, Birol AYDIN’ın dayısının oğlu Fatih Akkulak’ın yaptığını ve aleyhimde delil olarak kullanılan bu Çeki, ne soruşturma, ne ifade, ne de 9 yıl süren yargılama boyunca mahkeme heyeti dahil kimse fiziken göremedi. Her aşamadaki savunmamda ısrarla talep etmeme rağmen aleyhte kullanılan delil mahkeme önüne getirilmedi, sadece ilgili kişilerin kolluk ifadeleri ve kolluk fezlekesi ile iddianame üzerinden karar verildi.
Ceza Mahkemesinde, Sanığa hakkındaki atılı suçun delili, ortaya açıkça konmadan aleyhinde cezaya hükmedebilinir mi?
Soruşturan Savcı, yargılayan Hakim Hukuk yerine başka yerlere bakınca böyle bir karar verildi işte. Dosya 4 yıldır halen Yargıtay incelemesindedir.
Dikkatinizi çekerim, 4 yıl gizli soruşturma, 9 yıl kovuşturma ve 4 yıldır devam eden Yargıtay süreci olmak üzere toplam 17 yıldır devam eden bir yargı sürecini anlattım. Peki dava dosyanın şikayetçileri kimler biliyor musunuz? Kim olacak 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra FETÖ okulu olduğu için kapatılan MERTER Koleji sahibi olan ve zamanın Hatay milletvekili Sadullah Ergin’in atadığı ama kongrede seçilemeyen Mustafa MERTER ile onun belediyedeki mutemet elemanı zabıta memurum Birol AYDIN.
Şimdi lütfen elinizi vicdanınıza koyun, bu yapılanlar bir babanın oğluna hak mıdır? Adalet bunun neresindedir? Geç gelecek adalet adalet midir?
Bana 46 yaşımda tekrar ders çalışma, bu güruhla mücadeleyi müdafi avukatla değil bizzat Hukukçu olarak kendim yapma azmini veren irade, sabır, cesaret ve kararlılığımı alkışlamanızı değil ama anlamanızı bekliyorum.
Hukukî mücadelem; çamur at izi kalsın taktiği ile beni lekeleyen ve uzayan yargı süreciyle yıllara yayarak lekeli kalmamdan medet uman, Ak Parti İçindeki akepeliler ve Fetö’cülerle oldu, olacaktır.
Ne, tekrar belediye başkanı, ne de milletvekili seçilme amacım yoktur ki bunu her platformda dile getirmişimdir.
Bu gaye ile ve Sayın Cumhurbaşkanımızın davetiyle 7. Olağan Kongre sürecinde Muğladaki teşkilatlarımıza çeki düzen verelim dedik ama, 2003’teki itirazımızda Genel Merkezde karşımıza kim çıktıysa 2021 de de yine aynı çevre çıktı bu kongre sürecinde.
Kendinizi benim yerime koyun.
Dün, bunlar partiyi ele geçirmemeli dediklerimize karşı, onlara sahip çıktılar. Haklılığımız 15 Temmuz’da anlaşıldı ama bu örgüt ve elemanları tarafından mağdur edildik ve mağduriyetimiz devam ediyor.
10 yıl belediye başkanlığı yaptım. Bunların Bodrum’da düzenledikleri hiçbir faaliyete katılmadım, Bodrum’daki Türkçe Olimpiyatlarına benden başka bütün belediye başkanları katılmıştır belki ama ben gitmedim. Sponsor olmadım, Yurtdışı gezilerine katılmadım
Bugünün tehlikesi de “çeteler” ve çetelerle aynı çuvala giren siyasetçilerdir.
İddia, ifşa ve ihbarcı şahsın sabıkası var diye tahkir ederek, küçümseyerek, yok sayarak, somut olay, kişi/kişiler, olay bağlantısı ve HTS kaydı, tanık vs anılmak suretiyle, araştırılması gereken bir yığın somut iddialara rağmen “ arkadaşlarımıza sahip çıkacağız” dediğiniz zaman benim gibi mağdurları perişan ediyorsunuz. Madem öyle, biz de yol arkadaşınız değil miydik? İktidar ortağı partiden seçilmiş belediye başkanı olarak, cezaevinden henüz çıkmış bir eski belediye başkanına gidip biat etme cesaretini kaç kişi göstermişti o zaman Türkiye’de de bize sahip çıkmadınız Sayın Cumhurbaşkanım?
Bizim de ailemiz, çoluğumuz çocuğumuz, dostlarımız, hısımlarımız var. Hem 22 senedir dava adına, fedai gibi sizi ve partimizi savunduğumuz için, hasımlarımız da mebzul miktarda birikti Bodrum’da. Ben yaşadığım mağduriyetlere, uğradığım haksız ve hukuksuzluklara rağmen 22 yıldır, size verdiğim sözüme sadakatle ve sabırla bağlı kaldım. Evlat ile Ana- Baba arasına giren, milletimizin 253 evladını acımasızca katleden bu FETÖ mensup veya iltisaklılarından Ak Partimizde hiç mi yoktu Sayın Cumhurbaşkanım? Adalet mekanizmasının kullanılmasıyla uğradığım haksızlıklarla ve failleri ile ilgili HSK’ya verdiğim şikayet dilekçem ve mahkeme evraklarından müteşekkil delillerimi Cumhurbaşkanlığı Katına iletilmek üzere Beştepe Millet Kampüsüne gönderelim neredeyse bir sene oldu. Niçin hiç kimse arayıp bu nedir kardeşim diye sormaz Sayın Cumhurbaşkanım?
Zat-ı âlinize, sevenlerinizin gözleri önünde hakaret ve tehditler savurarak, size karşı mücadele ve meydan okuyarak gelenlere,
2011 yılındaki seçimlerden sonra artık bileğinizin bükülemeyeceğini anlayınca gelenlere, hangi saikle ve vefa duygusuyla sahip çıkıyorsunuz Sayın Cumhurbaşkanım?
İbni Haldun’dan verdiğiniz örnek ne güzeldi: “Geçmişin geleceğe benzemesi, suyun suya benzemesi gibidir”. Dün cemaat bugün çeteler ve çetelerle aynı çuvala girenler. Dünkü sürecin mağduru oldum ve Allah-u âlem belki bu sürecin de mağduru olacağım ama olsun. Gün hesabî değil, hasbî olma günü. Allah var gam yok.
“Ömerler arıyoruz” diye ilan ettiniz 7. Olağan Kongreler sürecinde. Çağrınızı emir telakkî ederek sahip çıkalım dedik partimize. Sizi temsilen Muğla’da kongre yapanlar Anayasa ve Yasa maddelerini açıkça çiğneyerek davamızın değil kendi ekiplerini kurdular, delege iradelerine ipotek koydular. Rapor düzenlemekle görevlendirdiğinizi şahsıma tebliğ ederek, Muğla’ya gelen ve 4 saat boyunca beni dinleyen MKYK üyesi Milletvekiline her şeyi anlattım. Rapor olarak size ilettiğini ve selamınızı, gereğini yapacağınızı irade buyurduğunuzu ve kongreden iki gün sonra Teşkilatlardan sorumlu Gen. Bşk. Yrd.’na bizi çağırıp dinleme talimatı verdiğinizi bildirdi. Ama iki gün sonra hiçbir seçim başarısı olmayan, aksine 750 bin seçmeni olan Muğla’da, görev yaptığı 3 yılda yapılan iki seçimde sadece 342 oy arttırma sorumluluğunu taşıyan, çağrınıza rağmen oğlunu Fetö okulu Turgut Özal Üniversitesinden almadığı iddia edilen şahsın Divan Başkanı ve heyeti tarafından tekrar İl Başkanı olarak alavere dalavere ile atanmasında hangi kriter ve vefa gözetildi Sayın Cumhurbaşkanım? Genel Merkezimizin kapısı duvar, bizimle görüşmeyi kimse kabul etmiyor, telefonlarımıza cevap dahi verilmiyor Sayın Cumhurbaşkanım.
Zat-ı âlinize 2013, 2015, 2018, 2021 yıllarında gönderdiğim mektuplar iletildi mi? Okuyabildiniz mi Sayın Cumhurbaşkanım? Milletimizde oluşan, Reis’in etrafı perdeleniyor, bazı çevrelerce kendisine hakkaniyetli bilgiler verilmiyor aksi halde gereğini yapardı söyleminin doğru çıkması duamızdır Sayın Cumhurbaşkanım.
Benim derdim; Hz Ömer cesaretini, duruşunu göstererek bünyedeki çürümeyi, “Sessiz çoğunluğun sesi”milletin adamı, ümmetin umudu olarak gördüğümüz zâtınıza iletmektir.
2000 yılında sizi hangi saikle yerde ararken gökteki uçakta bulduysam, yine aynı saikle çok aradım ama sesimi duyuramıyorum artık ulaşılamıyorsunuz. 2019 Yetel Seçimlerinde Bodrum ziyaretinizde seçim bürosunda vatandaşla sohbet ettiğinizi görerek içeri girmek istedim kendimi tanıttım. Kapıda dikilen korumalarınız acaba kimden talimat aldı da hem içeri almadılar hem gömleğimin düğmelerini kopardılar?
Bu sebeple, belki de kendimi yakarak karanlığa ışık tutmak istedim. Biliyoruz ve inanıyoruz ki: “Def’i Marazat Celb-i Menafîden evladır”. Ben dahî istifayla kenara çekilerek şöyle diyorum:
Bu millet sizi tek başınıza sevdi Sayın Cumhurbaşkanım. Millet arkanızda gereğini yapın artık, herkes yapsın.
En kalbî duygularımla Allah’a ısmarladık.
Kazım Avcı
1999-2009 Muğla-Bodrum- Mumcular Belde Belediye Başkanı.